14.Sarı Çiçekler

5.1K 413 56
                                    

Merhabaaaa 🥰

Nasıl pat diye burdayım 😂

Keyifli okumalar diliyorum ❤️

***

Kaçıyordum. O kadar hızlıydım ki ağaçlar puslu bir şekilde görünüyordu. Aldığım her derin nefes soluk borumu yakarak ciğerlerime iniyordu. Göğsüm hızla inip kalkıyor, aldığım nefesler bana yetmiyordu. İnce ince akan, tertemiz suyundan içindeki taşların dahi seçildiği derenin kenarından koşuyordum. Etraf o kadar yeşil ve aydınlıktı ki, kötü bir gün geçiriyor oluşumu bana unutturuyordu. Durmak ve bu can alıcı manzarayı izlemek istiyordum. Fakat arkamdan beni takip eden şey buna engel oluyordu. Ses çıkarmıyor, sadece benim arkamdan koşuyordu. Komik bir kovalamacaydı. Beni yakalayabilirdi. Çünkü onun koşusu hızlı bir yürüme gibiydi. Amacı benimle eğlenmekti. Bunu biliyordum. Buna rağmen ise kaçmaktan kendimi alamıyordum. Bacaklarıma, koşmayın, durun desem de bu emrime uymuyorlardı. 

Derenin kenarından, kalın gövdeli yeşil ağaçların arasından koştum ve sapsarı küçük çiçeklerin olduğu yere geldim. O kadar yorulmuştum ki, hızım ister istemez düşmüştü ve çiçekler o kadar güzeldi ki onlar ezmek istemiyordum. Küçük, sarı çiçeklerin arasından biraz daha koştum, ta ki halim kalmayıp bacaklarım beni taşımayı reddedene kadar. 

Dizlerimin üstüne çöktüm, buz gibi olan parmaklarımı yere koyarak küçük çiçeklere dokundum. Taptaze çiçeklerin yaprakları göz yaşlarım ile sulandı. Neden ağlıyordum? Neden kaçıyordum? 

Benim ezmekten korktuğum çiçeklerin üstüne acımasızca basan adımların hedefi bendim. Hemen arkamda duran bedenin gölgesinin altında kalmıştım. Tıpkı benim gibi dizlerinin üstüne çöktü ve bana sıkıca sarıldı. Sırtım, göğsüne yaslandığında derin bir nefes aldım. Kaçarken hissettiğim o huzursuzluk yok olmuştu. Islak gözlerim şimdi manzarayı izleyebilirdi. 

''Yakaladım seni.''

Bir kolu göğsümden, diğer kolu belimden sarılmıştı. Rahat bir konum alarak kısılı gözlerle çiçekleri izledim. Küçük dereden akan su sesi ve onun nefesleri güzel bir melodi oluşturuyordu. Başı, omuzumla boynumun birleştiği yerde dinleniyordu. 

''Hediye mi beğendin mi?'' Dudaklarını kulağıma yasladı ve iç titreten bir sesle sordu.

''Çok güzel!'' dedim, neşeyle. Bu ses bana mı aitti? Yüzümde güzel bir gülümseme ile arkama döndüm ve gümüşi tenine sıcak bir öpücük kondurdum. Ben ağlamıyor muydum?

''Senin gözlerin kadar değil.'' Sarı çiçeklerin yansıdığı gözleri, çok güzeldi. Kollarım benden habersiz havalanarak onun boynuna sarıldı. 

''Teşekkür ederim.'' Yüzünü bana yaklaştırdığında ve dudaklarımızın arasın da santimler kaldığında, zihnim her şeyi en baştan oynattı.

''Hadi yakala beni!'' Rheyold'un elini bırakarak neşeyle seslendim. Ayaklarım geri geri giderken onun yüzüne bakıyordu. Yine sıkıcı üniformalarını giymişti. Fakat üstünde pelerini yoktu. 

''Seni zaten yakaladım.'' Eğlenen sesi bana ayak uyduruyordu.

''Olsun, yine yakala!'' Bu onun için zor değildi. Ama belki içine biraz muziplik katarsam oyunuma eşlik ederdi.

''Eğer beni yakalarsan, istediğin bir şeyi yaparım.'' Hala geri geri gidiyordum. Bu onun sürekli beni kontrol etmesine sebep oluyordu. Fakat söylediğim şey dikkatini çekmişti. Yüzünde sinsi bir gülümseme oluştu. 

''Ama eğer yakalayamazsan, benim istediğim olur.'' Kaybedeceğimi biliyordum. Ama onunla oynamak hoşuma gidiyordu.

''Kabul.'' Kahkahalarım hava da uçuşurken, koşmaya başladım. Sızlayan bir göğsüm yoktu, korkuyla birbirine karışan ayaklarım da. Ben gülüyordum. 

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin