PRENS GELLY

2.4K 241 27
                                    

Aradan geçen günlerin sonunda tamamen eski benliğime kavuşmuştum. Eski Naire'den tek farkım artık yakın dövüşü de seviyor olmamdı. Gücümü tamamen geri kazanmıştım. Ateş bir kez daha elimde oyuncağa dönmüştü. Sevdiğim adamla bolca vakit geçiriyordum ve mutluydum. Benim için en önemlisi ise içimde sönmeyen intikam ateşiydi.

Biraz vakit geçirmek için oklarım ve yayım ile Bahir'e özel olan alana gittim. Hedef tahtası kullanmayı sevmiyordum. Hoşuma giden yaprakları hedef almayı severdim. Birkaç atış yaptım ve hepsinde de istediğim yaprağı dalından düşürmeyi başardım. Evimi, gerçek benliğimi o kadar özlemiştim ki. Buraya ilk geldiğimde evime dönmek için yol arayıp durmuştum ve sonunda bulmuştum.

''Seni burada bulacağımı biliyordum.'' Bahir'in sesiyle yayımı indirdim.

''Senin ülke işleriyle ilgilenmen gerekmiyor mu?'' gülümsedim.

Gelip karşımda durdu ve ellerimi tutup, gözlerime dikkatle baktı. ''Evlen benimle!''

Her zaman aramızda geçen konuşmaydı işte. Sadece ayak uydurdum. ''Savaş bittikten sonra.''

Gözlerime dikkatle bakmaya devam etti. ''Naire, seninle gerçekten evlenmek istiyorum. Savaştan sonra değil önce, hemen yarın ya da sonraki gün ama daha uzak bir gün de değil.''

Oldukça ciddiydi. Bir an afalladım. Bunu beklemiyordum. Kendimi almam gereken intikama öyle odaklamıştım ki. Sadece ''Sen ciddisin!'' diyebildim.

''Vermen gereken cevap bu değil. Evet ya da hayır.''

''İzin ver de rahatça şaşırayım.'' diyerek gülümsedim. Alev olarak yaşadığım zamanda olanlara o kadar alışmıştım ki bu zamanda işlerin nasıl yürüdüğünü unutmuştum. Erkek romantik bir ortamda diz çöker, evlilik teklifi eder, kadın büyük bir sevinçle çığlık ata ata evet derdi. Ama bu zamanda işler böyle yürümüyordu. Kadın ya da erkek farketmez evlenmek istediğini söylerdi, karşı tarafta istiyorsa evlenirlerdi ve biterdi.

Karşımda beklentiyle bakan mavi gözlere baktım. ''Seninle evlenmek benim için bir onurdur Kralım.'' dedim ve reverans yaptım. Tamam, reverans benden beklenecek bir şey değildi ama biraz eğlenmekten de zarar gelmezdi.

Belime dolanan kollar etrafında döndürmeye başladığında yayım bir tarafa fırlamıştı, saçlarım dağılmıştı ve başım dönüyordu. ''Dur, şimdi kusacağım.'' dediğimde dönmeyi bıraktı ve dudaklarımda hissettiğim dudaklarına karşılık verdim.

Geri çekildiğinde mavi gözleri ışıl ışıldı. Bu adamı çok ama çok seviyordum. Diğer zamanımda klişe bir söz vardı. Dünyaya gelsem bir daha seni severim, diye. Bu sözün gerçekleşmiş haliydim. Alev olduğum zamanda da ona aşık olmuştum, Naire'yken de aşıktım ve hep de aşık olarak kalacaktım.

''Hazırlıklara başlamaları için hemen emir vereceğim.''

Elini tuttum. ''Pörtek, biraz yavaşlasan nasıl olur?'' O kadar heyecanlıydı ki, hareketleri Kral gibi değil çocuk gibiydi.

Hafifçe öksürdü ve omuzlarını, başını dikleştirdi. ''Kraliçem, ben gidip evlilik hazırlıkları için gerekli emirleri vereceğim.''

Ciddiyetine güldüm. Dönüp gittiğinde sakinleşmek için yere oturdum. Kral evlenmek istediğini söylemişti ve bende kabul etmiştim. Bu gerçekten oluyordu! Çok ani gelişmişti ama yine de oluyordu. Hayatım çok hızlıydı!

Odaya geri döndüğümde içerisi boştu. Aliya Ateş kendisine verilen başka bir odada kalıyordu. Çok geçmeden içeriye bir görevli girdi. Elindeki malzemelerden terzi olduğu anlaşıyordu. Gerçekten her şey bu kadar çabuk mu olacaktı?

NAİRE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin