ADEN

32.8K 2K 590
                                    

Merhabalar, arkadaşlar ufak bir reklam arası giriyorum bu bölümle. Bir sonraki bölümle ATEŞ HATTI  kitabıma kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.

Buraya bir bölüm Aden tanıtımı bırakıyorum. Zevkinize hitap eder mi bilmiyorum ama naçizane, kalemimden dökülen bir diğer hikayem olan Aden'e hepinizi bekliyorum. 🫡

Tanıtımı buraya bıraktım 😍

Wattpad hesabım 👉 ( yazarrpink ) profilime bakıp görebilirsiniz tüm hikayelerimi.

ADEN

🌾

TANITIM

Elinde silahla, bahçe kapısının önünde öylece duruyordu. Bir anda çığlıklar, yalvarış yakarışlar, yeri göğü sarmıştı ama o sağır olmuş gibi hareketsizdi. Gözleri arkamda bir yere saplanmış, cayır cayır yanıyordu. Buradan kan dökmeden gitmeyecekti, belliydi.

Bir anda pimi çekilmiş bomba gibi hışımla yürümeye başladığında yer sarsıldı gök sallandı tüm rüzgarlar boran oldu.
Ne ara bahçeyi geçti ne ara kapının önüne geldi hiç anlayamamıştım.

Annesi yalvar yakar yakasına yapışsa da onu duymuyordu, babasının gürlemelerini duymuyordu. Vicdanının sesini hele...
Hele ki onu hiç duymuyordu.

Aklım yerimden çıktı ama daha evvel aklı kendini korumaya dahi yetmeyecek Cihangir'i düşünmek zorundaydım.

Annem feryat figan ağlıyor;

"Yapmaa! Yapmaaa!... O da sabidir YAPMA!" diye yeri göğü inletiyordu.

Cihangir'e bir şey yapar diye korkuyla titriyordum.

"Nasıl salarlar lan bunu?! NASIL?" dedi Cihangir'e bakarak.

Annesi, boyunun yetmediği oğlunun belinden gömleğine tutunmuş;

"Salmışlar işte, aklunun raporu yok diye saluklamuşlar. Etme oğlum vallah seni alırlar, ömür billah da içerlerde kalırsın! Aman oğlum!" diye hızla konuşup kelimeleri yetirmeye çalışıyordu.

"Asım'ın kanı yerde mi kalacak ana! El kadar bebeğe kıymak, bir akılsıza oyun mu? Asım'a ne olduğunu ne çabuk unuttun ana?! Kaypak babasının yapamadığını ben yapacağım! Vuracam lan bu marazı!"

Der demez hışımla tekrar yürümeye başladı ama bu sefer silahı da doğrultmayı unutmadı. Etraftan çığlıkla;

"Jandarmaya haber edin, Yetişsinler hoo..!" diye bağırışlar yükselmeye başlamış arkamdaki zavallım Cihangir ise korkuyla garip sesler çıkarmaya başlamış ve babama yapışmıştı.

Cihangir'ime kıyamadım. Dayanamadım ve ben siper ettim göğsümü.

"Dur hele Deli Mustafa!" dedim bir anda silahın önüne atılıp.

"Onun suçu günahı yok. Benim... Suçlu da kabahatli de benim!" dedim gözlerim, en az onun kadar alevler içinde yanarken.

"Kaçıl önümden kadın!" dedi gözlerini Cihangir'den ayırmadan. Yanan bir ateşti sanki her söylenen söz onu harlamaktan başka da bir işe yaramıyordu.

"Suçlu arıyorsun ya... İşte! Benim ben! Benim suçlu Deli Mustafa!Vuracaksan beni vur! Vur beni de artık ben de rahatlayayım. Hem Asım'ın hem Cihangir'in kanına giren BENİM!"

ATEŞ HATTI Where stories live. Discover now