42. Osmanlı Tokadı~

22.9K 1.1K 104
                                    

Geçmiş,  önüne bir hayalet gibi dikildiğinde ne yapmalıdır insan? Yaşadığı her şeyi unutmak mümkün müdür? Yapılan onca kötülük, kesilen onca bedel, sıkılan onca kurşun, dokunulan onca beden… Her biri küçük bir toz tanesi kadar iz bırakmış olsa bedenine, onca izin arasından yolunu bulup ilerleyebilir mi insan?

 

İnsan gerçekten yeniden doğabilir mi?

 

<< ~~~~~ >>

 

Spor salonundan çıktıktan sonra arabasına atlayıp Lumina ile buluşacağı mekana gelmişti Esved. Sanki Lumina’ya ilk kez bakacakmış gibi hissediyordu kendisini. Sanki sabah onun gül kokan teninden kopup kalkan o değilmiş gibi, garip bir utanç dolaşıyordu bedeninde.

Deniz kenarında ki kafeden içeri girdiğinde kendisini bekleyen kalabalığa göz gezdirdi yavaşça. Besim Baba, Mansur, Sophia, Lara, Laysender, Umut, Mehmet Komiser…  “Kahretsin!” dedi kendi kendine… Mehmet Komiser ’in Umut’la olan ilişkisi nasıl bir tesadüftü. İlk karşılaştıklarında adamın bakışlarındaki hayret şimdi şimdi anlamlanıyordu Esved’in zihninde.

Ona sorgu odasında nasıl davrandığı geldi aklına. Nasıl da dalga geçmişti onlarla. Mehmet’in arkadaşı neredeyse üzerine saldıracaktı. Şimdi nasıl bu adamla aynı masaya oturup muhabbet edecekti? Hangi yüzle… Derin bir nefes alıp onlara doğru ilerlemeye başladı.

Onu ilk fark eden elbette Lumina oldu. Gülümseyerek yanındaki sandalyeye işaret etti. Esved seri adımlarla gösterilen yere oturdu. Lumina, ışıl ışıl gözleriyle yanağına küçük bir buse kondurduğunda, geri çekilmemek için çok büyük bir güç harcaması gerekmişti.

Herkesle selamlaştıktan sonra masadaki sohbet normal seyrine döndü. “Abant’a gidelim!” dedi Umut sevinçle. Laysender, parlayan gözlerle yanındaki kızı süzüyordu. Aşk, gözlerinden süzülüp kızın kirpiklerini boyuyordu sanki.

“Abant olabilir aslında, orada benim bir evim var. Hepimiz rahat rahat kalırız. Biraz kafamızı dinlemiş oluruz. Eğer kabul ederseniz yarına hazırlatırım hemen.” diye devam etti Besim Baba. 

Lumina, Esved’e dönüp konuşmayı özetledi: “Nefe..sim bir haf..talığına tati..le gide..lim diyo..ruz. Hep bera..ber biraz ka..fa dinleriz. Sen ne dersin?”

Acı çığlıklar atarak kaçmak istediği bütün insanlarla, aynı evde bir hafta… Cehennemde yaz tatili yapmak kadar çok istiyordu Esved. Ama sesini çıkarmadı.

“Elbette. Herkese uygunsa gidebiliriz.”

 

“Mehmet Komiser’im sende gel. Bak itiraz kabul etmiyorum. Biraz dinlenmiş olursun” dedi Besim Baba.  Umut’ta aynı anda ona dönerek ellerini koluna koyup konuşmaya başladı: “Mehmet lütfen gel. Bak çok güzel olur. Lütfen..”

 

“Gözlerini şöyle yapma Maviş, Bir bakayım eğer ayarlayabilirsem gelirim elbette.”

ESVEDWhere stories live. Discover now