49 |FINAL|

10.6K 1K 2.8K
                                    

Önceki bölümü okuduğuna emin ol. Bugün attığım ikinci bölüm bu.

1 hafta sonra

Yarın, büyük gündü. Jisung heyecanla evin içinde koşuşturup duruyor, Minho da onun peşinden ayrılmıyordu. "Bebek çantası hazır mı?"

"Hazır."

"Benim çantam? Çantam nerede Minho?"

"Burada, hayatım burada." Alfa kapının önündeki siyah çantayı gösterdiğinde omega derin bir nefes verdi. "Eksik bir şeyimiz kaldı mı?" diye sordu eşine dönerek. Minho gülümsedi ve başını iki yana salladı. Jisung'ın ellerini tutarak dudaklarına götürdü ve birer öpücük bıraktı.

"Çok heyecanlıyım Minho! Kime benzeyecek acaba? Umarım sana benzer."

Alfanın mutlu gülümsemesi daha da büyürken bu sefer eşinin alnını öpmüştü. "Sana benzesin. İki tane Jisung. Düşünebiliyor musun? Cennet!"

Omega kıkırdadı. Başını alfanın omzuna yaslayıp sıkıca sarıldı ona. Heyecanının yanında ameliyata gireceği için ufak bir korku da vardı. "Korkuyorum." diye söyleyiverdi. Alfa onun saçlarını okşarken başını iki yana salladı. "Korkma. Ben yanındayım." Derin bir nefes verdi omega.

Birlikte güzel bir akşam geçirdikten sonra uyumak için yatağa girdiler. Minho, omegasına sarılabildiği kadar sıkı bir şekilde sarılmıştı. "İyi geceler her şeyim." dedi tatlı kahve kokusunu içine çekerken. Jisung ona sırnaştı ve gülümsedi. "İyi geceler Minhoşum."

Ertesi sabah sorunsuzca uyanıp hastaneye gitmeleri gerekiyordu. Ne var ki Jisung o gece acılı sancılarla uyanmıştı.

"Minho!"

"Jisung? İyi misin? Ne oldu?"

Ağlayarak uyanmıştı omega. Elleri korkuyla karnını sarıyordu. "Ç-çok acıyor. Minho canım çok yanıyor!" Alfa anında ayağa fırladı. Üzerine rastgele bir sweatshirt geçirip yataktaki omegayı kucakladı ve hızla aşağı indi. Telefonunu ve arabanın anahtarlarını alıp dışarı çıktı. Öyle telaşlıydı ki evi kilitlememişti bile.

"Tamam, tamam sakin ol. Bir şey olmayacak, hastaneye gidiyoruz şimdi."

"Ah!" Jisung'ın acılı çığlığı alfanın elini ayağına dolaştırmıştı. Omegayı arka koltuğa yatırıp hızla yerine geçti. Emniyet kemerini takıp arabayı çalıştırdı. "Korkma, derin nefesler al."

Alnından akan bir damla ter boynuna doğru süzülürken gaza basmıştı. Elinden geldiğince çabuk hastaneye sürdü. Çok geçmeden de varmışlardı kasvetli yere.

Minho arabayı park edip omegayı kucaklayarak çıkardı ve hastaneye doğru koştu. Kapıdan içeri girdiği gibi gür sesiyle bağırdı. "Yardım edin! Eşim hamile!"

Bununla birlikte Jisung için hemen bir sedye getirilmiş ve muayene edilmek üzere götürülmüştü. Minho bir dakika ayrılmadı başından. O sırada telefonuyla arkadaşlarına haber vermişti.

"Acil doğuma almamız lazım, ameliyathaneyi hazırlayın." dedi doktor. Alfa burnunu çekti, odadan çıkan doktorun önüne geçti. "Nasıl?" dedi. "Bir şey olmayacak değil mi?" diye sordu.

Doktor, "Öyle umuyoruz." dedi ve ayrıldı yanından. Hemen arkasından omega çıkmıştı odadan sedyeyle. Başındaki bir sürü hemşireyle ameliyathaneye ilerliyordu. Minho da peşindeydi. Ne zaman ki hemşireler "Buradan sonrasına gelemezsiniz." dedi. İşte o zaman durdu Minho.

Sanki zaman da durmuştu o an, alfa ikinci defa çaresiz hissetti onu boğan bu beyaz koridorlarda. Göğsüne bir ağırlık çöktüğünde bedeni de bu ağırlığı taşıyamadı daha fazla. Yere oturup sırtını duvara yasladı. Çok geçmeden arkadaşları gelmişti.

They say 'FrIeNdS'/ MinsungWhere stories live. Discover now