28. Sürpriz~

27.2K 1.3K 245
                                    

“Abi! Bu çocuğun aramızdan böyle elini kolunu sallayarak çıkması bizim namımızı ayaklar altına aldı. Bir göz dağı vermemiz lazım!”

 

“Tamam Mahmut. Al adamlarını bas oğlanın mekanlarından bir kaçını. Tabi eğer yüreğin yetiyorsa… Esved’in kendisi bir psikopat Sado’ya söyleyecek laf yok zaten. Hadi bakalım yolun açık olsun!”

 

“Tamam da Abi ne yapacağız?!”

 

Hikmet nargilesinden derin bir nefes aldı ve sonra dışarıya bıraktı. Yıllardır bu işlerin içindeydi. Neler görmüştü bu gözler. Toydu bu çocuklar daha…

“Bizimde zamanımız gelir Mahmut… Merak etme…”

 

 

<~~~~~>

 

 

“Ne de..mek gitti Abi. Na..sıl gi..der? Ne yap..tın kıza!”

 

“Emanetim ben ne yapacağım kıza? Biraz kafasını dinlemesi gerekiyormuş! Hah bir de ona ihtiyacım yokmuş artık. Nereden biliyorsa!”

 

Lumina abisinin sıkıntılı yüzüne baktı. Zavallı abisi daha ne yaptığından habersizdi. Kendisi de bir şeyler yapacaktı ama ne yazık ki telefonun açmıyordu Umut..

Laysender, kapana kısılmış bir aslan misali odanın içinde dolaşıyordu. Beyni bütün kapasitesini kullanıyor ve Umut’un neden gittiğini çözmeye çalışıyordu. O düşüncelere gömüldüğünden  Lumina’nın odadan çıktığından bile habersizdi.

Pencereden dışarı bakarken Umut’a ilk sarıldığı an belirdi gözlerinin önünde. Titriyor muydu gerçekten Umut. Sonra gözleri… Ne kadar farklı bakıyordu o anda. Bütün neşesinden uzak biraz hüzün biraz hasret biraz heyecan. Gözlerinin mavisinde ne kadar anlam barındırıyormuş meğer.

Ama görememiş Laysender ... Sonra dün olanları düşündü yeniden. Umut yanına gelince yanına çekişini boynuna sarıldığında kendi kalbiyle yarışırcasına atan kalbini. Aldığı sık nefesleri. Gözlerinin önünde kümelenmiş  dumanları….

Ve en son kapıdan çıkarken gözlerinin içindeki viran şehirleri fark etti Laysender… Küçük bir çocuk elinden şeker almış gibi bağırıyormuş meğer. O derin sonsuz maviler erozyona uğramış gibi kup kuru topraklara dönmüş meğer. Minik bir serçe kanadının acısına sızlanıyormuş meğer…

Umut’un yokluğu daha bir farklı sardı bu sefer adamı. Daha farklı bir ateş yakıyordu yüreğini artık. Bilinçli bir şekilde demirden prangalar geçiriyordu görünmez eller yüreğine. Sanki bir daha nefes alamayacakmış gibi derin soluklar alıyordu.  Sığamayacaktı buraya çıkıp gitmeliydi ve öyle de yaptı.

<~~~~~>

ESVEDWhere stories live. Discover now