16 (M)

18.7K 1.6K 1.5K
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol.
Oy sınırı: 290
Yorum sınırı: 350

Jisung, aniden basan sıcaklık hissiyle sarıldığı yorganı tekmeleyerek açmış ve oflayarak doğrulmuştu. Elleriyle açamadığı gözlerini birazcık yardımcı olmak amacıyla ovaladı. Ardından esneyerek odasının camını açmak üzere yataktan kalktı.

Fakat kalkar kalkmaz kasıklarına saplanan acıyla yüzünü buruşturmuştu. Anlaşılan bu basit bir yaz sıcağı yüzünden oluşan bir şey değildi. Kızgınlığa girmişti.

Zar zor lavaboya ilerleyip yüzünü yıkadı, soğuk su birazcık rahatlamasını sağlasa da çok geçmeden göğsünde büyüyen baskı ve deliğinde hissettiği kaşınma hissiyle odasına geri dönmüş, yatağına girmişti.

Altındakilerin kasıklarını sıktığını hissetmesiyle bir çırpıda şortundan ve iç çamaşırından kurtuldu. Sol elinin parmaklarını ağzına alıp emmeye başlarken bir yandan da telefonundan Felix'e kızgınlığa girdiğini, bu yüzden bugün gelemeyeceğini anlatan bir mesaj atmıştı.

Tek eliyle yazması uzun sürmüştü. Gönder tuşuna bastıktan sonra emdiği parmaklarını ağzından çıkardı ve arkasına atıp kaşınan deliğine sürttü. "Hmm-hhm."

Kesik kesik inlerken bir yandan da kendini rahatlatmaya çalışıyordu. Telefonunu eline alıp rehbere girdi ve Minho'nun isminin üstüne geldiğinde tereddütsüzce aradı. Şu an saatin kaç olduğunu bilmiyordu ancak çok erken olmamasını umdu.

"Efendim?" Minho'nun yeni uyandığını her yerinden belli eden kalın sesini duyduğunda ihtiyaçla inledi Jisung. Gözleri dolmuştu ve alfayı yanında istiyordu. "M-minho."

Ağlamaklı sesiyle ona seslendi, karşı taraftan birkaç çarşaf sesi geldiğinde alfanın kalktığını anlamıştı Jisung. "Geliyorum." dedi Minho sadece.

"Çabuk ol lütfen-ngh!" Parmaklarıyla kendi deliğini becerirken yüksek sesle inledi. Minho ise telefonu kapatıp elinden geldiğince hızlı bir şekilde elini yüzünü yıkamış, üstüne rastgele bir tişört geçirip Chan'ı uyandırmamak adına sessizce evden çıkmıştı.

Koşar adım Jisung'ın evine doğru ilerledi. Zile bastı ve beklemeye başladı. Jisung, duyduğu kapı ziliyle kasıklarındaki acıyı önemsemeden yataktan fırlamıştı.

Elinden geldiğince hızlı bir şekilde merdivenleri indi ve çalan kapıyı açtı. Minho eğdiği kafasını açılan kapı ile kaldırırken aynı zamanda karşısındaki çocuğu süzmüştü. Üzerindeki uzun tişört kasıklarını saklasa da güzel bacakları göz önündeydi. Kahve kokusu buram buram suratına çarparken Minho içeri girdi, Jisung da kapıyı kapattı. Ardından gelişenler ise çok hızlıydı.

Alfa bir çırpıda üzerindeki tişörtün yakalarından tutarak çıkarmış ve yere atmıştı. Giymesiyle çıkarması arasında iki dakika bile olmamasına normalde olsa gülebilirdi ancak karşısında ihtiyaçla ona uzanan omega aklını altüst etmişti.

Bir adımda aralarındaki mesafeyi kapattı ve kollarını Jisung'ın beline dolayıp dudaklarına yapıştı. Omega da sonunda bu ana kavuşmanın verdiği hazla dudaklarını aralayarak Minho'nun ağzına birkaç inilti bıraktı. Zarif elleri alfanın çıplak omuzlarına, oradan da boynuna sarıldı. Minho onun dilini emerken Jisung ise bacaklarını birbirine bastırmış, kasıklarını Minho'nunkilere sürtmeye başlamıştı.

Parmak uçlarında yükseldi ve alfanın boynuna tutunarak onu kucağına alması için kendini yukarı çekti. Minho ellerini Jisung'ın belinden çıplak bacaklarına indirmiş ve tek seferde onu kucaklamıştı. Jisung bacaklarını diğerinin beline sardı, Minho da böylelikle dudaklarını ayırıp merdivenlere yöneldi.

They say 'FrIeNdS'/ MinsungWhere stories live. Discover now