44

6.8K 939 1.4K
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol. Yine uzun bir bölüm oldu. Oy ve yorumlarını kendine saklama yavrum pls

Insta: jinijinijiniret

Hyunjin'in Amerika'ya gitmesinin üzerinden iki koca hafta geçmişti. Jeongin, o gün onu havalimanında yolcu etmeye bile gelmemişti. Sarışın alfa bunu beklese de kalbinin bu kadar acıyacağını tahmin etmeden ayrılmıştı ülkeden.
Jisung ise bir türlü bırakamamıştı Hyunjin'i. Hamileliğinin de etkisi olsa gerek sürekli ağlamış ve alfanın yanından bir saniye olsun ayrılmamıştı o gidene kadar.

Şu anda ise her ne kadar bir tarafı buruk olsa da hayatına odaklanmaya çalışıyordu. Minho kendisi için de bir o kadar zor olan bu süreçte hep Jisung'ın yanındaydı.

Bugün ise hafta sonuydu. Minho ve Jisung yorucu bir okul haftasından sonra bugünü tamamen kendilerine ayırmışlardı. Geç saatte uyanmışlar, hemen kalkmadan önce yatakta sarılarak ve birbirleriyle oynaşarak vakit geçirmişlerdi.

Güzel bir kahvaltının ardından Minho çoktan hazır bir şekilde yatakta otururken Jisung giyinmek üzere dolabının karşısındaydı. Üzerindeki her şeyi çıkarmış, yalnızca iç çamaşırıyla öylece dikiliyordu. "Offf ne giyeceğim?"

Yatakta telefona bakan Minho bu cümleyle birlikte telefonunu yanına bırakmış ve yataktan kalkarak Jisung'ın arkasına gelmişti. Kollarını eşinin karnına dolarken çıplak omzuna birkaç tane öpücük bıraktı. "Şuna ne dersin?" Bir eliyle Jisung'ın şişik karnını okşarken diğeriyle askıda asılı olan beyaz tişörtü gösterdi.

Omega birkaç saniye düşündükten sonra onu onaylayarak tişörtü aldı ve üstüne geçirdi. Minho hala ona sarıldığı için biraz sıkıntı olsa da giymeyi başarmıştı. Altına da bol bir koyu lacivert kot pantolon giydi. Tişörtü de bol olduğu için göbeğini saklamıştı. Lotus çiçeği kolyesini tişörtünün üstüne çıkardı.
Üzerine bir kot ceket giydi, güneş gözlüklerini de taktığında hazırdı.

Minho'yla birlikte evden çıkıp alfanın arabasına doğru ilerlediler. Genç alfa da taktığı güneş gözlüklerini saçının tepesine çıkarmış ve arabayı çalıştırırken "Nereye gidiyoruz?" diye sormuştu. Jisung birkaç dakika düşündü. Kapalı alanlara gitmek istemiyordu. Bu yüzden "Sahil?" diyerek bir fikir attı ortaya.

Minho direksiyonu sola kıvırıp aynadan arkasını kontrol ederken onu onayladı. Bu sırada Jisung radyodan sevdiği bir şarkı açmış ve yüksek sesle eşlik etmeye başlamıştı. Yaklaşık geçen yarım saatin ardından sonunda sahile vardılar. Minho arabayı park ederken Jisung da radyoyu kapattı ve birlikte arabadan indiler.

Genç omega alfanın ona doğru uzattığı elini tutmuş ve onunla birlikte yürümeye başlamıştı. Hava aydınlıktı, hafif esen rüzgar insanı üşütmüyor aksine içini ferahlatıyordu. Bir süre tüm sahil boyunca yürüdüler ardından denize bakan banklardan birine oturdular.

Jisung, ellerini karnına sarmış denizi izlemeye dalmıştı ki alfanın sesiyle ona doğru döndü. "Canını sıkan bir şeyler mi var?" Alfanın sorusu beklenmedikti. "Yani Hyunjin dışında."
Omega gözlerini eşinin yüzünde gezdirdi, ardından gülümsedi. "Yok." dedi. Ancak olduğunu hissediyordu Minho.

Sağ elini kaldırıp Jisung'ın alnına dökülen kahverengi tutamları yana doğru çekti nazikçe. "Benden hiçbir şey saklama." dedi. Jisung ise bunun üzerine derin bir iç çekmişti. O da istemiyordu saklamak ancak nasıl söyleyeceğini de bilemiyordu. Canını sıkan şey Yunho'ydu. Alfayla önce kendisi konuşmak istiyordu.

Bu yüzden başını Minho'nun omzuna yasladı tekrar denize dönerken. "Anlatacağım." dedi, "Ancak biraz zamana ihtiyacım var." Alfa onu anlayışla karşılayarak kolunu omzuna sardı ve saçları arasına bir öpücük bıraktı.

They say 'FrIeNdS'/ MinsungWhere stories live. Discover now