17.Kördüğüm

4.1K 367 108
                                    

Merhabaaa, biliyorum tekrar geç kaldım. 🥺
Yine de bölümü yazmayı başardımm. Çok bir şey söylemeyeceğim. Her zamanki yoğunluk 😌

Hepinizi öpüyorum, keyifli okumalarr 😍

***

Rheyold

Siyah üniformamın üst düğmelerini iliklerin yatakta küçücük kalmış eşime baktım. İçim gidiyordu. Gevşekçe örmüş olduğu saçları hafifçe çözülmüş, yüzüne ve yastığa dağılmıştı. Kısa ama gür kirpikleri masmavi gözlerini kapatmıştı. Karanlığımı aydınlatan tek ışıktı, gözleri. Sessiz adımlarla yatağa yaklaştım. Ağır, ritmik nefesleri aralık dudaklarından usulca sızıyordu. Yanında ki boşluğa oturmamla yatak ağırlığımla çöktü. Kışırdansa da uyanmadı. Saat hem erkendi, hem de yorulmuş olmalıydı.

Yüzünde ki saçları parmak uçlarımla ittirdim. Tekrar kıpırdandı ve yanağını kaşıdı. Yüzümde eğreti bir gülümseme oluştu. Bu sefer burnumu yüzüne yaklaştırdım ve yanağından boynuna kadar derince kokladım. Çiçeksi hafif kokusu başımı döndürüyordu. Hoşnutsuz bir mırıltı dudaklarından döküldüğünde kendimş geri çektim. Dudaklarını büzmüş ve hemen ardından yalayarak tekrar aralık haline getirmişti. Kırmızı ısşak dudakları yeni hedefimdi. Baş parmağımla alt dudağını okşadım. Ilık nefesi parmağımdan tüm bedenime yayıldı.

Dün yaşananlar tekrar zihnimde canlandı. İlk defa bu kadar ileri gitmeme izin vermişti. Teninin sıcaklığını ve yumuşaklığını hala hissediyordum. Ellerimin arasında kıvranışı, titreyişi muntazamdı. Hele kadınsı kokusu, ah, kendimi kaybetmemek için zor tutmuştum. Sabahın bu saatlerinde tekrar duş almak istemedeiğimden hızlıca başka şeyler düşünmeye odaklandım. Tüm dengelerimi alt üst eden eşimin saçlarına ufak bir buse kondurup ayaklandım.

Arkamı döndüğümde ise tüm keyfim kaçmıştı. Şimdi, asıl konuya gelebilirdim. Dün bulduğu kitap dalga geçer gibi önümdeydi. Onu nasıl bulmuştu? Bu kitabın raflarda dahi olmaması gerekiyordu!

Yavaş olmaya özen göstererek kitabı hırsla aldım ve son kez yatakta masumca uyuyan kadına bakıp evden çıktım. Doğruca taht odasına ilerledim. Kapıda duran askerler saygıyla eğildiler ve benim için kapıyı açtılar.

Taht boştu fakat odanın sağ tarafında uzun masanın başında oturan Kral sanki beni bekliyordu. Önündeki tonlarca kağıdı ittirdi ve   çatılı kaşlarının altından bana baktı.

"Şu an eşimin yanında, onun sıcaklığı ile uyuyor olabilirdim." Bıkkın bir nefes verip kitapla beraber ellerimi arkamda bağladım.

"Kral olarak görevleriniz var. Elbette çok çalışmalısınız."

Yüzü hoşnutsuzca buruştu ve kafasında ki görkemli tacı masaya adeta fırlattı.

"Zamanın doluyor. Tac sırası sana geliyor."  Yükselen sesi ile bende öfkelenmeye başladım. Yine de saygımı bozmamak için bir şey demedim. Fakat son zamanlarda gittikçe ısrarcı oluyordu.

Konuyu kapamak adına elimdeki kitabı masaya attım. Kitap tok bir ses çıkararak ikimizin arasında kaldı. Bakışları kitaba düşünce kaşları şaşkınlıkla havalandı.

"Nereden buldun bunu?" Bilmiyor oluşu canımı daha çok sıktı.

"Bende aynı soruyu sormak için geldim. Bu kitap nasıl olurda eşimin elleri arasında oldu?" Sandalyesini geriye ittirerek ayağa kalktı ve kitabı incelemeye başladı.

"Orjinal kitap. Gerçek."

"Nasıl olur? Hepsi toplattırıldı." Saçlarımı çekerek karıştırdım.

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin