37.Çaresizlik

2.9K 311 102
                                    

Merhabaaaaa, ben geldimmm 😘🥰

Sizi bölümle baş başa bırakmadan önce bir şey sormak istiyorum.

Yok mu şöyle önerebileceğiniz güzel, vahşi bir Kurt hikayesi? Yemin ediyorum, istediğim kitabı bulamadığım için kendim yazacağım en sonunda. Yazmama şu kadar kaldı yani  🤏🏻

Az çok hikayelerimi okuduysanız, benim vahşi ve ilke ilişkileri sevdiğimi anlamışsınızdır. Bu yüzden bu şekilde bir kitap varsa önermenizi rica ediyorum. Yoksa yazmamak için bulduğum tüm bahanelerim bitecek. 🤭😅

Keyifli okumalarrrr 🥰❤️

***

Rheyold

Yıldız Şöleni Öncesi / Yemek Masası

İçimde yanan ateşten sadece benim haberim vardı. Bir de arada göz göze geldiğim Argent'in. Çünkü o da benimle aynı hisleri paylaşıyordu. Wofiira'nın kırmızı gözlerini oyup ak kargalara yem etmek istiyordum. Gözleri eşime değdiği her an pençelerimle bu isteğimi yerine getirmek için derin arzu duyuyordum.

Benim saf eşim ise sadece yemeği ile ilgileniyordu. Bu bir yandan iyiydi. Fakat arada onunla konuşmak zorunda kaldığı zamanlarda titreyen kirpikleri kalbime ok gibi saplanıyordu.

Korkup, çekindiği çok belliydi. Her kelimesinden önce bana bakıyor, eğer uzaksa yakınıma geliyor ve sürekli ten temasında bulunuyordu. Şimdi bile masanın altından elimi sıkıca kavramıştı. Farkında olduğunu bile zannetmiyordum.

Şu anda en çok kendimden nefret ediyordum. Onu bu durumda bıraktığım için. Ama emin olmalıydım. Bu iğrenç varlıkların neyin peşinde olduğundan emin olmalıydım. Eşimin gözlerinin içine bakıyordu ve bu onu öldürmem için en büyük nedendi. Öldürecektim zaten ama bu kolay olmayacaktı.

Serina'nın sorusu ile dikkatim az da olsa dağıldı. En azından ölümcül bakışlarımı Wofiira'dan çekebilmiştim.

Rana'nın benden uzak olduğu her an tehlikeliydi. Diğer yandan ise bu ortamdan uzak olması da iyi olurdu. Yine de güvenemediğimden reddettim. Rana'nın hevesli bakışları altında bunu yapmak zordu. Elbette ısrar etmeden duramazdı! Güzel gözlerine bakarken bıkkın bir nefes verdim. Çok kısa Wofiira'ya baktım. Hala eşime bakıyordu! Elimden her an bir kaza çıkabilirdi. Argent'in uyarı dolu bakışları altında dişlerimi sıktım. Hem Rana'ya kıyamadığımdan hem de Wofiira'nın bakışlarından rahatsız olduğum için onayladım.

Rana sevinçle kalkıp boynuma atladığında tüm gerginliğim bir anlığına uçup gitti. Gözlerimi saniyelik kapatıp çiçek kokusunu içime çektim. Süzülerek giden kadının arkasından bakarken kapı da duran askerime işaret verdim. Hızla peşlerine takıldığında biraz daha rahattım.

Yüzümdeki gülümseme bıçak gibi kesildiğinde sert bakışlarımın hedefi hemen karşımda oturan varlıktaydı. Kaşlarım çatıldığında onun sırıtan yüzü de ciddi bir hal almıştı.

''Kadınlar gittiğine göre asıl meseleye gelebilirsin.'' Arkama yaslanarak rahat bir pozisyon aldım.

''Bu cümlenizden bilginizin olduğunu mu anlamalıyız?'' Argent'in kendinden emin sorusuyla Wofira'nın yüzü kısa bir an soldu.

''Eğer konu, Velihat Rheyold'un eşini koruyamaması ise, evet bilgim var.'' Ellerim sinirler yumruk halini aldığında zar zor sakinleştim. İstediği oydu çünkü. Fakat Argent benim kadar sakin kalmadı. Elini hızla masaya indirdiğinde göz ucuyla bir kaç kişinin hareketlendiğini gördüm.

''Hainleri hemen bize teslim edeceksiniz!''

''Argent!'' Uyarsam da Argent bildiğini yapmaktan geri durmazdı.

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin