28

10K 1.5K 974
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol.
Oy sınırı: 390
Yorum sınırı: 300

Akşam yemeğinin ardından, Jisung da sofrayı toplayanlara katılmış ve yardım etmişti. Annesi sürekli onu gerek olmadığına ikna etmeye çalışsa da genç omega onu dinlememişti tabii ki.

"Ver oğlum sen bana." Jisung'ın mutfağa getirdiği tabakları alıp tezgaha koydu. Jisung ise tekrar içeri girmişti. Masanın temizlendiğini görüp yukarı çıktı ve ellerini yıkadı güzelce. Sonrasında tekrar aşağı inip diğerlerine katılmıştı.

"Ay canım dondurma çekti." Felix'in koltukta kafasını geriye atarak söylediği cümle ile Changbin ayaklanırken Felix'in babası ise elini gururla göğsüne vurmuştu. "Dolapta var." dedi bugün aldığını belli ederek.

Jisung, ilerleyip koltuğun boş bulduğu bir kısmına oturduğunda yine bebeğinin feromonlarını hissetmişti. Henüz daha çok küçük, belki de bir hücre olduğu için sadece Jisung'ın alabileceği kadar arada sırada yükseliyordu koku. Omeganın suratını bir gülüş kaplarken eli de istemsizce karnını buldu.

Felix koşarak mutfağa gidip elinde bir sürü dondurmayla geri dönmüştü. Teker teker herkese dağıttı ve tekrardan sevgilisinin yanına kuruldu. Jisung, elindeki çikolatalı dondurmanın paketini açtıktan sonra mutluluğuna engel olmadan gülümsedi. Dondurma çok severdi. Hoş, kim sevmezdi ki?

Koyulaşan sohbete katılarak dondurmasını yerken aklının bir köşesi sürekli bebeğiyle meşguldü. Seul'e dönmelerine az kalmıştı, bir doktordan randevu almalı mıydı? Bu gibi şeyleri düşünürken aklına düşen arkadaşıyla birlikte ayaklandı ve bahçeye çıktı. Evin içine bakan, çimlerin üstündeki koltuklardan birine oturup şortunun cebinden telefonunu çıkardı.

Aradığı ismi bulduğunda ise tereddütsüzce tıklamıştı. Telefonu kulağına götürüp evin içini uzaktan seyretmeye başladı.

"Selam Ji! Nasılsın?"

"İyiyim Seungmin, ya sen nasılsın Chan hyung nasıl?"

"Biz de iyiyiz. Herkesin keyfi yerinde mi bakalım? Çok özledim sizi!" Seungmin'in neşeli sesi Jisung'ın da gülümsemesine sebep olurken omega bakışlarını içerideki arkadaşlarında gezdirmişti. Jeongin elindeki yastıkla Hyunjin'i kovalıyordu. Felix'in annesi de peşlerinden onları ayırmak için koşuyordu. Diğerleri ise sanki alışmışlar gibi televizyona bakıyorlardı sadece.

"Biz de sizi çok özledik, burada her şey yolunda...sanırsam?"

"Sanırsam mı? O da ne demek şimdi?" Genç omega derin bir nefes vermişti. Bebeğini Seungmin'e anlatacaktı. Hem psikoloji okuduğundan hem de aralarında en mantıklı düşünebilen kişi olduğu için ona ayrı bir güveniyordu Jisung. Üstelik ağzı da çok sıkıydı.

"Chan hyung yanında mı?"

"Değil, mutfakta bir şeyler hazırlıyor."

"Seungmin, sana bir şey söyleceğim ama aramızda kalmasını istiyorum tamam mı? Chan hyunga bile söylemeyeceksin."

"Jisung, beni korkutuyorsun."

"Korkulacak bir şey değil...sanırsam?"

"Pekala, bundan sonra sanırsam kelimesini sana yasaklıyorum. Anlat çabuk."

"Çok büyük bir tepki verme ama tamam mı? Chan hyung duymasın bak çok önemli Seungmin."

"Ay çatlayacağım ortadan ikiye, tamam dedik söyle."

Jisung'ın bakışları ilerideki camın ötesinde bir ayak bileği diğer bacağının dizine gelecek şekilde bacak bacak üstüne atmış alfayı buldu. Minho, gülerek televizyondaki bir şeylere yorum yapıyordu. Omega içine derince bir nefes çektikten sonra kısık bir sesle konuştu. "Ben hamileyim."

They say 'FrIeNdS'/ MinsungWhere stories live. Discover now