Bölüm33 Abimle Eve Doğru

2.6K 346 41
                                    

O vakit geldiğinde hava soğumuş, bulutlar gökyüzünü kapatmış ve gökyüzü herhangi bir yıldırım için açık görünüyordu.

Arabaya bindiğimizde patlamaya hazır bir bomba yanımızda yer alıyordu.

Yeterince uzaklaşınca ise...

-Baba... Varis adayı için dediklerin.

Babam takmadı.

-Evet.

-Neden bana söylemediniz!?

Babam sırıttı.

-Bunu sana söylemem için hiçbir neden yok. Benim kararımla yarışa dahil oldu.

-Ama yine de! Her zaman onun tarafındasın ben hala senin oğlunum!

Bu sefer babamın hiç görmediği duygusal yanını gördüm. Bağırırken gözleri dolmuştu.

-Benim oğlum öldü! O asla kız kardeşine böyle davranmazdı. Sen ailemiz yerine başkasını seçtin öyleyse sonuçlarına katlan!

-Bir kızı sevmek mi hatam? Onu seviyorum öyleyse sizi bırakmak mı zorundayım?

-Sen sevmek adı altında kardeşinle dalga geçtin ve onu hor gördün. İyi bir veliaht gibi derslerini almadın ve sosyal çevren desen sadece sana hayran olan kadınlardan oluşuyor. Ve bir baba olarak bana karşı çıkıp yine de ona gittim ve aile adımızı kötüledin!

-Sadece böyle düşünmek istiyorsunuz! Öyleyse bu şekilde düşünmeye devam edin! Ama söyle bana baba o nasıl benden daha iyi yapacak!?

-Kız kardeşin sen unutsan veya görmezden gelsen de mantıklı biri. İmparatorluk ailesini arkasına aldı ve arkadaş olmasa da politik arkadaşlıkları var. Dövüş konusunda da gelişiyor. Ama en önemlisi o ailesine sadık kalıyor!

-A...ama o da kafayı garndükle bozmuştu! Her zaman onun peşinden koştu ve...ve...

-Christian! Kardeşin evlenmesi gereken kişinin peşinden gitti çünkü sevdiğin kız onu çaldı.

-Çalmadı sadece...!

-Kız kardeşin sonunda onu bıraktı. Ama sen...

Derin bir sessizlik tek damla gözyaşı ile geldi. Büyük savaş kahramanı dükün gözünden bir damla yaş aktı.

Bu sırada araç durdu eve gelmiştik. Dükü kolundan tutup odasına götürdüm.

Ne olursa olsun ve ne kadar reddetsem de hala bazı anılara sahibim.

Bunca zaman onlar beni ilgilendirmeyem duygularmış gibi davrandım ama artık bitti.

Abimi o gece antrenman sahasına çağırdım.

Benden önce orada bekliyordu.

Eldivenimi çıkardım ve ona fırlattım.

-Benimle bir düello yap.

Düşünceli görünüyordu. Ama dediklerimi duyunca şaşkın bir yüz ifadesi yaptı.

Sonuçta onu yenemeyeceğim açık. Tabi kara büyü kullanmazsam.

-Hey buna emin misin? Ne olursa olsun...

-Lanet olsun cevap ver! Var mısın yok musun!?

Bu bir yerde gurur meselesi. Bir düelloyu reddetmek yenilgiyi kabul etmek demektir.

Kılıçlarımızı çektik.

İlk saldırı için çıktım ve bir darbe indirdim. Kolayca savuşturdu. Böylece bir kaç dakika devam ettik.

Ben vurdum o savuşturdu... Asla saldırmadı.

Bir yerden sonra kılıca kara büyü yükledim.

Böylece bir anda gücü artan saldırılarım karşısında sendeledi.

-Mutlu musun!?

-Huh?

-Hadi ama nasıl bu kadar kör olabiliyorsun!? Bunca zaman!

Artık konuşan ben değildim bu tamamen orijinal Estelle'di. Gücü ona bıraktım veya sadece aynı kişiyizdir ama farketmez. Artık bir bütünüz.

-Görmedin! Hiç bir zaman görmedin! Evet o adamın peşinden koştum ve değerli kızına zarar verdim! Sonucunda sosyal dünyada beni dışladılar peki ya sen ne yaptın!?

Kılıçlar havada çarpışmaya devam etti.

-Sadece onları gibiydin! Sen de bilmeden konuştun.

Yükselen kara büyümle birlikte ortaya çıkan siyah manayı saklayamazdım. Apaçık ortadaydı kara büyü kullandığım.

O da edilmemek için mana ile savunmaya başladı.

-Sonunda senin için sadece o vardı. Yıllardır seninle birlikte olan öz kardeşin değil! Oysa sana en çok ihtiyacım olduğu zaman sen bir teselli yerine bana bağırmaya geldin.

-Uhh... Estelle gücün...

Vücudum da durmadan artan bir güç vardı. Sanki dışarı çıkmak için bekliyormuş gibi.

Sonunda abimin kılıcı kılıcı dayanamadı. Kara büyü onu çürüttü ve kırılmasına neden oldu.

-O kızı istiyorsun değil mi? Neden sana onu getirmiyorum?

Bu Estelle'in tüm yaşadıkları... Öldüğü, zalimce idam edildiği zamandan beri biriken öfkesinin bir dışa vurumuydu.

Canını yaktılar ve bunu en yakınları yaptı.

*****

Estelle kılıcı kaldırdı. Son darbeyi vurmaya hazırlanıyordu.

Ama eli içindeki karanlığa ve yaşananların kırgınlığına rağmen aşağı inmedi.

Onu içinde tuttu.

Yerdeki genç oldukça korkmuştu. Aniden ortaya çıkan bu güç müydü onu korkutan ya da aniden gelen farkındalık mı bilinmez.

Gencin gözleri kılıca ve etrafa yayılmış siyah aura da sabitlendi.

Ayakta duran kız içindeki savaşı veriyordu. Onu öldürebilirdi. Ama o zaman onlardan bir farkı kalmayacaktı.

Ona ihanet edip onu öldüren kişilerden.

Kılıcı duvara fırlattı ve sertçe bir tokat indirdi gence.

Sonra onu çenesinden tutup şu sözleri tükürdü gözlerinden yaşlar akarken.

-Ne olursa olsun seni öldürmeme izin verme. Ve bir daha karşıma çıkmadığından emin ol.

Bu Estelle'in ruhunun yok olmadan önceki son sözleriydi. Artık tüm anıların ağırlığı diğer Estelle'deydi.

Anılarla bütünleştiği bu trajik an onun için yeni bir başlangıç noktasıydı.

________
Yazar:Villainesssss

Peki Ya Bir KötülüksemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin