7.BÖLÜM

39.4K 1.6K 141
                                    

BÖLÜM 7

Kolumu kaldıracak hâlim yoktu. Sanki üzerimden dozer geçmiş gibiydi.

Vücudum sarsılmaya hâlâ devam ediyordu ve görüşüm hâlâ bulanıktı.

Boşalmamın şiddetinden akan yaşlar yanaklarımı ıslatmıştı.

Hızlı nefeslerim ciğerlerime yetmeyince içime derin bir soluk çekmek istedim. Ancak Akın bütün ağırlığı ile üstümde yatarken bu pek mümkün olmadı. Biraz önce pelte gibi olmuş kaslarımı zorlayıp üstümdeki ağırlıktan kurtulmak için harekete geçtim.

"Ak-Akın. Kalk. Kalk... Nefes alamıyorum."

Her bir sözcük hıçkırıklarımın arasında kayboluyordu.

"İyi misin? Efsun?"

Hızlı soluklarımız birbirine karışırken boştaki avucuyla yanağımı okşadı. 

"Efsun, bana bir şey de..."

"İyi... İyiyim. Bir an fazla kasıldım herhalde. Ondan nefes alamadı  sanırım."

Terden yapışmış birkaç tutamı kulağımın arkasına koydu ve gözleri gözlerimde öylece durdu. Bakışlarının yoğunluğu altında utandım bir an.

"Efsun... " Bakışları dilimi takip etti ve soluk soluğa dudaklarımı izledi.
Cevaben yutkundum sadece. O kadar güzel ve dolu dolu bakıyordu ki dilim damağım kuruyordu.

Yanağımdaki eliyle çenemi tutup aşağı eğdi ve dudaklarını alnıma bastırdı. Bir süre dudakları alnımda bekledi ve saç diplerimdeki burnu usul usul kokumu içine çekti. Gözlerim dudakları alnıma değer değmez kapanmıştı. Öylece bekledim, tek bir hareket yapmadan.

Dudakları tenimden hafif yükseldiğinde, "Efsun'um," dedi fısıltıyla.

Sıcak nefesi alnıma çarpıyordu.

Şaşkınlıkla ona baktım. Efsun'um mu demişti, yoksa bu bir anlık yanılsama mıydı?

"Akın?" Kapalı gözlerimi açıp gözlerini taradım. Adı dudaklarımdan şaşkın bir fısıltıyla çıkmıştı. Herhangi bir cevap alamayınca, "Akın?" diyerek bir kez daha sordum.

Boğuk sesiyle, emreder bir tonda aramızda yankı buldu. "Akın değil, sevgilim..."
Bir saniye sonra algıladım ne dediğini ve anlar anlamaz içimi yeşerten umutla kocaman gülümsedim.

Karşılığında aynı büyüklükte bir gülümseme kazandım.

"Sorana sormayana, duyana duymayana herkese söyle Efsun." Şefkatle nemli saçlarımı okşuyordu. "Akın, benim sevgilim de. Akın bana, bense sadece Akın'a aitim de."

Önce şaşkınlıkla ağzım bir karış açık kaldı. Yüzümde şapşal bir sırıtış peyda olurken hayret, sevinç, aşk... neredeyse tüm güzel duygularla gözümden bir damla yaş sızdı. Başımı, ağzımdan kaçan kıkırtılarım eşliğinde salladım. Sesli onaylayacak gücüm yoktu, hareketlerime güvendim.
Gözleri gözlerimde bir kez daha fısıldadı.

"Bana sevgilim, de..."

İçimde aşk tüm gücüyle haşroldu. "Emrin olur komutanım!" diye neredeyse cıvıldadım.

İçim içime sığmıyordu. Ağzım kulaklarımda, otuz iki diş sırıtıyordum. İşaret parmağım kalın dudaklarına kaydı, usul usul okşadım. Gözlerim, parmağı takip ederken bulanık görüyordu. Gözyaşlarım gözlerimden taşmak üzereydi.

"Sevgilim..."

Tek kelime, tonlarca ağırlık taşıyordu ve sesim de sanki o ağırlığın altındaymış gibi fısıltıyla çıktı.

ATEŞ HATTI Where stories live. Discover now