32

10.9K 1.6K 2.8K
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol.
Oy sınırı: 420
Yorum sınırı: :)

Insta: jinijinijiniret

Yine yeniden ağır uykusundan bu sefer kendi uyanmıştı omega. Kollarını iki yana açıp yatakta esnedi ve diğer tarafa döndü. Gözlerini birkaç saniye açıp tekrar kapattı. Bir on beş dakika daha uyku halinde yatakta durduktan sonra sonunda ayaklanmıştı. Sabah bulantıları baş gösterirken kusmamak için dirense de başarılı olamamıştı.

İlk önce banyoya gidip midesini boşalttıktan sonra derin derin nefesler aldı. Ağzını yüzünü yıkadı ve ardından güzel, rahatlatıcı bir duş aldı. Buna ihtiyacı vardı çünkü, bugün Minho'yla konuşmaya karar vermişti. Banyodan çıktıktan sonra üstüne koyu yeşil bir tişört, altına ise siyah renkte kısa bir şort giymişti. Saçlarını havluya sarıp kolyesini tişörtünün üstüne çıkardıktan sonra odadan çıkıp aşağı indi.

Mutfağa doğru adımlayarak buzdolabına yöneldi. Kendisine bol yeşillik ve proteinli, sağlıklı bir kahvaltı hazırlamaya koyulurken aklına takılan bir şarkıyı mırıldanıyordu.

Kahvaltısını hazırlayıp küçük bir tepsiye yerleştirdi ve oturma odasına adımlayarak televizyonun karşısına yerleşti. Kahvaltısını yaparken televizyondan sevdiği bir diziyi bulmuş ve onu izlerken yemeye başlamıştı.

Çok geçmeden kucağında boşalan tepsiyi yan tarafına bıraktı ve şortunun cebine koyduğu telefonunu aldı. Rehbere girerek hızlanan kalbini görmezden gelip Minho'nun ismini buldu. Hızla mesaj yerine girip ona gelip gelemeyeceğini soran bir mesaj attı. Bugün çok uyuduğu için saat öğleyi çoktan geçmişti ve Jisung bir an önce söyleyip kurtulmak istiyordu artık.

Minho yarım saate geleceğini belirten bir mesajla Jisung'ı yanıtladığında genç omega ayaklanmıştı. Telefonunu cebine koyup koltuktaki tepsiyi alarak mutfağa gitti. Karnı gerginlikten kasılmaya başlarken tepsiyi öylece bıraktı, sonra halledebilirdi.

Ardından mutfaktan çıkıp merdivenlere yönelerek yukarı adımladı, odasına girdi ve yatağının üstüne oturdu. Saçlarındaki havluyu çıkardı, gerginlikten terleyen avuçlarını nevresimine sürttü. Birkaç dakika öylece oturup sakinleşmeye çalıştıktan sonra tekrar ayaklanıp masasına ilerledi. Kilitli çekmecesini açıp içinden bebeğinin ilk fotoğrafını ve gebelik testini aldı. Testin etrafındaki peçeteyi çöpe attı, artık saklamasına gerek kalmayacaktı.

Tekrar yatağa oturup öylece elinde tuttuğu iki şeye baktı. Zihninin senaryolara aç karanlık kısmında Minho'nun söyleyebileceği bütün olumsuz cevaplar teker teker dönmeye başlamıştı. Her birine ayrı bir karşı çıkma yaratırken beyni, kalbi ise duygularını dışa vurarak bir damla gözyaşını yanaklarına değdirmişti.

Ancak hemen yakaladı o gözyaşını omega. İyi şeyler düşünmeye itti kendini, öylece oturdu ve içinden kendine sakinleşmesini söyleyen telkinler verdi.

Biraz sonra evin içine dolan zil sesiyle kalbi ağzına gelmişti sanki. Düşüncelere daldığı için yarım saat ışık hızında geçmiş olmalıydı. Yavaşça ayağa kalktı ve titreyen ellerindeki resimle testi şortunun cebine koyduktan sonra odadan çıktı.

Merdivenlerden aşağı inmeye başladığında her adımında kalp atışları biraz daha hızlanıyordu. Sürekli kendine sakin olmasını söylese de pek başarılı olduğu söylenemezdi. Merdivenleri inmeyi bitirdiğinde hızla demir kapıya yöneldi ve kilidi birkaç kez çevirdikten sonra derince bir nefes aldı, ardından kapıyı açtı.

Minho, her zamanki salaş haliyle karşısındaydı. Üstünde beyaz bir tişört, altında ise gri bir eşofman vardı. Kapının açılmasıyla yerdeki bakışlarını omegaya çıkardı, Jisung alt dudağını dişleri arasına alıp Minho'nun geçmesi için kapıyı iyice açmıştı. "Selam." dedi, sesinin titrememesine dikkat ederek.

They say 'FrIeNdS'/ MinsungWhere stories live. Discover now