25.Mağara

4.9K 375 98
                                    

Merhabaaaa, ben geldimm. 💜

Keyifli okumalar.

***

Rubies Gezegeni

Kasvetli ortamda, tek ses gürültüyle akan kan kırmızısı şelaleydi. Metrelerce yükseklikten gümbürtüyle akan sular, tabanında ki yakutlardan dolayı kan kırmızısı gibi duruyordu. Şelalenin en tepesinde, yakutlarla süslü gösterişli tacıyla duran Kral, gökyüzüne bakıyordu. Orada karanlıkla bütünleşen gezegene bakıyordu.
Gözlerinde ki şeytani kırmızılığa bakan herkes cehennemi görebilirdi. Sinsi planlar zihnini sarmıştı. Gözlerini, kıskançlık ve kin
bürümüştü.

"Kralım, Akirli Kralı Balmond, görüşmeyi ileri bir tarihe ertelletti." Kral'ın yüzü duydukları ile hoşnutsuz bir hal aldı.

"Sebep?" Bir boynuzu yarısından kırılmış, sağ omuzunda derin bir yara izi olan acımasız askeri öfkeyle soludu.

"Eşi rahatsızmış." Kral ters bir şekilde askerine baktı. Daha sonra gözü ileri de bekleyen eşine ve onun yanında ki hizmetlilere takıldı.

Kadının soluk bembeyaz teni, boncuklarla süslü koyu kahve boynuzları ile tezat içerisindeydi. Koyu kırmızı, mücevhere benzeyen gözleri çok güzel olsa da, kirpikleri olmadığından tuhaf duruyordu. Fakat doğuştan gelen siyah sürme ile bu eksiklik göz ardı edilebilirdi. Kaşlarının olması gereken yerde koyu çizgiler ve çentikler vardı. Kendi ırklarının dişi versiyonlarıydı. Onlardan farkları, bedenlerinin zarif olması ve kendi derilerinde bulunan kırmızı çizgilerin olmamasıydı.

Bir diğer fark ise, ki bu kadınların da bulunan en güzel özellikti, parlak, güçlü, uzun saçlarıydı. Eşinin alev rengi saçları kıvrılarak kalçalarına kadar iniyordu. Bir kısım saçı ise boynuzlarının etrafına sarılmıştı.
Eşinin gözleri ona döndüğünde sevgiyle bakan gözlere iğrentiyle karşılık verdi. Bakışlarını tekrar görünmeyen karanlık gezegene çevirdi.

Aklına düşen başka bir bedenle bedeni ansızın gevşedi. Masmavi gözleri, en az gezegeni kadar güzeldi. Kumral teni ışıl ışıldı ve yanakları kırmızının en güzel tonu ile boyanmıştı. Siyah kirpikleri mavi gözlerini süslüyor, biçimli kaşları yüzüne yumuşak bir hava katıyordu. Koyu renk saçları o gün biraz dağınıktı, ama yine de güzeldi. Bedeni tek koluna sığacak kadar küçük, biraz sıksa kırılacak kadar narindi. Kokusunu Rheyold yüzünden alamamıştı. Ama onun da harika olduğuna emindi.

Evrenin en uçsuz, hayat olmayan yerinde Dünya gezegeni paha biçilemezdi. Orayı bulan ilk Akirliler ise çok şanslılardı. Çünkü insan dişileri bu evrende yaratılmış en güzel varlıklardı. Onlar sadece Akirliler'e ait olmamalıydılar. Onlar da en az Akirli ırkı kadar güçlü ve zekiydiler. Dünya'yı ele geçirmek onlar için de çok kolaydı. Fakat Dünya, Akirliler'in koruması altındaydı. Ne yazık ki oraya saldıramazdı. Ama zekice bir planla pastadan dilimini alabilirdi. Aslında onun istediği dilim zaten yakınlarındaydı.
Aklına kazınan dişiyi o kadar çok arzuluyordu ki, bu uğurda savaş çıkarabilirdi. Onu gördüğü andan beri düşüncelerinden çıkmıyordu.

Zaten çok uzun zamandır, insan kadınlarını kendi gezegenlerinde istiyordu. Şu an Dünya'da iki gezegene de yetecek kadar kadın vardı. Üstelik arkadan gelen neslin sayısı daha fazlaydı. Buna rağmen Akirliler bunu kabul etmiyordu. Dünya'yı tamamen çiftlikleri ilan etmişlerdi ve tüm evrene karşı koruma altına almışlardı.
Diğer sorun ise kadınların burada nasıl yaşayacağıydı. Burada sağlıklı bir şekilde yaşabilecekler miydi? En azından bir tane kadını gezegenlerine getirebilselerdi, test yapabilirlerdi. Dünya gezegenine de gidemiyorlardı. İnsanların gezegeni her saniye izleniyordu. Kaldı ki buradan oraya gitmekte sıkıntı olurdu, çünkü böyle bir tecrübeleri yoktu.

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin