15.BÖLÜM

34.1K 1.6K 212
                                    


S.
S.

Akın'dan önce öpüşmüştüm.
Akın'dan sonra da öpüşmüştüm.

Akın'dan önce başka bedenleri sevmeyi denemiştim, Akın'dan sonra da başka bedenleri sevmeyi denemiştim.

Fakat muvaffak olamamıştım.

Akın'dan sonra her soluklandığım dudak, nafile bir biçimde bana sevişmeyi cezbedici kılmamıştı ve bu sebeple benim, ondan sonram hiç olamamıştı.

Akın'dan öncesi zaten yoktu... Milattan öncem de sonram da kayıptı. Koca bir kayıp.

Bir onun öpüşü, karşı konulamaz bir yangının kapılannı açıyordu.

Bir onunlayken hayat vardı. Dudaklarımı hasretle ağzına almış, koparırcasına emen adam, sadece bir zamanlar ve o zamanlarda da çok kısa bir süreliğine, benim adamım olabilmişti.

Ben, hâlâ nefesime karışan nefesinin, hasretine mi yoksa emrivakiliğine afallamam gerektiğini düşünüyordum.
Hayat koca bir emrivâkiydi.

Gözlerim, hasretle kapanmış, tenim özlemle yanmaya başlamış, kalbim ise üzerindeki ölü toprağını atıp, dirilen bu onursuz aşkla hızlanmaya başlamıştı.

Hasret, özlem ve aşk...
Dudaklarımdan ruhuma yayıldı.

Özlemle kavrulmuş ruhum, vuslatla tekrar yaralarını saracak gibi dirilse de bir küçük kız çocuğu ağladı içimde. Titreyerek sinir krizi geçiren bir kız çocuğuydu. Hayatına kaldığı yerden devam etmek için test kitaplarına sarılan ve hayatta hiçbir zaman onu anlayıp sarıp sarmalayanı olmamış bir kız çocuğu...

Akın, tüm sarıp sarmalayıcı öpüşüyle dudaklarımda baskın hâle geldiğinde dilini ağzıma saldı ve istekle homurdanıp elini belime attı.

Belimdeki ellerini iterken hızla onu istemediğimi belli eder şekilde kafamı sağa sola salladım.

İstemeye istemeye dudaklarımı bıraktı, lâkin nefeslerini sus çizgime salmaktan vazgeçemedi.

"Ne yaptığını zannediyorsun Akın?!" dedim ondan kendim uzaklaşırken.

Onu istememle birlikte afallamış ve hiçbir olurumuzun olmadığını anlayıp çaresizlikle, ellerini yumruk yapmıştı.

"Bu gece birine söz verdim..." dedim kendimin bile tanımakta zorlandığı gaddar bir sesle.

Daha da ileri gittim.

"Eğer çok istiyorsan..." dedim kollarımı önümde kavuştururken. "Bugün git, yarın gel." dedim sanki bir iş anlaşmasındaymış gibi.

Akın'ın gece gözleri hiddetle karardığında adımı bile anmak istemediğine emindim. Yüzümdeki soluklarını sinir ele geçirdi ve hızlandı.

Alt çenesi öne kaydı. Konuşmak istiyor ama bana ne diyeceğini bulamıyordu. Ya da bir şey demeye korkuyordu.

Belimden inmiş elleri yumruk olmuş ve şişmiş de şişmişti. Damarları patlayacak kadar şişmişti...

Hiddetle aniden;

"HAYATIMI SİKEYİM!!" diyerek, kapıya bir tane geçirdiğinde, tiz bir çığlık atarak yerimde zıpladım.

ATEŞ HATTI Where stories live. Discover now