₪ Bölüm 12 | Confession

13.1K 1.1K 420
                                    

Baekhyun Chanyeol banyoya girdiğinde sinirle tatlı bulduğu ayıcığa baktı. Gerçekten salak olmalıydı. Salağın önde gideni, kendisi mazoşist aptalın tekiydi. Chanyeol'dan hoşlandığında ve onun da kendisinden hoşlanmasını istediğine inanamıyordu.

Ayıcığa üzgün bir bakış attıktan sonra vücudunu güçsüzce yatağa bıraktı.

'Beni terk eden sevgilimeydi' Madem onu terk etmişti neden hala böyle mükemmel bir şeyi o kıza veriyordu ki? Baekhyun gerçekten o uzun aptalın kafasını kırmak istiyordu.

Ayıcığa tekrar baktıktan sonra yavaşça onu kavradı ve kucakladı. Bir kere olsun bu ayıcığın kendisine olduğunu düşünüp ona sarılmak istiyordu.

Ayıcığa sıkıca sarıldığında ayıcıkdaki ses kaydının açılmasıyla yerinden sıçrasa da duyduklarıyla yerinde dona kalmıştı.

"Selam Baek ~ Cidden büyük ihtimalle ben şimdi banyoda senin bana sarılmanı bekliyorum ve sende ne olduğunu anlamadığın için şapşal ama felaket tatlı bakışlarınla ayıcığa bakıyorsun. Aslında bu itiraf ve özür karışımı şeyi nasıl yapacağımı bilmiyordum ve sana küçük bir oyun oynamak istedim, direk sana ne istediğini sordum ve az önce sana bunu beni terk eden kız arkadaşım için aldığımı söylemiş olmalıyım. Ahh, senin kırılmış ifadeni gördüğümde canımın ne kadar acıyacağını tahmin edebiliyorum. Her neyse, Baek dürüst olmam gerekirse özür dilemeliyim. Sana davranış şeklimden ve sözlerimden dolayı ama itiraf etmeliyim ki altımda inlemeni gerçekten isterim. *ıhım* Ve...şey bu teklif nasıl yapılır bilmiyorum ama benimle çıkar mısın?" Baekhyun'un suratında engel olamadığı bir gülümseme oluşurken ayıcıktan çıkan ses devam etti.

"Ahh, dur bu çok basit oldu. Baek cidden beni delirtiyorsun....Ben bu kadar şapşal değildim biliyor musun? Her neyse, itiraf etmem gereken konu senin beni büyülediğin. Bunu senin gözlerine bakarak söyleyebilecek kadar cesur değilim ve beni bu kadar çekingen yapan tek kişi sensin bebeğim" Baekhyun'un kalbi 'bebeğim' kelimesiyle daha da hızlandı.

"Açıkçası güldüğünde beni gülümsetebilen ve ağladığında ağlatabilen tek kişi sensin. Tamam diğer üyeler de bunu beceriyor, özellikle benim için en değerli olan Suho hyung ama bilirsin işte senin ki farklı hissettiriyor. Bu yüzden benimle sevgili olur musun Baek?" Baekhyun gözlerinin dolduğunu hissetti. Bu fazlasıyla romantikti. Pekala, Baekhyun'un hayatında aldığı ilk ve en romantik teklifti.

Ayıcığa sıkıca sarıldıktan sonra hızlıca ayağa kalktı. Tuvaletin kapısını hızlıca açıp dudaklarını ısırarak endişeyle sağa sola yürüyen uzun bedeni gördüğünde dudaklarını kaplayan gülümsemeye engel olamadı. Hemen kollarını Chanyeol'un beline sarıp yüzünü göğsüne gömdüğünde Chanyeol da kollarını ona sarmıştı.

Chanyeol çenesini Baekhyun'un yumuşak saçlarının üzerine koyup sevimli vanilya kokusunu aldığında gülümsedi fakat Baekhyun'un hıçkırmasıyla paniklemişti.

"Bebeğim?" Chanyeol Baekhyun'un çenesini tutup yüzünü kaldırmasını sağladıktan sonra onun küçük gözlerine baktı.

"Neden ağlıyorsun?" Chanyeol o kadar kibar bir tonda konuşuyordu ki Baekhyun gerçekten de boğulmak istiyordu, tabi ki kalplerin içinde. Yanaklarındaki yaşlara rağmen kocaman gülümsediğinde Chanyeol yavaşça eğildi ve dudaklarını her zamankinin aksine daha sabırlı ve duygulu bir şekilde kısa olanın dudaklarına bastırdı.

Dudakları yavaş bir şekilde kısa olanın ince dudakları üzerinde hareket ederken Baekhyun Chanyeol'un ensesindeki saçları okşamakla meşguldü. Chanyeol Baekhyun'un dudaklarını zar zor bırakıp geri çekildiğinde gözlerini onun güzel gözlerinden ayırmadı.

"Ne diyorsun? Biraz kötüydü biliyorum a-"

"Senden hoşlanıyorum aptal dev" Baekhyun gülümsemesi suratında parlarken söyledi. Chanyeol ona bakarken sadece bir insanın nasıl bu kadar güzel olabileceğini sorguluyordu.

"Yani evet?" Chanyeol eski özgüveni tam olan Chanyeol'un nereye gittiğini merak ediyordu.

"Yani evet" Baekhyun sesindeki heyecanı gizleyemeden kollarını tekrardan Chanyeol'un beline indirip kafasını göğsüne yasladı.

"O zaman seni annemlerle tanıştırmalıyım?"

"Ne? Hayır, yani erken değil mi?" Baekhyun panikleyip ellerini sallayarak konuşmaya başladığında Chanyeol onun bu haline kıkırdadı.

"Biz gerçekten de çıkıyoruz değil mi?" Chanyeol inanamadığı için sordu. Baekhyun muhteşem biriydi, evet Chanyeol ona kaba davranıyordu, evet Baekhyun'a değersiz hissettirmiş olabilirdi ama sonuçta Park Chanyeol'un kalbine girmek de o kadar kolay olamazdı değil mi?

****

Jongdae barları sevmezdi ama söz konusu olan MinSeok'u korumak ise o her yere giderdi. Pekala şimdi MinSeok'a kollarını sarmış olan çocuğa ne yapması gerekirdi. Onu önce kazana koyup kaynatmalı mıydı yoksa organlarını tek tek kesip kendisine mi yedirmeliydi?

"Ona dokunma" Jongdae dişleri arasından söylediğinde Minseok kaşlarını kaldırarak Jongdae'ye baktı.

"Senin sorunun ne? Onu seviyorum" Minseok sarhoşluğun etkisiyle yüksek sesle bağırdığında Jongdae duyduklarıyla gözlerini kaçırdı. Sevdiğiniz insanın başkasını sevdiğini söylemesi acıtıyordu.

"A-ama-"

"Ne aması? Aigoo yah Junsoo bu çocuk devamlı peşimde" Minseok kendisini tamamen Junsoo'ya yaslayıp söyledi. Jongdae sakin durmak için çabalarken Minseok'un kolunu kavradı.

"Hadi gidelim lütfen, gazetecilerin bizi bulmaması gerek" Jongdae yapabildiği en kibar tonda söyledi.

"B-belki ben yakalanmak istiyorum huh? Junsoo'yla kalmak istiyorum. Beni becer Junsooo? Ha becer beni?" Jongdae dolan gözlerini tekrar kaçırdı ve derin bir nefes aldı. Bir şey söylemeden arkasını dönüp yürümeye başladığında şu an tek istediği şey başka bir barda ölene kadar içmekti.

Sallana sallana yürüyüp fazla uzakta olmayan bir bar bulduğunda zaferle gülümsedi. Uyuşuk adımlarla bara girip direk barmene doğru yürüdü.

İnsanlardan bir kaçı kendisini işaret etse de pek umursuyor gibi görünmüyordu, gerçekten sıkılmıştı. Minseok'un peşinde koşmaktan, ona aşık olmaktan. Bunların hepsi çok yorucuydu.

İstediği içkileri art arda içerken yanına gelen kızı yeni fark edebilmişti.

"M-merhaba" Kızın utangaç ses tonundan ve kekelemesinden Jongdae onun buralara uygun bir kız olmadığını anlamıştı.

"Ben Gayoung. Benimle gelmek ister misin?" Kızın aniden cesaretlenen sesine karşı Jongdae sadece omuz silkmekle yetinmişti. Eğer Minseok başkasını seviyorsa o da yapabilirdi değil mi? Kalbini başka birine verebilirdi. Gayoung'un kendisini sürüklemesine izin vererek arkasından ilerledi. Özel odalardan birine girdiklerinde Jongdae hızlıca Gayoung'u duvara itti ve dudaklarını onun boynuna bastırmıştı. Onun Minseok olduğunu düşünüyordu, 3 yıldır peşinden koştuğu, onun suçlarını üstlendiği, deli gibi sevdiği Minseok. Dudaklarını boynundan diğerinin dudaklarına taşıdığında kız güçsüzce inlemişti.

Jongdae onu yatağa doğru itti ve kendisi de onun üstüne çıktı. Ne yaptığının veya sonuçlarının farkında değildi, sadece Minseok'u unutmaya çalışıyordu, sadece bütün bu olanları beyninden kısa bir sürede olsa silmek istiyordu. Bütün bunlar canını yakıyordu.

"Ahh" Kız ağzından kısık bir inleme çıkardığında kapının sertçe itilmesiyle Jongdae kafasını Gayoung'un boynundan kaldırabilmişti.

Y/N: Xiuchen'i şey ettim sjhsjk BaekYeol'u güzel şey ettim, bence güzel şey oldu. *alkış* neyse bolca yorum yapın. Ha bi de EXO comeback yapıyor lan!! Şu an gökkuşaklarında ineklerle uçuyorum ruh halim budur.


OMG, You're Sasaeng!  [#2]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin