Peki Ya Bir Kötülüksem

Bölüm92 Yeni Sırlar

Odamdayken bu gizemli kitabı birkez daha okumaya başladım. Anlatılanlar trajik olsada öğrenebileceğim çok şey var.

Kitapta ilgilimi çeken bir çok şeyden biri de sondaki boş sayfalardı. Belki de aklına yazacak şey gelmemiştir.

Ne yani kitap yazmak kolay mı?

Son sayfayı bir kez daha okuduğumda boş sayfalardan birinde bir yazı belirdiğini gördüm.

'İlk malzeme Sphero'nun zehri, şaşırtıcı olarak bazı durumlarda zehir kullanmak başka bir zehir için ilaç olabilir. Sphero'nun zehri sayesinde ölümsüzlük meyvesinin zehrinden korunacaksın. Ama dikkat et, ikinci durak daha zor olacak.'

Büyücü olmak gerçekten de havalı... Yani bunu sadece daha önce de yazabilirdi ama...

Bir gün kitap yazarsam içinde böyle gizemli şeyler olmalı!

Ahem. Onun dışında yeni bir büyü öğrendim ve kesinlikle hayatta en çok ihtiyacınız olan şey.

Şu küçük konfeti tarzı şeyden yapabiliyorum! Artık her zaman kutlamaya hazırım.

Şöyleki dün gece biraz... Nasıl desem garipti? Veliaht ve ben hakkında düşünüyorum ama bir karşılık verebileceğimi sanmıyorum.

Tamam şimdi sakin ol ve ikinci göreve odaklan!

Ofisime geçtim ve yapacağım işlere bakmaya başladım. Bu sırada içeri markiz girdi.

-Majesteleri izninizle.

-Lütfen markiz. Bir sorun mu var?

-İmparator Harold'dan dükalığın devri hakkındaki belgeler geldi. Elçi sizi bekliyor majestleri.

-Tsk tsk haber vermeden mi geldiler? Bu günlerde herkes içeri istediği gibi girmeye alıştı gibi duruyor.

-...

-Eh markiz buraya kadar geldiyse gitmemek ayıp olur.

Ayağı kalktım ve toplantı odasına doğru gittim.

İçeri girdiğimde elçi ayağı kalktı ve eğildi.

Koca salonda yürüdüm ve yerime oturdum.

-Artık kafanı kaldırabilirsin. Bu anı ziyareti neye borçluyum?

-Majesteleri imparator Harold size anlaşma gereğince istediğiniz belgeleri gönderdi. Majestelerine dostluğumuzun bir göstergesi olarak bu bölge hediye edilecek.

-Amanın, ne kadar da iyi kalplisiniz. Demek dostluğu ve barışa bu kadar önem veriyorsunuz.

-... Teşekkürler majestleri?

Belgeleri inceledim ve bir sorun yok gibiydi.

-Peki bana söyler misin majestleri nasıl bu toprağı almayı başardı?

-Bu...

-Yoksa bu belgeleri nasıl kabul edebilirim? Gerçi 'barış' için demiştiniz değil mi?

-Bu...bu... Bölgeye sahip olan yeni dük öldürüldü...

Demek bu kadar ileri gitti ama bu yeterli olmamıştır. Büyük ihtimalle topraklarda hastalık olduğu dedikodusu gibi bir şey yapmışlardır.

-Aniden geldiğiniz için bir şey hazırlayamadım ama hizmetçilerden hemen bir oda hazırlamasını istiyorum.

-Buna hiç gerek yok majestleri. Benim hemen imparatorluğa geri dönemem gerek!

-Eh oysaki varlığınız bizi şereflendiriyordu. Barışın elçisi olarak...