29

10.8K 1.5K 1K
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol kuşum benim
Oy sınırı: 395
Yorum sınırı: 400

Ertesi sabah, Jisung annesinin sesiyle uyanmıştı. Yatakta gerinerek bir o tarafa bir bu tarafa döndü ve perdesinin arasından sızan güneş ışıklarıyla gözlerini birkaç kez kırpıştırarak araladı. Sonrası ise çok hızlı gelişmişti.

Genç omega, hızla yataktan kalkıp tuvalete koştu. Tam tuvaletin kapısında Jeongin'le çarpıştıklarında ise tam bir kaos ortamı oluşmuştu. "Yah! Ben gireceğim, önce ben geldim!" Jeongin, omegayı itmeye çalışırken söylendi ancak Jisung Minho sayesinde neredeyse bir beta kadar güçlüydü. "Hiç de bile ben geldim önce!"

Sabah sabah, onların seslerine ve yayılan kızgın, huzursuz feromonlara diğerleri de uyanmışlardı. Hyunjin, direkt olarak yukarı tırmanıp birbirlerini itmeye çalışan ikilinin arasına girip Jeongin'i belinden tuttuğu gibi Jisung'tan ayırmıştı. Genç omega dağılan saçlarını elleriyle düzeltip sarışın alfanın kucağında çırpınan betaya dil çıkararak tuvalete girmişti.

"Yah! Hyunjin! Senin üstüne işemezsem ne olayım lan! Bırak beni!"

"Jeon-"

"Aha saldım bak!"

"Jeongin bir dinler misin? Çırpınmayı bir bırak!" Alfanın yükselen sesiyle beta olan durdu. Hyunjin onu bırakıp önüne geçerek omuzlarından tuttu ve derin bir nefes verdi. "Hayatımın anlamı, banyoda da tuvalet var ya!"

"Haaaa!" Jeongin'in ufak bir aydınlanma yaşamasıyla alfa olan güldü ve onun zaten dağınık saçlarını karıştırdı. Jeongin ise rahatlamayla hemen banyoya yöneldi.

Hyunjin ise tekrar merdivenlerden inmeye başlarken esnemişti. Mutfağa gidip Bayan Han'a kahvaltı hazırlaması için yardım etmeye başladı ancak yumurtaları kırarken kaçırdığı kabuklar yüzünden ensesine birkaç tokat yiyerek tekrar salona gönderilmişti.

Bugünün planı, kahvaltıyı yaptıktan sonra dışarı çıkmaktı. Hep birlikte, gitmeden önce son bir kez şehri ve çarşıyı dolaşacaklar, ardından sahile inip konsere katıldıktan sonra uyumak için eve döneceklerdi. Yarın da Seul'e kalkan bir uçakları vardı.

Jisung, tuvalette işini bitirip çıktığında derin bir nefes verdi. Birden grubun Jeongin'ine dönüşüvermişti. Sürekli çişi gelip duruyordu, eh dün gece hafta hafta hamilelik belirtilerini baştan sona okuduğu için biliyordu. Tahminlerine göre mide bulantılarının başlamasına da az kalmıştı.

Pijamalarını değiştirmeden aşağı indi ve annesine yardım etmeye başladı. Tavada kızarttığı tofuları çevirirken ikisi de sessizdi ancak Jisung'ın bu sessizliği bozması uzun sürmemişti. "Anne."

"Efendim?"

Jisung, ocağın altını kısıp salatalık doğrayan annesine döndü. "Seul'e gittiğimizde, en yakın zamanda bir doktora görünmek istiyorum." dedi fikrini annesine açarken. Aslında kendisi yapabilirdi ancak hem uğraşmak istemediğinden hem de annesinin daha iyisini ve güvenilir olanını bulacağını düşündüğünden ona söylüyordu.

"Randevuyu halledebilir misin?"

Bayan Han oğluna gülümsedi. "Tabii ki." dedi içtenlikle. "Olmuş bil oğluşum."

Jisung da annesinin yanağına küçük bir öpücük kondurarak teşekkür etmişti. Çok geçmeden hazır olan kahvaltılarını yapmışlar, evi ve mutfağı biraz topladıktan sonra dışarı çıkmak için hazırlanmaya geçmişlerdi.

Herkes odasındayken Bayan Han, çalan kapıya bakmak adına aşağı indi. Kahverengi, Demir kapıyı açtı. "Felix?"

Sarışın omega yüzünde kocaman bir gülümseme, altında pijaması, elinde ise birkaç tane etekle kapının önündeydi. "Merhaba Eun teyze!" diye şakıyarak içeri girdi ve hızla merdivenleri çıkmaya başladı. Bayan Han onun bu neşeli haline güldükten sonra kapıyı kapatıp tekrar yukarı çıkmak için hareketlenmişti.

They say 'FrIeNdS'/ MinsungWhere stories live. Discover now