38

12.1K 1.3K 1.7K
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol.

Bölümleri uzattım ancak sınırları kaldırdığım için oylar düşmeye başladı. Kırıcı.

Jisung, ilk defa midesi bulamadan uyanmıştı bu sabah. Etrafındaki kolları hissettiğinde gözlerini açmadan önce gülümsedi ve yerinde arkasındaki sıcak bedene doğru döndü.

Döner dönmez alnında hissettiği öpücükle gülümsemesi büyümüştü. Gözlerini yavaşça aralayıp Minho'nun onu seyreden yüzüne baktı. "Günaydın." dedi ardından mırıldanarak.

"Günaydın bebeğim." Minho, yeni uyandığı için derinleşen sesiyle yanıtlamıştı onu. Jisung'ın kalbi hızlanırken esnemişti. Ardından yatakta doğruldu ve dağılmış saçlarını düzeltti. "Hadi kalkalım artık." diye mızmızlandı.

Minho onu başıyla onaylarken Jisung çoktan yataktan kalkmıştı. Kalçası biraz sızlıyordu ancak dayanabileceği bir seviyedeydi, bu yüzden bozuntuya vermeden banyoya yürüdü. Elini yüzünü yıkadıktan sonra birlikte aşağı indiler.

Yine birlikte hazırladıkları kahvaltıyı yaptıktan sonra Minho mutfağı kendi başına toplamaya koyulmuştu. Jisung ise oturma odasında koltuğa yayılmış ve televizyon izlemeye başlamıştı.

Birden yanında çalmaya başlayan telefonla ufak bir sıçrama yaşasa da elindeki kumandayı bırakıp o tarafa yönelmişti omega. Telefonun ekranına baktı. 'Annem.' yazıyordu.

"Minho! Telefonun çalıyor." Mutfağa doğru bağırsa da alfadan bir cevap alamamıştı. Alt dudağını ısırdı ve önemli bir şey olabileceğini düşünüp telefonu alarak kendi cevapladı.

"Nasılsın oğlum?" Kadının neşeli sesine karşı boğazını temizledi omega. "Merhaba efendim. Minho şu an pek müsait değil. Ben... Jisung, umm... arkadaşıyım?" Omega cümlesini bitirdiğinde hattın öbür tarafında bir sessizlik olmuştu.

O sırada Minho oturma odasına girdi. Jisung onu görür görmez işaret parmağıyla tuttuğu telefonu işaret edip "Annen." demişti ağzını hareket ettirerek. Alfa eliyle onun konuşmasını işaret ettikten sonra kadının sesi tekrar omeganın kulağına çalınmıştı.

"Ayyy, Jisung oğlum nasılsın? Bebiş nasıl?" Kadının cümlesinden sonra omeganın gözleri kocaman açılmıştı. Annesi bebeği biliyordu, Minho ona ne ara anlatmıştı ki?

"İ-iyiyim efendim, bebek de iyi, çok iyi."

"Ay ay, nasıl sevindim. İstediğin bir şey var mı evladım? Söyle, hemen yapıp göndereyim."

"Ah, çok teşekkür ederim. Düşünmeniz yeter."

"Olur mu öyle şey? Aşermelerin başlar başlamaz haber et."

"Tamam. Ah şey Minho, müsait şu an."

"Aman gerek yok, onu da seni sormak için aramıştım ben. Hadi kendinize iyi bakın."

"Görüşürüz efendim." Jisung kızarmaya başlayan yüzünü tek eliyle kapatmaya çalışırken telefonu Minho'ya uzattı. Alfa gülerek almıştı telefonu. Sonrasında onu yanına bırakıp Jisung'ın kolundan tutarak kendine doğru çekmişti.

Jisung itiraz etmeden Minho'nun yamacına yerleşti. Biraz önceki telefon konuşması onu mutlu etse de kendini tanıtırken ne diyeceğini bilememesi üzmüştü biraz onu. Çekingence Minho'nun tişörtünü parmakları arasına alıp oynarken kafasını kaldırdı. Alfa zaten ona bakıyordu, bir elini onun sırtına koyup okşadı. Sanırım konuyu anlamıştı yine de Jisung'ın söylemesini bekledi.

Omega da fazla bekletmemişti onu. "Minho..."

"Hmm?"

"Şey, ımm ben senin... neyinim yani şimdi?"

They say 'FrIeNdS'/ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin