※30※ karayelin ve alizenin iki isimli tuhaf kızı

162 39 35
                                    

Erez bu ani konu değişimiyle gözlerini kırpıştırdı, tuhaf tuhaf kıza baktı. "Hala tahtta olan imparator. Evet, duymuştum."

Eliz yavaşça başını salladı. "Zanadu. Adı bu. Gökçeli'de Buhran diye anılan bir dönem vardır. Fabrikaların yandığı, mercan kükürdü depolarının sabote edildiği yıllar. Zanadu ülkeyi bu bahsettiğim Buhran'dan çıkaran kişidir aynı zamanda." Eliz gözlerini ellerine çevirdi. "Hep onun adı anılır. Onun adı kurtarıcı olarak yazılır. Ama hiçbiri Zanadu'nun eşinden, eşinin kurduğu teşkilatlardan, yaptığı barış anlaşmalarından bahsetmez. O zamanlarki Kızkardeşlik'ten, Rüzgarın Çocukları'ndan... Gökçeli'ye gidip istediğine sorabilirsin. Yoldan geçene, saray muhafızına, falcısına, askerine... Hepsi de sana onların ölümlerini anlatır. Sonlarını. Zanadu'nun eşinin ölümünü, esas Kızkardeşlik'in dağılışını, Rüzgarın Çocukları'nın paramparça oluşunu..."

"Neden?"

"Çünkü değişim istiyorlardı. Binlerce yıllık geleneklerin, yolların ve yöntemlerin artık işe yaramadığını söylüyorlardı. Gökçelili olmanın bir utanç olmaması için uğraşıyorlardı."

Erez birkaç saniye hiçbir şey demedi. "Ama azınlıktaydılar, değil mi?"

"Öyleydiler." Acı acı güldü Eliz. "Buzulları yerinden oynatan akıntılara karşı yüzmekti onların yaptığı. Sonra akıntı hepsini alabora etti. Önce Rüzgarın Çocukları'nı bir bir avlamaya başladılar. Sonra Zanadu'nun eşini öldürdüler. Kızkardeşlik'i ele geçirdiler."

"Kim yaptı bunu?" Eliz Erez'e ufak bir imayla baktı. Oğlan kendi sorusunu kendi yanıtladı. "Daruga."

"Daruga Nekhi. Evet." Gökçeli'nin kendisi gibi buzdan yapılma bir adam. Eliz kollarını gövdesine sardı. "Zanadu'nun eşinin adı Maysa idi. Ve imparatorun soylu bir aileden olma tek çocuğuydu. Tek kızı. Gökçeli'de bir kadın tahta geçemez. Varis bir kadın ise evlendirilmesi gerekir. Eşi imparator olur. Maysa da bunu istemedi. Kim ister ki? Değer görmenin tek sebebi evleneceğin kişiyi imparator yapabilecek olman. Bu yüzden Maysa Yel Rahibeleri'ne sığındı. İmparator olsan da Yel Rahibeleri'ne sığınıp hayatını Yel'in Öğretileri'ne adamaya kararlı bir kadını o manastırdan ayıramazsın."

"Yaratıcı ve akıllı bir hareketmiş." dedi Erez. "Ama sonunda yine de biriyle evlenmiş."

"Şey... Zannettiğin sebepten değil. Maysa'nın başına gelenleri anlamak için Yel Rahibeleri'ni bilmen gerekir. Her adada bir tane rahibelik manastırı muhakkak bulunur. Bu rahibeler sıkı bir büyü ve din eğitimi alırlar. Aynı zamanda şifacıdırlar. İmtihanı geçtikten sonra dünyanın her köşesine gidip zordakilere yardım etmekle yükümlüdürler."

"İyeler gibi..." dedi oğlan dalgın dalgın.

"Sayılır. Ama rahibeler yer değiştirebilirler. Ölüme ve hayata müdahale edebilirler." Eliz parmaklarıyla oynamaya devam etti. "Maysa da bu eğitimi aldı. İmtihanı geçti. Ve rüzgar onu o sıralar korkunç kan davalarının ve kıtlığın olduğu Arbuz'a sürükledi."

Erez sağlam kaşını şüpheyle kaldırdı. "Arbuz?"

Eliz gülümsedi. "Arbuz. Ve orada iken kıtlığa çare bulmaya çalıştı. Elindekilerle ilaçlar yaptı. Halkı sağduyuya çağırdı." İşte. Eliz'in içini buran kısım burasıydı. "Ona yardım eden pek çok iyi yelkanlı oldu. Bunlardan biri de Rüzgarın Çocukları'ndan biriydi. Arbuz yerlisi, Künzek İmparatoriçesi Rajani'nin silah arkadaşı, savaşçı bir adam. Kenaz. Maysa ve Kenaz Arbuz'un her adasına, her tepesine, her falezine birlikte uçtular. Ve rüzgar da onları asla ayırmadı. Aileleri barıştırdılar, kan davalarını bitirdiler, çocuklara büyü ve simya öğrettiler, yelkanlıları birleştirip kıtlığa çare oldular. Buna yıllarca, on yıllarca, yüz yıllarca devam ettiler. Arbuz'un tüm adalarında adları vefa ve minnetle anıldı. Ama her şeyin ötesinde aralarında kırılması imkansız bir bağ oldu."

KAR VE KÜLDEN (Tamamlandı)Where stories live. Discover now