HAYALLERDE SINIR YOKTUR

2.2K 252 42
                                    

Bakışları gökyüzündeydi. ''Naire ile bazen hayal kurardık. İkimizde sıradan, yeteneksiz biri olduğumuzu düşünürdük. O anları rüyalarında gördün mü?''

''Hayır,'' dediğimde devam etti.

''Hiç yeteneğimiz yoktu. Yani hayallerimizde. Ücra bir köyde küçük bir kulübemiz vardı. Bir kaç inek, horoz, tavuk falan. O hayvanlarla ilgileniyordu bense ormana gidip ağaç kesip, odun yapıyordum. Birazını satıp para kazanıyoruz, birazını kış için saklıyoruz. Bazı günler ormana beraber gidip böğürtlen topluyoruz ve kulübemize geri dönüp böğürtlenli çörekler yapıyoruz.'' Sustuğunda anlattığı hayalin görüntüsü gözlerimin önünde canlandı ama yanındaki Naire değil bendim.

''Sonra ne oluyor?'' diye sordum.

''Sonra yaptığımız böğürtlenli çörekler çok güzel olunca satmaya başlıyoruz ve herkes o kadar beğeniyor ki bir süre sonra çok zengin oluyoruz. Herkes bizim çöreklerimizi yemek için sıraya giriyor ama biz zenginliğin getirdiği hayatı sevmediğimiz için tekrar ücra köyümüzdeki kulübemize geri dönüyoruz ve sonrasında böğürtlenli çörekleri sadece kendimiz için yapıyoruz.''

''Komikmiş.'' dediğimde gülümsedi.

''Hayallerde sınır yoktur.'' Yattığı yerden kalkıp üzerindeki toprak kalıntılarını silkeledi ve elini bana uzattı. Elini tuttum ve çekip kaldırmasına izin verdim. Fazlasıyla oyalanmıştık ve gece çökmüştü.

''Acıktım.'' dediğimde yürümeye başlamıştık.

''Misafirimiz yemekte bize eşlik eder mi acaba?''

''Bilmem,'' Omuz silktim. ''Eşlik ederse garip bir yemek olur.''

Bir şey söylemedi. Sessizlik içinde binaya girdik. Önce temizlenmek için odalarımıza gittik. Aliya Ateş hala uyuyordu. Gelen sıcak suyla hızlıca yıkandım ve temiz kıyafet giyip yemek salonuna gitmek için odadan çıktım.

Kralda çok geçmeden gelince yemeklerimizi yemeye başladık. ''Başka bir oda ayarlayabilirler mi?'' diye sordum. ''Yatağıma Aliya Ateş el koydu.''

''Ayarlanır ama dedikoduların odak noktası oluruz. Kraliçenin odasında başka bir kadın kalıyor diye.''

Gözlerimi devirdim. ''Hadi ama, nerede yatacağım?''

''Kendi yatağında.'' Aliya Ateş içeri girdi. Sandalyelerin birini çekip oturdu ve ortadaki yiyeceklerden yemeye başladı. Krala döndü. ''Odaya bir yatak daha hazırlatın. Uyurken Naire'ye yakın olacağım.''

Kral sadece kenarda bekleyen görevliye yatak hazırlanması için talimat verdi. Aliya Ateş'e karşı çıkmak gerçekten cesaret istiyordu.

Yemek yedikten sonra odalarımıza çekildik. Yattığım yatağın yakınına bir yatak daha konmuştu. Aliya ateş yine sessizliğe bürünmüştü. İçeri girdiğinde bir şey söylemeden yatıp gözlerini kapadı.

Bende dinlenmek için yatağın yumuşak kollarına sığındım ve gözlerimi kapadım.

Yine bir rüyaya girmiştim ama bu rüya gördüğüm hayalin aynısıydı. Görünmeyen yüzler, hissettiğim korku, çaresizlik, güçsüzlük. Boğuluyordum, bir yeşillikte kayboluyordum. Yeşillik içine çekmeye başladığında bir ses duydum.

''Zihnini aç, bırak her şey açığa çıksın.'' diyordu.

Kaçmak istiyordum ama bir bedene sahip değildim. Hissettiklerim çok ağırdı. Ses bir kez daha yankılandı. ''Anılara izin ver.''

Hissettiğim korku o kadar büyüktü ki kaçmaktan başka bir şey düşünmüyordum. ''Hayır!'' diye bağırdığım an çığlık çığlığa uyandım. Aliya Ateş başucumda bekliyordu.

NAİRE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin