34

12.3K 1.4K 1.5K
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol.

Her hafta salı ve cumartesiyi tsf günü yapıyorum!!

Ertesi sabah, ilk uyanan Jisung olmuştu. Midesinin ağzına gelmesiyle gözlerini anında açtı ve Minho'nun kolları arasından çıkarak bir elini ağzına kapatıp yataktan kalktı. Hızla banyoya doğru ilerlerken kapıları biraz sesli açmış olacaktı ki Minho da onun sesine uyanmıştı.

Perdenin kapatmaya yetmediği küçük yerden sızan ışıklar, gözünü alırken doğrulmuştu alfa. Zar zor görüşünü netleştirdikten sonra derin bir nefes vermiş ve odadan çıkmıştı. Işığı yanan banyoya adımladı, kapı açıktı.

Jisung, klozetin önünde yere oturmuş bütün midesini boşalttığına emin olduktan sonra uzanıp sifona basmıştı ancak hala öğürüyordu. Minho anlayışla omeganın yanına yaklaştı ve yanına çökerek sırtını sıvazladı. "İyi misin?" diye sordu. Jisung ise sadece kafasını onaylar biçimde sallayarak cevap vermişti ona derin nefesler alırken. 

Ardından elinin tersiyle ağzını silip ayaklanmak için harekete geçti. Minho hemen onu belinden tutup desteklemişti. Jisung, ilk önce ağzını çalkalayıp ellerini yıkadı ve dişlerini fırçaladı. Minho ise Jisung'ın odasındaki komodinden ona bir bardak su doldurmuştu.

Omega odaya girdiğinde suyu ona uzattı. Jisung suyunu içerken bu sefer Minho elini yüzünü yıkayıp onun yanına geri döndü. Omeganın yüzü gülüyordu şimdi, alfa ise yatakta oturan gencin karşısında durdu ve tek elini kaldırıp onun yanağını okşadı. "Her sabah böyle mi uyanıyorsun?" diye sordu. Sesindeki endişe yüzüne vurmuştu.

Jisung'ın kalbi hızlanırken düşünüyormuş gibi yaptı. Evet, son bir haftadır her sabah böyle uyanıyordu. "Hmm, genelde?" diye söyledi sırıtırken. Ardından "Acıktım." diyerek konuyu değiştirip kollarını yukarı doğru uzattı bir bebek edasıyla. Minho onun bu haline gülmüş ve ona doğru eğilmişti. Kollarını omeganın beline sarıp onu bir çırpıda kucakladı. Jisung kıkırdarken hemen bacaklarını Minho'nun beline sarmıştı.

Genç alfa, lotus çiçeği ve şeftalinin kokusunu tekrar almaya başlarken yüzündeki sırıtmaya engel olmadan odadan çıktı ve merdivenlerden inmeye başladı. Mutfağa geldiklerinde Minho Jisung'ı tezgaha oturtmuştu ancak omega oturmak istemediği için tezgahtan atlayıp inmişti. Buzdolabından kahvaltılıkları çıkaran alfaya yardım etmeye başladı.

Birlikte hazırladıkları kahvaltıyı yedikten sonra yine birlikte mutfağı topladılar. Minho önce çıkmıştı mutfaktan. Bedenini oturma odasındaki koltuğun üstüne bıraktı. Onun hemen ardından Jisung çıkmıştı mutfaktan, kulağındaki telefonu tutuyordu. "Tamam anne."

Annesi, dün sinirle çıkıp gittikten sonra merak etmişti oğlunu. Geleceğini haber vermek için aramıştı aslında. Ancak Jisung ona olanları kısaca anlatmış ve gelmesine gerek olmadığını söylemişti. Şimdi ise nasihatlerini dinliyordu.

"Tamam, görüşürüz."

Telefonu kulağından çektikten sonra aramayı sonlandırıp koltukta Minho'nun yanına oturdu, yorulmuştu hemen. Başını koltuğa yaslayıp tek bacağını koltukta yukarı çekerek yan dönüp alfaya baktı. Artık erteleyemeyecekleri bir konuşma yapmalıydılar.

Minho da üstünde hissettiği bakışlarla kolunu koltuğun yaslanma yerine atarak omegaya doğru dönmüştü. Derin bir nefes verdi, cümleye giriş yapmadan önce.

"İyice düşündün mü?" Diye sordu. "Kesin kararlı mısın?" Onun sonradan pişman olmasını istemiyordu.

Jisung onu başıyla onayladı. "Son kez söylüyorum, bebeğimi aldırmayacağım." Tek elini karnına sarmıştı içgüdüyle. Minho'nun bakışları kısa bir süreliğine onun eline kaydıktan sonra tekrar gözlerine çıkmıştı.
Derin bir nefes verip ensesini kaşıdı.

They say 'FrIeNdS'/ MinsungWhere stories live. Discover now