18.BÖLÜM

39.1K 1.9K 220
                                    

"Bu evden sensiz geçen senelerimin acısını çıkartmadan gitmeye hiç niyetim yok Efsun!"

İçimdeki isyan ona ama en fazla da kaybolan yıllaraydı.

Niyetin olmasın zaten... Benden gitmeye hiç niyetin olmasın. Gidişin dünya ahiret beni kahretmeye yetecek kadar fazlaydı. Bir gidişin daha ölümün olur.

Kalbim farklı dilim farklı isyan etti.

Kalbimde acı dilimde gurur vardı.

"Git, gitme bana fark etmez artık. Beni bedenen tatmin et yeter bana. Zate-"

"Sus! Ne olur artık sus Efsun... Yalvarırım..." Bu ufak fısıltısının aksine daha hızlı ve çevik bir hareketle ağzımı kapattı geniş eli. Üstüme hepten kapaklandı. Derin ve uyuşturan fısıltısı usul usul yayıldı odamda.

İçimden çıktı yavaşça. Gözlerimi acıyla kısa bir süreliğine yumdum.

"Ben sana hasretim... Buna inancın yoksa, hadi inancın olsa dahi saygın yoksa... Hadi o da hiç yoksa Efsun, bari sus. Sus bari. Tüm kinini nefretini alırsın benden eyvallah. Ama şimdi... Lütfen sus."

Başımı umutsuzca iki yana salladım. Gözleri nemden parladı ama hiç gözyaşım akmadı.

Akın, hep Akın'dı.

Duygudan yoksun, taştan daha sert. Gözyaşı akmadı acı dolu o gözünden.

"Yalvarırım sus Efsun..." dedi zor çıkan bir fısıltıyla. "Bırak bedenlerimiz önce konuşsun. Bedenim bedenine doysun da sen nefes aldığın sürece, ben nefes aldığım sürece herkesle ama en çok da seninle savaşmaya hazırım."

O zaten savaş adamıydı. Bir askeri seven kadın ise hasretin kadını. Ama ben her şeyden öte hasretle bile savaşmayı seven bir kadındım. Evet, sanırım ikimiz de savaşmayı çok seviyorduk. Ve en çok da birbirimizle...

Titrek nefesim Akın'ın elinde kayboldu.

"Seni istiyorum..." diye fısıldadı bana.

"Teninin her bir noktasını istiyorum..." Dudakları şah damarımda gezindi. Eğilmiş kulağıma sıcak nefesi tenimde hissedilirken fisıldıyordu.

Tenimi okşayan erkeksi ama kısık sesiyle vücudum tümden mayışmıştı. Çene kemiğimin altında ki boş girintiye sokuldu sert nefesiyle ve her bir fısıltısında öpücükler kondurmaya başladı bedenime.

"Benim olan her yerine, benim varlığımı tekrar hatırlatmak istiyorum..."

Gözlerimi acıyla yumdum. Akın görmese de dudağımı kanatacak derecede ısırmıştım. Tavana bakan gözlerim yaşardı.

Dudaklarının arasından sızan dili, boynuma doğru
indiğinde artık tenimi tutkuyla ve inleyerek emiyordu. Başımı geriye atarken dudaklarımdan çekilen Akın'ın eliyle, benim de derin iniltim odaya yayıldı.

Birkaç diş darbesi atıyordu fakat bu hiçbir acı vermiyordu bana. Aksine derin ve buram buram yayılan bir zevk veriyordu. Nokta nokta... Dalga dalga...  Islak dilinin kıvranışı, bedenimde yayıldı.

"Ah..." derken istemeye istemeye gözlerim kapandı.

Akın'ın dudakları boynumdan aşağıya doğru usul usul inerken, bedenimin o dudakların seyrinde zevkle kıvrılmasına engel olamadım. Artık mantığım bedenimi tamamen terk etmişti.

Mastürbasyon yaparken aldığım zevkten çok daha fazlasını bana hatırlatan o anlar bir bir zihnimde yayıldı. Bundan seneler önce aklımı kaybettiğim anlar tekrar yayıldı zihnime. Akın'ın her bir dil darbesiyle de bedenimde yayıldı... Akın hızlı bir hareketle parçaladığı geceliği ittirdi bizden çok uzağa. Sadece biz kalalım istiyordu. Sanki ufak kumaş parçaları bile aramızda dağlar kadar engel oluyordu bize.

ATEŞ HATTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin