Duyduğu kuş cıvıltıları yeni bir günün habercisiydi. Mansur, gözlerini bir iki kere açıp kapattı. Odasının camından sızan ışığa bakılırsa gün epey önce doğmuştu. Sağını solunu kontrol etti. Lara, her sabah ki asil görevini bu gün atlamıştı galiba. Küçük kız, her gün doğumunda mutlaka uyanır ve Mansur'un koltuğunun altında sabah şekerlemesi yapardı. Ama bu sabah yıllardır süren bu gelenek bozulmuş gibiydi.
Yataktan kalkıp elini yüzünü yıkadı ve evin alt katına inmek için merdivenleri adımlamaya başladı. Attığı her adımda nefis bir yumurta kokusuna yaklaşıyordu. Evin mutfağından yükselen tanıdık melodilere şen kahkahalar karışıyordu.
"Dudaklarında arzu
Kollarında yalnız ben
Sana bakan bir çift göz
Ben olayım sevgilim."
Aklından birçok ihtimal geçiyordu o an. Ama hiç biri biraz sonra karşılaşacağı manzarayı tasvir edemezdi şüphesi. Acelesiz hareketlerle mutfağın kapısını araladı. Ve ilk an anlamaz gözlerle izledi içerde olanları.
Öykü, elinde bir bardakla radyoda şarkı söyleyen Belkıs Özener'e eşlik ediyor, Lara'da başka bir bardağı eline almış ona düet yapıyordu.
"Bütün ömür boyunca kalbinde sevgilin ben
Benliğinde yalnız ben ben olayım sevgilim
Gününe gecene eş gözünde yaş yine ben
Sana aşık yalnız ben ben olayım sevgilim..."
Köşedeki koltukta ise minik Efsun ve Bergüzar tempo tutarken, Lumina, Yaren bebeği kucağında hoplatıyordu. Mansur, bir an "Hala uyuyor muyum acaba?" diye düşündü. Öykü'nün sabahın köründe onun evinde ne işi vardı? Rüya mı görüyordu acaba? O an rüya olma ihtimaline bile sinirlendi. Öykü'nün bu kadar gerçekçi bir şekilde uykusuna misafir olması bile katlanılamaz bir durumdu onun için.
Kadın içine bu kadar işlemiş miydi?
Lara, babasını kapıda ilk gören kişi oldu. Sevinçten kızarmış yanaklarıyla ona koşarak kucağına atladı. Gözlerinin içi gülüyordu küçük kızın. Yanaklarında baharlar açıyordu. İçi cız etti Mansur'un. Baharda sürgün veren dalları daha bir yerleştiler ömrüne. Öykü'nün kaderine serdiği ihtimaller daha bir güçlendi alın yazısında.
"Baba! Biz sana sürpriz kahvaltı hazırladık Öykü'yle birlikte. Ben sabah aradım onu. O da hemen geldi. Esved Amcam menemen sevdiğini söyleyince, bizde hemencik yaptık. Ben biraz yedim süper olmuş!"
Mansur, kızına sarılıp saçlarına bir buse kondurdu. Orman yeşili gözlerini dikti karşısındaki kadının mavilerine. Gözleriyle hesap soruyordu adeta, kızına cevap veren sesinde ki yaz havasına inat kara kışlar yağıyordu gözlerinde.
"Çok teşekkür ederim prenses. Ellerinize sağlık..."
Öykü, minik burnunu havaya kaldırarak karşıladı adamın kirpiklerinden onun kalbine nişan alınmış bütün buzdan okları. Bu hırçın adam, ne yaparsa yapsın onu Lara'dan ayıramayacaktı. Ondan sadece kendisini kaçırabilirdi. "Buradayım." dedi tek kaşını kaldırarak adamın gözlerine doğru. "Buradayım ve buna alışsan iyi olur." Gitmeyecekti Öykü. Mansur'un aşkından içi ölse de, o küçük kızın umutlarını boşa çıkarmayacaktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/18200273-288-k791320.jpg)
YOU ARE READING
ESVED
AdventureEsved; Karanlıkla sarılmış bir adam.... Lumina; Işığın içindeki parıltılar kadar saf bir kadın.. Hak etmediği birşeye el uzatmak bütün dinlerin ortak günahıyken.. Cehenneme birinci sınıf bileti olan bir adam bunu umursar mıydı? Umursamadı Esved...