19.Sızı

4.1K 376 64
                                    

Merhabaaa sevgili okuyucularımm 🥰

Hepinizi beklettiğim için üzgünüm. Ayrıca Rheyold için bri resim ekleyecektim agakat bölümü telefondan bitirdiğim için resmi ekleyemiyorum.

Artık diğer bölüm göreceğiz.

Hepinizi öpüyorummm 🥰❤️

***

Damarlarım da sinsice sızan zehir, sinir uçlarımı uyuşturuyordu. Bedenim fazlasıyla sıcaktı ama buna rağmen terlemiyordum. Sadece sıcak hissediyordum ve sürekli hareket etmek istiyordum. Çıplak ayaklarımı birbirine sürterek yüzüncü kez Rheyold'a seslendim.

''Rheyold, gel artık!'' Oflayarak yakalarımı çekiştirdim. Neden uzakta duruyordu? Ayak sesleri ile heyecanla doğruldum ve koltuğun dibinde umutsuzca bana bakan adama kollarımı uzattım. Ayağa kalkamayacak kadar pelte kıvamına gelmiştim. Hareket etme isteğim sadece istek olarak kalıyordu.

''Üstündekileri neden çıkardın?'' Rheyold önce çıkarttığım ince hırkaya baktı daha sonra da gelişigüzel fırlattığım çoraplarımı iç içe geçirerek koltuğun üstüne bıraktı. İri elleri ayaklarımı sararak kucağına aldı.

''Buz gibi olmuşsun.'' Dudaklarımı sarkıtarak ayaklarımı kendime çektim. Dizlerimin üstünde ona doğru ilerledim ve beni engellemeye çalışsa da kucağına oturdum. Benden uzak olmasına dayanamıyordum!

''Sen ısıt beni.'' Bu cilveli ses bana mı aitti? Daha önce böyle bir cilveye sahip olduğumu hatırlamıyordum. Ellerimi omuzlarından boynuna çıkardım. Elimin altındaki teni kasılıp gevşiyordu. Anlında bir damar usulca atmaya başlamıştı. Çenesinde ki derin çizgilere baktım. Sakallarla kaplı yüzü heykel gibiydi. İşaret parmağım hafif yamuk burnuna dokundu. Başımı yana eğerek gülümsedim. Neden güldüğümle ilgili hiçbir bilgim yoktu? Sanırım derin nefeslerinden dolayı şişip duran burun kanatları komiğime gitmişti.

''Burnun böyle oluyor.'' Diyerek onu taklit ettim. Aldığım abartılı derin nefesler yüzüne çarpıyordu. Gözlerini ağırca kapatıp açtı.

''Rana, nasıl hissediyorsun?'' Baş parmağı usulca krem sürdüğü yüzümdeki çiziklerin üstünden geçti. Bir kedi gibi yüzümdeki eline sürtündüm.

''Çok iyi ama biraz sıcak hissediyorum. Bir de uykum geliyor, bazen de gülmek istiyorum. Neden böyle oluyor?'' Dudaklarım sarkıtarak ellerimi yanaklarına koydum. Sakalları elime batarken kıkırdadım. Rheyold göğsünü şişiren bir nefes aldı. Sıkıntılı durmasına rağmen, gözlerinde keyifli parıltılar vardı.

''Bana alıştığın için duygusal olarak daha fazla etkileniyorsun. İyi yönde.'' Başımı yana eğerek gözlerimi kırpıştırdım. Ne diyordu ki? Hiç anlamıyordum. Aklıma gelen şeyle kucağından kalkmadan heyecanla doğruldum. Omuzlarını sıkarak hafifçe sallandım.

Ani tepkime şaşırarak belimi iki yandan sıkıca tuttu. Yüzünde eğreti bir gülümseme vardı. Bu halim hoşuna gidiyor olmalıydı. Ama yine de rahatsızlığının farkındaydım. Yani en azından uyuşuk zihnim bu kadarını algılayabiliyordu.

''Pasta yaptım. Hadi yiyelim!''

"Hmm, eminim çok güzel olmuştur." Saçlarımı omuzlarımdan arkama atarak elbisemin askılarını düzeltti. Hareketleri ağır ve telaşsızdı. Bense tam tersi heyecanlı ve kıpır kıpırdım. Nedense az önceki uyuşukluğum gitmiş, içimdeki enerji dışa vurmuştu.

"Çok güzel, çok güzel, hadi gidelim." Kucağından kalkarak ayaklarımın üstünde dikildim. Fakat yaklaşık beş saniye kadar sürdü. Ayağa kalktığım gibi uyuşan dizlerim titreyerek büküldü.

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin