16.BÖLÜM

39K 1.8K 371
                                    


Sabah güneş yüzüme vuruyor ve hem güneşin hem de tanıdık bir sıcaklığın dokunuşu tenimde geziyordu. Güneşe ve sıcaklığa tebessüm ederken yatakta mırıl mırıl mırıldandım.

Şakaklarımda ve saçlarımda usul usul gezen ve içimi mayıştıran bir sıcaklıkla hem tebessüm ediyordum hem de gözümü açamıyordum.

Kafamı sağ sol yaparken mırıldanmaya devam ettim.

Şakağımdan yanağıma okşanınca daha çok okşanmak istedim ve istekle; "Hımmm..." diye mırıldandım.

Tebessüm ediyor olmama rağmen kıkırdama sesi gelince bu kıkırdamanın bana ait olmadığını anladım.

Aniden gözlerimi açtığımda yanağımda bir el vardı ve muhtemelen yatakta da biri. Koca bir çığlıkla haykırdığım sıra yanağımdaki el dudaklarımı tuttu ve yanı başımda oturur halde olduğunu gördüğüm Akın halime sırıtmasına engel olamamış bir halde işaret parmağını dudaklarına götürdü;

"Şşştt!... Şşşşt!! Benim! Bağırma apartman burası. Duyarlar." dedi fısıltıyla.

Bağırmayı bırakmış uyku sersemi de olsa kocaman açılmış gözlerle ona baktım. Bağırmayacağımdan emin olduktan sonra elini dudaklarımdan çekti ve ben hışımla gece lambama uzandım.

''YA SEN NE HAKLA BENİM ODAMA GİREBİLİRSİN YAAA?!!" derken lambayı aldığım gibi kafasına geçirmeye salladım ama tabi kafasına iki santim kala tuttu.

"Kafasız bir adamla yatamazsın değil mi?" dedi kibarca gülümseyerek.

Bağıran sesimin aksine bir anda sakin bir sesle kaşlarımı kaldırdım.

"Sen zaten kafasızsın Akın... Sen kafasız olmasan benim odama niy... Bi'dakika! Odama da değil!! YA GERİZEKALI SEN BENİM EVİME GİRMİŞSİN! EVİMEEE!!" diye sonunda dayanamayıp cırladım.

Ben cırlasam da o gözlerime derin derin dalmış bakıyordu ve en az gözleri kadar derin sesi doldurdu aramızı;

"Git deme Efsun..."

Korkuyordu. Gözbebeklerine kadar korkuyordu.

"Ne diyeyim Akın? Sen daha iyi bilirsin hangi kelimeler daha çok can yakar... Ne diyeyim mesela? Hoşçakal mı? Yada unut mu? Şey de var ya... Dur. Unuttum ya sana uyup ondan hatırlaması biraz zor oluyor... Mmmmm... Hah! Hatırladım. Hem de kelimesi kelimesineeee.... Sen toy olmasan bana prezervatif takdırırdın var mesela! Tam kamu spotu gibi söz!"

Derken sonunda ellerimi açmış bir afiş asıyor gibi yapmıştım.

Ben konuştukça Akın hepten bozuluyor ve gözlerime sertçe bakıyordu. Ben kutu kutu eski mevzuları açtıkça her kutu açılımında düşük rakam çıkıyordu Akın'a.

Hemen peşine işaret parmağımla onu gösterdim ve yalandan bir minnetle;

"Ama sana çok teşekkür ederim Akın'cığım! Senin bu öğüdünle hiç karşı taraftan beklemedim hep kondomu kendim taktım. Sağ ol valla hakkını ödeyemem..." Bu sefer Akın'ın çenesi de kasılmış elleri çarşafı sıkmıştı.

"Sayende istenmeyen hamileliklerden korundum. Yoksa bu vakte kadar ohhooooo...." Ellerimi sallıyordum bir yandan, "Bu toylukla yüz kere hamile kalırdım b..."

Sözümü daha bitiremeden yatağa yapıştım. Bileklerimi avcuna hapsetmiş yüzüme hızla soluyordu.

"LAN!" Sinirle seğiren çenesi sondaki N harfini ezmişti dudakları arasında.

Bağırdığı ben miydim yoksa kaybolan yıllarımız mı, bilmiyordum.

"Lan! Dedim ki evlenmiştir! Belki çocuğu bile olmuştur dedim! Ama bu olma lan! Bu olma bana!!"

ATEŞ HATTI Where stories live. Discover now