10.BÖLÜM

37.9K 1.7K 242
                                    

BÖLÜM 10

**

5 AY SONRA

Birgün önce yorgunluktan pestilimin çıkmasından sebep bütün gece uyumuş olmamın verdiği mahmurlukla uyanmıştım sabah.

Bir haftadır Hakkâri'deydim.

Yoğunluktan Bağcılar ve Esenyurt'ta yer kalmayınca diğer şark görevi tercihlerime kalmış ve Hakkâri'ye atanmıştım.

Ailem olmadan, kendi başıma bana verilen ufak daireme yerleşmeye çalışıyordum. Sare ve Yunus atama öncesi nikah kıymışlardı. Artık birlikte yaşayacakları için de benimkinden bir oda fazlası olan ve buraya yakın bir daireye geçmişlerdi. Lakin onlar da şimdi kendi evlerini kurmakla meşgul olduklarından buraya neredeyse tek başıma yerleşmek zorunda kalmıştım.

Sora soruştura çevreden bir yardımcı kadın bulmuştum ve onunla birlikte, yeni tuttuğum bu evi dip köşe temizlemiştim.

Annem yardım etmeye gelmek istese de ben, buna kesinlikle izin vermemiştim. Sare ve Yunus'la birlikte olmak için onlarla buralara kadar gelmiş olsam da İstanbul'dan kaçışımda bir nebze olsa annemlerin de payı vardı. Tam intern olduğum geçen senede, o kadar stajın arasında annemin ağlamaları ve sinir krizleriyle ilgilenmiştim.

Maaile hatta tüm akrabalarla birlikte babamın bir metresi olduğunu öğrenmiştik. Bizler babamın ihanetiyle sarsılırken annem hem bütün herkese küçük düşürülüşünü hem de bunca yıllık kocası tarafından aldatılışını atlatmakta zorlanmıştı. Açıkçası atlatamamıştı da... Sadece kabullenmişti ve babamın bir metresi olduğunu bile bile babamla evli kalmayı ve SSRI (Yan etkilerinin az olması, etkinlikleri ve tolere edilebilirlikleri nedeniyle sıklıkla depresyon ve diğer birçok psikiyatrik bozukluk için birinci basamak ilaçlar olarak kullanılırlar.) grubu ilaçlarla etrafa sahte gülücükler dağıtmayı tercih etmişti.

Abim de benden önce bütün bu olanlara dayanamayıp ayrı bir eve çıkmıştı. Ben de Sare'yle Yunus'u bırakmam bahanesiyle Hakkâri'ye çıkan zorunlu hizmetle buralara bildiğin kaçmıştım. Babam, İstanbul'dan gitmeme çok engel olmak istemişti.

Burada kendimi harcayacağımı, uzmanlık yapmam gerektiğini söyleyip durmuştu. Ünlü kalp cerrahı Selim Zorlu'nun kızı uzmanlığı kazanamamış, Hakkâri'ye atanmış diye hastanesinde dedikodu üzerine dedikodu eklenecekti. Zaten babamın asistanıyla yaşadığı gizli aşk, beş çaylarının vazgeçilmez muhabbetiydi. Bir de abimin iflah olmaz tek gecelik ilişkileri vardı tabi...

Hangisi doğru hangisi yanlış fark etmezdi, insanlara dedikodu malzemesi olsun yeterdi.

Artık tek olmamın verdiği rahatlık, sessizlik ve huzurla yatağımda rahatça gerindim. Güneşliği açmasam da güneş, ısrarla perdeleri zorluyordu. Ellerimi saçlarıma atıp, sarı ombre yaptırdığım -aslen kahverengi olan- saç tutamlarımla oynadım.

Belimi kavislendirip tekrar gerilirken uzun süren yorgunluktan ve son zamanlarda art arda gelen koşuşturmacadan baya bir süredir rahatlamadığımı fark ettim. Küçük hazlar büyük mutluluklar demekti. Bazen güzel bir profiterol, bazen sıcak ve uzun bir banyo, bazen keyfi bir cilt bakımı, masaj ya da bazen böyle sabah daha yataktan kalkmadan ve kimseye hesap vermek zorunda olmadan yapılan mastürbasyon...

Dudaklarımı ısırıp ellerimle göğüslerime dokunduğum vakit şişmiş olduklarını fark ettim. Muhtemelen adet olmam da yakındı. Adet öncesi dokunulamaz göğüsler hep daha hassas olurdu. Pijamamın üstünü çıkartıp, soğuk elimi sıcak tenimde gezdirerek kendime dokunmaya başladım. Dokunduğum her bir zerremin tadını çıkardım.

Ben özeldim ve güzel tenim herkesten önce bana zevk vermeliydi. Kendime dokunmak başlı başına beni tahrik etmeye yeterdi. Bunun için bir ayna da tercih edebilir ve vücudumun zevkini çıkarabilirdim ama kısaca kendimi rahatlatıp ardından evden çıkmam lazımdı.

ATEŞ HATTI حيث تعيش القصص. اكتشف الآن