🧵28🧶

32.8K 1.7K 173
                                    

Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın...

Titreyen elimi kaldırıp salladım. Arada bana bakarak karargaha giden kocamda elini kaldırıp sallamıştı. Dolan gözlerime rağmen hala yanaklarım ıslanmadı. Gittiği yerde aklı bende kalmasın diye uğraşıp duruyordum.

"Kendine dikkat et. " dayanamayıp arkasından bağırdım. Ancak ağlamaklı olduğum sesimden anlaşılıyordu. Mesut'un adımları durdu. Aramızdaki mesafe fazla olmasına rağmen inatla bana bakıyordu.

"Sende. " bu kelimenin altında yatan anlamları açık açık demesede anlamıştım. Tuhaf bir şekilde artık onu tanıdığımı hissediyorum. Sonunda kocalarımız gözden kaybolunca dönüp Fidan'a baktım. Ağlamaktan kızarmış olan arkadaşım kollarını kaldırıp bana doladı. Annemden utandığım için hala tek damla düşmemişti. Yinede yüzüm asık halde Fidan'a sarıldım.


"Üzülmeyin. Eminim ikisinede bir şey olmayacak. " Hatice'nin babasıda bizimkilerle birlikte göreve gittiği için yanımızda dikiliyordu. Ancak babası eve gelip veda bile etmemişti. Açıkçası babasını bir kere bile görmedim. Sanırım işine aşık bir adam.

"Oturalım mı?" Titreyen bacaklarım ayakta dikilmeme engel oluyordu. Evlerin önündeki tahtalara gidip oturdum. Hemen ardımdan Hatice ve Fidan da geldi. Annem bizi tek bırakmak için eve girmişti. Üstümdeki hırkaya iyice tutunup kafamı önüme eğdim. Abim Mesut'tan önce gelip bizimle vedalaşmıştı. Oda göreve katılacakmış.

"Ali annemlere gitmemi söyledi. Uzun süre gelmeyeceği için evde tek kalmamı istemedi. " Fidan elinin tersiyle yaşları sildi. İstemsiz derin bir iç çekip parmaklarıma baktım. Benim gidecek bir aile evim bile yok. Babamın evine geri dönmem demek ölü hayatı yaşamam demek. Zaten Mesut giderken kardeşlerini arkada bıraktı. Sırf tek kalmayayım diye.

"Doğru demiş. Burada merkez çok uzak. Seninde bebeğin var ve hastalanır bir şeye ihtiyaç olur bulamazsın. " Hatice omuz silkip bana baktı. Tek kelime etmedim. Hala Mesut'suz nasıl yaşayacağımı düşünüyordum.

...2 ay sonra...

"Hamuru yeme. " Sefer omuz silkip yoğurduğum hamurdan tırtıklayıp duruyordu. Hakan göreve gitmiş, Osman'sa hemen karşımda elinde yağla oturuyordu.

"Sende hızlı yap. Kurt gibi acım. " eline vurunca pes edip tahtaların üstüne oturdu. Hallerine gülerek bakıp önümdeki hamur tahtasına top yaptığım hamuru atıp unladım. Merdane ve oklavada hemen yanımda, hazırda bekliyordu.

"Yapıyorum işte. " bahar tamamen gelmiş ve karlar eriyip bitmişti. Şimdi kuşlar ötüp duruyordu. Etrafta ağaçlar yeşillendi ve bazıları çiçek bile açtı.

İlk ekmeği sacın üstüne attım. Osman bir odun daha altına atıp ateşi harlarken ben ikinci hamuru önüme aldım. Mesut hakkında hicbirimiz bir şey konuşmuyorduk. İlk zamanlar onları görür görmez Mesut'u sorup ağlama krizine giriyordum. Bunu fark edince dördümüzde konuşmama yemini etmiştik. Onsuz yaşama devam etmem gerektiğini Osman acımadan hatırlatmıştı bana.


Babam bizimkilerin göreve gittiğini duyunca gelip annemi zorla alıp evlerine götürdü. O ara bizim bitirim üçlü olmadığı için babama engel olamadım. Şimdiyse duvarlarında boğulup kaldığım evde tek başıma kalmıştım. Mesut'un ilk maaşı elime geldi. O parayla Osman'la merkeze gidip mutfak alışverişi yaptım. Yemek yapıp hem kendimin hem de onların karnını doyuruyordum.

Mutlu Mesut                                 🧵Tamamlandı🧶Where stories live. Discover now