Bölüm20 Yetenekler

2.8K 337 22
                                    

Evdeki davetsiz misafirler nedeniyle gün boyu odamda kalmaya ve projeye odaklanmaya çalıştım.

Harita da olası yerleri işaretledim.

Günün sonunda doğru elimde projenin genel bir taslağı oluşacak böylece yarın imparatoriçe ile anlaşabilirsem planım hakkında ondan destek alabilirim.

Ama ondan önce atlatmam gereken zorlu bir sınav daha var. Akşam yemeği!

Öyle yemeğini yoğunluk bahanesiyle odama aldım. Ama ne olursa olsun yemeğe gitmezsem benim onlardan korktuğuma dair dedikodular çıkar.

Ya da onu aşamadığım tarzında.

Yemek salonuna indim ve yerime geçtim.

Bu sefer onlar benden sonra gelip masaya oturdular. Onlar kapıdan girene kadar oldukça neşeli bir konuşma yapıyorlardı.

Sonra beni gördüler ve her taraf sessizleşti. Evangeline ortamın dağıldığını farkedince yeni bir konu açmaya çalıştı.

-Ahh çok güzel kokuyor hadi hemen yiyelim.

Diğerleri ise gülümseyip onu takip etti.

Ama bu yemekten sağ çıkmak için bir şeyler yapmalıydım. Ben de onlar yokmuş gibi davranmayı seçtim.

Ne onlar benimle konuştu ne de ben onlarla. Bence bu adil.

Mükemmel bir sakinlik vardı masada ki ben bile buna inanmakta güçlük çekiyorum.

Neyse ki pembe baloncuklarla dolu olan bu sohbeti görmezden geldim yoksa Evangeline'ne bu sefer bir tavuk hediye etmek zorunda kalacaktım...

Sadece anlamadığım nokta şu. Evet bir baron bir dük kadar zengin olmayabilir ama yine de yediklerimiz arasında büyük bir fark yok.

Peki bu dramatiklik nereden geliyor?

Sonunda başrolü anlamaya çalışmanın sadece Zaman kaybı olduğunu anladım.

Artık huzurlu bir hayat yaşayabilirim. Sakince selam verip masadan kalktım.

Ve inanmayacaksınız biliyorum ama kimse beni durdurmadı.

Yemekten sonra çalışma odama geçtim. Sonra uşak yanıma geldi.

-Leydi Arendale istediğiniz gibi bir kendini savunma öğretmeni tuttum. Şimdi izniniz olursa huzurunuza gelmek istiyor.

Kendimi bir tür padişah gibi hissediyorum.

-Gelsin.

İçeri gelen kişi oldukça yakışıklıydı. Gri saçları ve koyu lacivert gözleri var.

Hmm bu adam...

-Leydi Arendale'e saygılarımı sunarım. Ben Arendale dükalığının şövalyelerinden şef yardımcısı Abel.

Ahh bende seni nerede gördüğümü merak ediyordum.

-Peki. Seni neden çağırdığımı biliyor musun?

Bana soru işaretleriyle baktı.

-Öncelikle bana kendimi savunmam için bir kaç numara öğretmeni istiyorum.

Oldukça şaşkın görünüyordu.

Antrenman yaparken kişi sürekli yaralanır ama bu imparatorluktaki saf güzellik algısına ters düşüyor.

İmparatoriçe yönetimde söz sahibi evet ama bu genel olarak erkeklerin baskın olduğu bir toplum olmadığı anlamına gelmiyor ki imparatoriçe şimdi geldiği yere kendi tırnaklarıyla kazıya kazıya geldi.

-Abel şuan antrenman sahası boş değil mi?

Kafasını salladı.

Ona bir kaç yeteneğimi göstermek sıkıntı olmaz herhalde.

Heh kafası karışmış haldeyken oldukça komik. Şefleri şuan abim aslında ama kendisi birileri ile takıldığı için orduy aksatıyor.

Yani yardımcı şef aslında bir nevi asıl şef pozisyonunda.

Antrenman sahasına geçtik.

-Abel bana bir hedef tahtası ayarlar mısın?

Yine ne olduğunu anlamadan emirlerimi yerine getirdi.

Benden metrelerce uzakta küçük bir hedef tahtası vardı. Üzerimde sakladığım dartlarımı çıkardım.

Şimdi de ne olduğunu anlamaya çalışıyor.

Hadi ona anlatalım.

-Abel.

-Evet leydim.

-Bunlara iyi bak. Benim geliştirdiğim bir silah. Saplandığında içindeki zehir boşalıyor.

Oldukça ilgisini çekti galiba.

Eline birini verdim.

-Vurmayı dene.

Abel iyi kılıç kullansa da daha önce böyle bir şey kullandığını sanmıyorum.

Heh. İyi ki ailem beni uzun yıllar boyu aynı hastane odasına kapattı ki ben de bu beceriyi kazanmak için yeterince yalnızdım...

Ahem.

Abel atmayı denedi. İlkinde dışarı attı. Ve sonraki atışlarında ise ancak bir iki tanesi tahtaya isabet etti.

Ama ancak kenarlara geldi.

-Abel şimdi şunu izle. Bu benim gizli yeteneğim.

Dartı tuttum ve fırlattım. Hedef tahtasının tam ortasına bir ok gibi saplandı.

-Le...leydim bu...

-Abel şimdi anlayacağın üzere bu konuda ciddiyim. Öyleyse bana öğretir misin?

Ona kendimi saygın biri olarak göstermem önemli. Böylece eğitimi ciddiye alacak.

-Evet! Memnuniyetle leydim.

Hoho. Oldukça heyecanlı bir genç yakaladım sanırım.

Şimdi odama geçsem daha iyi. Hava kararıyor ve yarın saraya gideceğim.

Abel odama kadar bana eşlik etti.

Yarın benim için önemli bir gün. Bunu iyi değerlendirmeliyim.

Peki Ya Bir KötülüksemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin