Esaretin Sonu Bölüm 44

2.3K 77 75
                                    

Evet merhabalar millet.. Tamam biraz geç geldi ama uzun bir bölüm oldu...Hadi keyifle okuyun..:D


Söyle uçurumdan atlayan dönebilir mi? Söyle kanadı kırk yerden kırılmış uçabilir mi?
Söyle bu aşktan ne kaldı ki geriye...
Yaptığının ne kadarı sığıyor sevgiye

Alper ikinci katta ki odasında, kollarını iç içe geçirmiş,  başını da pencerenin pervazına yaslamış mırıldanırken, gözlerini batmakta olan gün ışığına kıstı. Derin bir nefes alırken dudaklarını ısırdı. Burada ne kadar süre geçirdiklerinden emin değildi. Nasılsa artık bir umudu da yoktu. Peşine kim düşerse bu canavarın onuda öldürmeyeceğine dair bir garanti yoktu. Sol ayağına taktığı zincirleri ise evden kaçmasını güçleştiriyordu. Görebildiği tek şey, koca bir ormandı.

           Kendini buz kalpli bir ejderha tarafından kuleye esir edilmiş zavallı bir kurbana benzettiğinde isterik bir gülümseme sergiledi.

     Bekledi ve başını gökyüzüne çevirdi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bekledi ve başını gökyüzüne çevirdi. "Hey Eren, oradan talihsiz halimi görebiliyor musun? Huzurlu musun? Yoksa orada da mutlu değil misin? Ateşler içinde mi? Gül bahçesinde misin Eren? Bu çarpık saplantıların sonunda huzura erebilir miyiz gerçekten?"

Göz yaşları yanaklarına süzülürken yeşil gözleri kızarmıştı. Ölümden başka bir kurtuluş yoktu bu canavarın elinden? Ölümde kurtuluş olur muydu merak etti içinden? 

     Yanaklarını silerken başını çevirdiğinde kapıda Kaan'ın beklediğini gördü. İki gün olmuştu. İki gün dokunmamıştı kendisine. Yas tutmasına izin vermişti. Yemiyor yada içmiyordu Alper. Kaan elindeki yemek tepsisini yatağın ucuna koydu ve yavaşça Alper'in yanına yürüyerek önünde durduğunda o da bakışlarını kaçırıp çatık kaşlarıyla başka yöne bakmaya başladı.

"Sarışın." Dediğince cevap vermedi Alper. "Seni üzdüm. Seni kanattım. Bana bakarken bir canavara bakıyormuşsun gibi uzaklaştın benden. Oysa ben, yalnızca yanında iyi vakit geçirebileceğim birini istedim. Ama beni zorladın. Beni kendine saplantı haline getirinceye dek zorladın. Seninle paylaşmak istediğim, mutlu etmek istediğim onca çaba onca uğraş, sonunda elime yüzüme bulaştırdım. Artık vaz da geçemiyorum."

Başını çevirip Kaan'a baktı Alper.

"Bazen Keşke Tanışmamış OIsaydık Diyorum.Çünkü Tanışmasaydık, GeceIeri Dünyada Senin Gibi Biri OIduğunu BiImeden UyuyabiIirdim."

Onun kızgın yüzüne bakarken gözlerini kıstı Kaan:

"NeIere değiştim hayaIini bir biIseydin yanımda kaIırdın sonsuza dek!" Derken parmaklarını uzatıp yanağına dokunduğunda kendini geriye çekti Alper.

"Biliyorum.  Aksine bildiklerim ve gördüklerim senden dünyanın öbür ucuna kaçmak istememe neden oluyor. Söylesene hiç vicdan azabı çekmiyor musun? Kendi kuzenini öldürmek nasıl bir duyguydu?" Derken arkasına geçti. Kaşlarını çattı ama cevap vermedi Kaan. "Senin ki sevgi değil Kaan. Senin ki zehirli, hastalıklı bir şey. Bu aşk değil."

Ölümcül Saplantı (+18)Where stories live. Discover now