ÖLDÜRÜLMÜŞ MÜYDÜ?

2.4K 252 49
                                    

Yüzümde bir gülümseme oluştu. Bu teklife nasıl hayır diyebilirdim ki? Benimle ilgilenen genç kıza döndüm ve yatağın üzerindeki elbiseyi gösterdim. ''Bu akşam için bu elbiseyi giyeceğim.''

Genç kız bu değişen kararımla memnun olmuş bir şekilde yatağın üzerine serili elbiseyi alıp getirdi.

Giymek oldukça zor olmuştu, çok fazla katı vardı ama içinde kendimi gerçekten kraliçe gibi hissetmiştim. Kırmızının en güzel tonuydu. Ateşin çocuğu Naire için en uygun renkti. Elbiseyi giymeyi tamamlamıştım ki başka bir görevli kırmızı taşlarla süslenmiş bir taç getirip bıraktı ve gitti.

Benimle ilgilenen genç kız tacı saçlarımın arasına yerleştirip, saçlarımı mükemmel bir şekilde ördü. Taç saçlarımla bütünleşmiş, benim bir parçam gibi duruyordu. Tabi olmazsa olmaz, nefret ettiğim topuklu ayakkabılarda ayağımdaki yerini almıştı.

Yemek zamanı geldiğinde odadan çıkmak için hazırlanırken kapı tıklatıldı ve ardından Kral içeri girdi. Göz göze geldiğimizde bir an nefesini tuttuğunu hissettim. ''Çok güzelsin.'' sözleri mutlu etmişti çünkü bu iltifat Naire'ye değil banaydı.

''Teşekkür ederim Kralım.'' diyerek gülümsedim. Kapıya doğru birkaç adım attım ve uzattığı elinin üzerine elimi koydum.

Birlikte koridorda yürümeye başladık ve konukların ağırlanacağı yemek salonuna doğru ilerledik. Yaklaştığımızda kapıda bekleyen görevliler yemek salonunun kapısını açtılar ve içeri girdiğimizde konuklarımızın çoktan yemek masasındaki yerlerini aldığını gördüm.

Konuklarla kısa bir selamlaşma sonrası Kral sandalyeye oturmama yardım etti ve daha sonra baş köşedeki yerine geçti. Gözler üzerimdeydi ve bu durum beni rahatsız ediyordu. Kral rahatlamam için elimi hafifçe sıkarak desteğini belli etti.

''Sizin bulunduğunuz ve saraya Kraliçe olarak döndüğünüz haberini aldığımızda çok sevindik. Krallığınız için ne kadar önemli olduğunuzu biliyorduk.'' Bu sözler Berilya krallığının kraliçesine aitti. Görünüşte tatlı bir kadındı ama gerçekten öyle miydi yoksa oğlunun çevirdiği işlerden haberdar mıydı bunu bilmiyordum.

Gülümsedim. ''Oğlunuz Prens Gelly döndüğümü biliyordu. Kendisiyle baloda karşılaşmıştık ve o gece beni uğradığım bir saldırıdan kurtarmıştı.'' Kraliçe olduğuma göre artık isimlerini kullanmamın bir sakıncası yoktu diye düşünüyordum.

Kralın ve Kraliçenin yüz ifadelerinden bunu bilmedikleri anlaşılıyordu. Prense baktığımda huzursuzca yerinde kıpırdandı. Belli ki şu an burada olmaktan rahatsızdı. Prensesler ise olanlarla ilgileniyor gibi görünmüyordu. Tamamen kendi dünyalarında her şeyden uzaktaydılar. ''Bunu anlatmamıştı.'' Kral oğluna baktı.

Prens Gelly zoraki gülümsemeye çalıştı. ''Önemli bir mesele değil.''

Yanımda oturan Kral Bahir söze girdi. ''Geçen defa sizinle yeterince ilgilenip minnattarlığımı gösteremedim Prens Gelly, umarım burada kaldığınız süre boyunca bunu telafi edebilirim.''

Kraliçe tekrar söze girdi. ''Misafirperliğiniz için teşekkür ederiz Kralım. Yolculuğumuz aslında Şenya ülkesineydi ama Kraliçe Naire'nin döndüğünü duyunca bir gece misafiriniz olmak ve kendisini görmek istedik.''

Kral Bahir hafifçe tebessüm etti. ''Kızınız Prenses Helina'nın nişanı için bu yolculuğa çıktığınızı duymuştum.''

Prenseslerden biri isminin geçmesiyle kardeşiyle yaptığı konuşmayı sonlandırdı ve bizlere baktı. Yüz ifadesinden bu evliliği pek de istemediği belli oluyordu.

Diğer Kral kadehinden bir yudum içti. ''Haberin bu kadar hızlı yayılacağını düşünmemiştim. Sadece görüşme için gidiyoruz.''

Kral Bahir'de kadehiyle ona eşlik etti. ''Böyle haberleri saklamak pek mümkün olmuyor.''

NAİRE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin