24.Mühür

5K 322 67
                                    

Merhaba benim sabırlı okuyucularım. Biliyorum geç geldim. Ama neden?

Çünkü o büyük kavuşma gerçekleşti. 🥀🥀🥀 Şöyle bir bölüm görürseniz atlayabilirsiniz. 🤭

Ama mümkün olduğunca çok detaylı anlatmamaya çalıştım. Vıcık vıcık bir şeyler yok yani. 😅 (Biraz utandım ve ilk yazışım.)

Bu arada agliyodumgormemisim  çok teşekkür ediyorum. Kaçış için yeni kapat tasarlamış. Özelden yazamamıştım. Fırsatım olmadı, eğer okuyorsan buradan sana öpücük yolluyorum 😘. En kısa zaman da kitap kapağı olatak değiştireceğim. Bu bölüm de senin olsun 💜

Hepinizi öpüyorum ve keyifli okumalar diliyorum. 🥰

***

Gerginliğimi yansıtmadan hafifçe gülümsedim ve bol köpüklü sade kahveyi Rheyold'un önüne bıraktım. Çapkınca göz kırpıp kalçama vurdu.

"Ya!" Acıyan yeri okşayıp ters ters sırıtan Rheyold'a baktım. Tekrar mutfağa girip çikolatalı keki tabaklara koyup onları da içeriye götürdüm.

Rheyold rahat bir şekilde bacaklarını açmış karşısında ki dev ekranda bir şeyler seçiyordu. Kendimi yanına atarken tabakları da sehpaya bıraktım.

Oturmam ile bir kolu vakit kaybetmeden belime dolandı. Temas bağımlısıydı. Daha önce duymadığım görmediğim filmlerin üstünden hızla geçiyordu.

Burada film ve dizi kültürü çok fazla yoktu. Olanlarda ise gerçek kişiler oynamıyordu. Akirliler fazla kıskanç olduğu için kadın oyuncu da haliyle yoktu. Onun yerine gerçeğe çok yakın hologram ve animasyonlar vardı. İzlerken gerçeğinden ayırt edilmiyordu.

Sadece Dünya'dan gelen dizi ve filmlerde gerçek kişiler vardı. Rheyold ise onları sevmiyordu. Benim aksime! Hızlı hızlı Türk Dizilerini geçerken kumandayı elinden kaptım. Yani kapmaya çalıştım. Refleksleri sağ olsun, buna engel oldu.

İkimizde kumandayı tutarken çatık kaşlarla başını sallayıp göz kırpan adama baktım.

"Bu sefer sarı çam dediğin romantik filmlerden izlemeyeceğiz." Söylenerek kurduğu cümle ile kahkaha attım.

"Sarı çam ne ya? Yeşil çam, yeşil." Burnumu tutup sıktı ve kumandayı bıraktı.

"Çok biliyorsun sen!" En sevdiğim oyuncu olan Kemal Sunal'ın filmlerinden birinde durdum.

"Bunu izleyelim. Bu oyuncunun filmleri çok güzel." Rheyold göz devirerek kahvesinden bir yudum aldığında dizine vurdum.

"Romantik değil, komedi."

Bir dilim keki tamamen ağzına atıp iki çiğnemede yuttu. Başını 'iyi' anlamında sallayarak tekrar arkasına yaslandı. Kolunun altına yerleşerek beline sarıldım. Başımı göğsüne yaslarken filme odaklanmaya çalıştım. Fakat zihnim tamamen başka yerlerdeydi. Mesela yatağın altına sakladığım kıyafetdeydi, ya da Dünya'ya nasıl gidebileceğim. Bunun için aklıma olmayacak şeyler geliyordu. Rheyold'u kandırayım derken Rheyold beni kandırabilirdi, yatakta!

Cesaretli olmam gerekiyordu. Aslında önce ne istediğime karar vermem gerekiyordu. Derin bir nefes alıp başımı göğsünden kaldırmadan yüzüne baktım. Dev ekrandaki renkler gözlerine yansıyordu. Sakallı çenesine dudaklarımı bastırarak tekrar göğsüne yaslandım. Belimi okşayarak o da saçlarımı öptü. Sanırım bunu yapacaktım. Büyük bir utançla kendime itiraf etmeliyim ki, ben de istiyordum.

Filmin sonlarına doğru heyecanlanmaya başlamıştım. Kemal Sunal'ın o muhteşem gülüşü ile film biterken bende sessiz bir iç çektim.

"Film güzeldi."

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin