Sevgisiz Bölüm 27

2.9K 101 33
                                    

Biraz gecikti ama yeni bölümle daha karşınızdayım ...:D bu arada medyadakiler Kaan ve Alper.. Lafı uzatmadan Sizi temptation müziği ve bölümle  baş başa bırakıyorum efenim..:)  keyifli okumalar

Gün doğumu gecenin anılarını bir bir yutarken günün ilk ışıklarıyla açtı gözlerini Eren. Bütün gece bu halde mi oturmuştu? Yavaş adımlarla yataktan destek alıp kalkarken dengesini kaybetti ve biranda yatağa düştü.

"Lanet olsun." Diye mırıldanırken sıkıca gözlerini yumdu ve bir ara öylece kaldı. Yavaşça nefes alıp verirken kendine gelmeye çalıştı.

***********

***********

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Pencereden içeriyi aydınlatan ışıklar gibi, günahlarını bir bir yüzüne vurduğunda Eren, içindeki fırtınanın seline yeniden kapılmıştı Ayaz. Sabaha kadar ne uyuyabilmiş nede kendine huzur vermişti. Bu böyle nereye kadar devam ederdi? İki elini masaya dayarken aynada kendini izledi. Haklıydı Eren, aşağlık herifin tekiydi kendisi. Ne dese haklıydı. Çünkü sevgili, kendi yüzünü onun gözleriyle göremiyordu. Mühürlemişti Eren hem kalbini, hem gözlerini. İçinde ruh olmayan boş bir bedene hayrandı Ayaz. Tıpkı kendisi gibi.

Onunda ruhu çürümüştü. Kendi gibi Eren'i de çürütmüştü. Ama kolay mıydı? Kolay mı sanıyorlardı başlamanın yükü? Henüz çocukken omuzlarına yükledikleri bu ağır sorumluluğu kaldırmak kolay mıydı? Gülme Ayaz, tetikte ol Ayaz, kimseye yaklaşma Ayaz, bunu yapma, şuraya gitme. Sen veliahtsın. Öyle davran. Öyle davran he. Öyle davran. Elbette. Umurunda değildi. Ama yine olsa yine göğüslerdi. Yalnızca sevdiği kişinin kendisi için o içten tebessümünü bir kez daha görebilseydi. Bunca kan, göz yaşı içinde tutunduğu tek şeydi ona olan sevgisi. Ama o da lanetliydi işte. Öylesine yasak.

Fakat kendi suçu muydu her şey? O mu istemişti böyle olmasını? Öyle yetiştirilmişti işte. Sert, katı, merhametsiz. Tıpkı bir canavar gibi. Şimdi tutup ta kendisinden melek olmasını mı bekliyorlardı yani? Doğru. Eğer bu unvan verilecek olsaydı, kendisi bir ölüm Meleği olurdu.

Bir kez daha baktı aynada kendisine. Bir kez daha nefret etti kendisinden. Ne yapmalıydı o vakit. Yemin etmişti Eren'i bırakmamak için. Ne yapmalıydı o vakit? Böyle mutlu olur muydu sevgili? O gece hayatında ilk kez Eren, böylesine kan kusmuştu yüzüne. Bu kadar acı içerisinde miydi yani? Nefret ettiğini söylerdi ama böyle haykırmazdı hiç.

Lakin bu karanlık dünyayı bırakamazdı Ayaz. Burası için seçilmiş, daha doğmadan evvel yazgısına karar verilmişti. Ama Eren, o ne olacaktı? Serbest mi bırakmalıydı? Dışarıda tehlikenin kucağında yaralanabilirdi. Şimdiye dek aldığı yaraların fazlasıyla karşılaşabilirdi. Timuçin den de bir darbe yiyebilirdi. Kaldırabilir miydi o vakit? Mutlu olsa bile buna nasıl dayanırdı Ayaz?

Sabaha kadar bu tehlikeli düşünceler arasında adeta bir şizofren hastasına döndüğünü fark etti. Belinden çıkartıp yere koyduğu silahına oturmuş dik dik bakıyordu. Yaralansa da Eren, nihayetinde kendisine koşmaz mıydı? Kötü anıları olsa da onun yaralarını hep kendi sarmıştı. Her daim yanına gelmişti. Bir kez daha gelir miydi Eren? İki ateş arasında kalmış bir sevgili. 

Ölümcül Saplantı (+18)Where stories live. Discover now