Bölüm52 Yeniden

2.1K 284 15
                                    

Uhh...

Uyandığımda hava karanlıktı. Ne kadar zaman oldu?

Doğrulmaya çalıştığım da göğsümde bir ağrı hissettim. Ve o an her şeyi hatırladım.

-Haha.

Hala yazıyorum.

Susadım. Yanımdaki zili çaldım ve içeri giden Daniel oldu.

-Uyandınız!

-Mhm. Su istiyorum.

Bana su doldurdu.

-İyi misiniz ya da nasıl hissediyorsunuz?

-Azize nasıl?

-...Ahem. O iyi her zaman ki gibi.

-Hayır ben bayıldıktan sonra olanları anlat.

-Ben...azizede garip bir şeyler olduğunu ve yardıma ihtiyacınız olabileceğini düşündüm. Geldiğimde Azize bir şeyden korkmuş gibi yerde sizden oldukça uzakta duruyordu.

Heh işe yaramış.

-Gülümseyebiliyor mu?

-Huh...evet ama neden?

-Boşver. Peki ben nasıl kurtuldum?

-Rahipler geldi ve sizi iyileştirdiler. Azizenin yaradan korktuğunu düşünüyorlar.

Bu başkentte yaymak için güzel bir dedikodu. 'Azize korktuğu için kimseyi iyileştiremedi.'

-Ahh bir de ne zamandır uyuyorum?

-iki gündür.

Kutsal güç gerçekten yararlı bir şey.

Ayağı kalkmak için doğruldum. Yaram acıyordu ama buna katlanmalıyım.

Şimdi bakınca büyüyü yapamamışım enerjiyi hissedemiyorum. Boşuna korkuyor yani haha.

-Kalkmamalısınız yaranız...

-Bana yolda rapor ver.

İlerlemeye başladım ve o da bir iç çekip takip etti.

-Komutanları yani imparator öldü. Ama ordu geri çekilmiyor.

Huh?

-Sanki başka biri onları yönlendiriyormuş gibi.

-Öyle olmalı bir ordu onları yöneten kişi olmadan geri çekilir. Üstünlük kimde?

-Biz kazanıyoruz eğer böyle giderse yakında galibiyeti alacağız.

Bu bandajlar çok gevşek.

Hemen birini durdurdum.

-Bunları sıktır.

Odaya geçtik ve bandajları yeniledi.

-Majesteleri dinlenmelisiniz. Yaralarınızın açılması durumunda...

Hadi ama oradan bir mazojist gibi mi duruyorum. İtibarım için ofisime gideceğim ve savaşı kontrol ederken dinleneğim. Oppsie. Bunun bir sır olması gerekiyordu.

-Buna vakit yok.

Kalktım ve ata bindim.

Şimdi azizeye kara büyüm olduğunu gösterdim.

Bunu düşünmek sadece sıkıntı ve iğrenme veriyor. En azından bir süre bana yaklaşmayacak.

Hmm. Sonra gidip onu rahatsız etmeli miyim?

Ahh neyse önemli olan ordu değil mi?

Stratejileri tartıştığımı odaya gittim. Göğsüm boydan boya sarılmış ve ceketimin önü açık bırakılmıştı. Sadece bir göz bandı ve korsan olabilirim.

Sonraki saniye herkes içeri girdi.

Solgun ve yorgun görünüyorlar.

İlk atlayan abim oldu.

-Estelle iyisin!

Bu çocuk çok değişti. Neyse onu umursamayacağım.

Caein'e döndüm.

-Caein büyücülerin durumu nedir?

-İkisi ağır yaralı ve birisi sadece yaralı.

-Karşı taraf?

-Biri yaptığımız ilk saldırıda düştü ve ikincisini siz halletiniz. Üçü ağır yaralı ve diğerlerini bilmiyorum.

Kimse sakatlanmam hakkında yorum yapmadı.

-Bana haritada düşman hareketlerini gösterin.

Anlattıklarına göre içeride kalan düşman büyücü gücü sayesinde kurtuldu ama komutanları ve önemli sayıda askeri kaybettiler.

Ordumuz karşı tarafa önemli ölçüde baskı yapıyor ve büyücülerin küçük bir eksikliği içinde kazanacak durumdayız.

Asıl soru ordu komutanı bile olmamasına rağmen, hatta bu kadar kötü durumdayken neden hala geri çekilmedi.

Gelen mektuplara baktım ve tahta çoktan bir prens çıkmış. Oysa imparator genç gösteriyordu...Neyse.

Ama bu orduyu kim yönetiyor.

-Kimse kendini rehavete kaptırmasın. Savaş henüz bitmedi gizli bir silahları olabilir.

Elimi masaya vurdum.

-Ne bekliyorsunuz!? Ordunun başına!

________
Yazar:Villainesssss

Peki Ya Bir KötülüksemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin