Şeytan ve Ayrıntı Bölüm 17

4K 109 36
                                    

Merhabalar millet evet biraz beklettim ama işlerim vardı affola..:D ama güzel bir bölümle daha karşınızdayım.. Resimdeki Eren ...Lütfen paylaştığım müzikle eğlenerek okuyun..:)


     Gece tüm perdelerini kaldırıp yerini şafağın ışıklarına bırakmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

     Gece tüm perdelerini kaldırıp yerini şafağın ışıklarına bırakmıştı. Köşkten nihayet hızla çıkabilmişti Eren, artık yapacağı tek şey ardına bile bakmadan kendi evine gitmek olacaktı. Neden böylesine kasvetle doluydu ki? Huzur dediği şey neydi, artık emin değildi? Hayatının bu lanet olası zorbalar tarafından taciz edilmeyeceği bir zamanı arzuladı. Neydi ilgilerini çeken şey neydi?
    Bu yüz mü? Bu beden mi? İstemiyordu o vakit, istemiyordu hiç birini? Nasılsa günahları ondan geriye bir kül yığını bırakmayacak mıydı?

       Evde hazırlanırken sabah gördüğü kadın tüm düşüncelerini alt üst ederek onu perişan etmeye yetmişti zaten.  Kendisine sahip olan ölümcül canavar, annesine de sahipti şimdi. Kendisini köşkte tutmasının tek sebebinin onu da yanında tutması olduğunu adı gibi biliyordu.  Balkon pervazına yaslanmıştı Ayaz. Giydiği uzun tuniğinin etekleri rüzgarda savrulurken, Eren'in annesi içeri girip kahvaltıyı getirdiğinde adeta beğnin den vurulmuşa dönmüştü. Bakmamıştı bile kendisine, dönüp Eren'i görmemişti bile. Biliyordu kendisinden nefret ettiğini, öz oğlunu baştan çıkarıcı şehvetli bir şeytan olarak gördüğünü biliyordu.  Öyleyse ne yapmalıydı bu bedeni? Nasıl yaşayacaktı bu lanetlenmiş saplantılı aşk duygusuyla?

        Hızla hazırlanıp evden çıktığında kapıya kadar koştu. Çantasını sırtına yerleştirmeye çalışırken kapının önünde bir limuzin durdu. Kimdi bu? Arka camı açıldığında Ayaz'ı gördü. Oradan koşarak uzaklaşmayı düşünse de Eren, onun keskin bakışlarına karşı koyamadı. Başını çevirip yanında yumruklarını sıkarken, çantasını düzeltti ve derin bir nefes alarak  araca bindi.

                "Seni okula ben bırakırım demiştim."  Başını Ayaz'a çevirmeden mırıldandı Eren:

                "Bende gerek olmadığını söylemiştim."

                "Gerekli olduğunu ikimizde biliyoruz." Diye fısıldarken zarif bir hareketle başını çevirdi Ayaz. Giydiği siyah eldivenlerine baktı Eren ve bezgin bir ifadeyle gözlerini açıp kapadı. Kim canını sıkmıştı da kafasını koparmaya gidiyordu? Ellerine ne zaman siyah deri eldivenleri taksa muhakkak canını biri sıkmış olurdu.  Böyle zamanlarda yanında durmamak en akıllıca olanıydı.

            Okulun önüne gelene dek başka bir kelime daha etmemişlerdi ve nihayet geldiklerinde derin bir iç geçirmişti Eren. Hızla kapıdan çıkarken ona baktı Ayaz:

                      "İki gün sonra saat dokuz da köşkte toplantı ve balo düzenlenecek Eren, böyle zamanların dakikaları bile benim için önemlidir. Saniyelerini dahi sayarım. Geç kalayım deme."

Ölümcül Saplantı (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin