Yüzleşme Bölüm 70

905 38 15
                                    

Selam millet ben geldim.. Yeni bölümle karşınızdayım.. yorum ve votelerinizi bekliyorum..keyifli okumalar..:P fotoğraftakiler sırayla Alper..Kaan ve Timuçin

Ertesi sabah erkenden kalktı Alper

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ertesi sabah erkenden kalktı Alper. Bir kaç saatlik uyku, uyanmak sayılmazdı lakin artık ayaktaydı. Bildikleri, öğrendikleri birer kabus gibi peşindeydi. Nasıl gelirdi insan? Onca şeyin üstesinden nasıl gelirdi? Bugünün üstesinden gelmekse yaşadıklarının her birine denk olacaktı zira Eren'in yanına gitmeden evvel bu duruma sebep olan canavarı bir kez daha görecekti. Ceza evine gidecekti. Hazırlandı ve kahvaltı dahi etmeden tekrar şoförün yanına gitti. O cehennemde o piskopatla bir görüşme ayarlamıştı ve babasının bu görüşmeden haberi olmayacaktı. Bilmemesi iyiydi. Zaten ne söyleyebilirdi ki? Bana defalarca tecavüz eden canavarla bir randevum var beni yemeğe beklemeyin mi diyecekti? Korkunç.
Ellerinin titremesine mani olup arabaya binerken şoförü tembihlemişti. Zordu ancak yapmalıydı. Rahat etmek için, orada olduğunu kendi gözleriyle görmek için yapmak zorundaydı. O kadar süre neler hissettiğini onunda anlamasını istiyordu. Zincirlerle bir yer de bağlı kalmanın, sevdiklerinden uzakta olmanın ne demek olduğunu yaşamasını istiyordu lakin içinde bir yerlerde bir huzursuzluk vardı. Aralarında demir parmaklıklar olacaktı belki ama yinede korkmadan edemiyordu.

Ceza evinin önüne geldiklerinde şoför indi ve kapıyı açtı.

"Efendim. Emin misiniz?" Diye sorarken cevap vermedi Alper. Elbette emin değildi. Belki daha fazla kin tutacaktı kendisine ancak olayları az da olsa hafifletmek istediğini biliyordu. İkisi içinde doğru olacak şey buydu.

İçeriye girdiğinde iki memur eşlik etti kendisine, burada olmak bile huzursuz olmasına yetiyordu. Burada yürümek kendi iç dünyasına yürümekle aynıydı. Öyle soğuk ve karanlık.

On dakika içinde gördü onu. İlerde oturuyordu Kaan. Ellerinde kelepçeler vardı. Nefesini tuttu Alper. Kendisine zarar veremeyeceğini bilse de korkunun bedeninde dolaşmasını engelleyemedi. Bir dakika içinde derin bir nefes alarak kendini topladı ve tam karşısına oturdu.

Lakin Kaan ona bakmadı başı eğikti. Yaklaşık bir dakika kadar sessizce bekledi Alper, onun sukut halini izledi. Usulca kollarını birbiri içine atarken:
"Durum hoşuna gitti mi?" diye sordu. "Zincirlenmek nasıl bir his?"
Sessizliğini bozmadı Kaan. Başını yavaşça kaldırırken keskin gözleriyle Alper'e baktı ve başını yavaşça sağa eğdi.
"Ne oldu? Dilini mi kestiler? Canavarımızın nesi var neden sessiz?" kaşlarını çatarken bekledi. "Konuşmayacak mısın? Demeyecek misin neden geldin? Göstermeyecek misin kelepçelerini?" gözlerini kısarak ona doğru masaya eğildi. "Değilmiş değil mi Kaan. Öyle değilmiş. Senin bile kurtulamayacağın yerler olurmuş..."
Gülümser gibi yapsa da yüzünü ifadesiz tuttu Kaan:"Oldukça ilginç." Dedi. "Benim gibi adamlara koymaz buralar."
Ona bakarken tereddüt etse de başını çevirdi Alper.
"Bunu hak ettin. Yaptıklarından sonra polis yakanı bırakmazdı zaten. İçeride benim neler hissettiğimi daha iyi anlarsın."
"Nıck. Ben neler hissettiğini anlamam. Ben ne hissediyorsam yaşatırım." Derken, o vakit başını çevirip Kaan'a baktı Alper.
"Ne istiyorsun hala? Bütün hayatımı boka çevirdin. Elimde ne varsa aldın. Benden ne istiyorsan aldın. Senden şikayetçi bile olmadım. Yinede ceza aldıysan bunun sorumlusu ben değilim. Kim suçlu kim değil bırak artık Kaan. Kin tutma. Bundan sonra mutlu bir hayat yaşa."

Ölümcül Saplantı (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin