Öfke Bölüm 18

3.7K 100 23
                                    

Evet yine güzel bir bölümle karşınızdayım evet biliyorum geç yayınladım.. Beni affedin..  oyüzden size güzel bir keman solosuyla yine güzel bir fic hazırladım...sizi seviyore iyi okumalar...:D

Saate baktı Eren, insanlar bir bir okulu terk ediyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saate baktı Eren, insanlar bir bir okulu terk ediyordu. Kendisi de gitmeliydi ama  gitmeye çekiniyordu. Öyle ki eve gitse, ölüm meleği bekliyor olacaktı, burada da azap meleği pusudaydı. O halde ne yapacaktı Eren? Nereye gitmeliydi ? Kaçmalı, buradan sonsuza dek uzaklaşmalıydı. Sonsuzluk? Sahi, sonsuzluk dediğin neydi? Nereye gidebilirdi ki? Derin bir nefes alırken başını kitaptan kaldırdı. Boğuluyormuş hissi veren bu düşüncelerden bir türlü kurtulamıyordu. Zira bu iki zebani hayatını cehenneme çevirmiş ve çevirmeye devam ediyordu.

Kitabını kapadı. Sahi ne diyordu Şair. Yazık! hem kıyasıya harcıyorsun kendini,
Hem gönlün yeltenmiyor hiç kimseyi sevmeye.
Biliyorsun, saymakla bitmez sevenler seni,
Ama besbelli sen aşk duymuyorsun kimseye.

Haklıydı. Sevemezdi o kimseyi. Duyamazdı kimseye aşk denen o kasvetli duyguyu. Öldürmüşlerdi onu. Kalbini binlerce parçaya bölüp içine dolduracağı sevgi duygularını bir bir almışlardı ondan. Şimdi ne bekliyorlardı ki? Ne istiyorlardı. Kırdıktan sonra  oyuncağın tekrar eski haline dönmeyeceğini bilmiyorlar mıydı?

Ayrıca sevse ne çıkardı ki? Bir kadını yada bir erkeği, ikisi de günah, ikisi de yasaktı ona. İzin vermezlerdi biliyordu. Geçmişin günahları onu hayatının sonuna dek takip edecekti. Bu günahtı biliyordu. Ve sonuçlarına katlanacaktı. Derin bir nefes daha alırken başını çevirdi Eren. O anda kuzgunu gördü. Biran için kalbi tekledi. Bu da neydi böyle? Bu korku olmalıydı. Evet biliyordu bu korkuydu. Bir başkası olamazdı. Yutkundu. Kuzgun keskin bakışlarla ağaca yaslanmış onu izliyordu. Tekrar gözlerini kaçırdı Eren. Tamam işte bir kez sahip olmuştu kendisine daha ne istiyordu ki?  Son sözlerini ciddiye almış olamazdı değil mi? "Beni istediğin zaman alabilirsin." Yo hayır,  o bir anlıktı. Biran için söylemişti. O nefret, o hazla söylemişti. Gerçekten isteyerek söylememişti.

Yoksa isteyerek miydi?

Hayır hayır bu doğru olamaz. Hayır kendisini bekliyor olamazdı. İntikam istemiyor muydu Eren? Bu fırsattı işte. Neden korkuyordu O vakit? Neden gitmiyordu? Neden her baktığında nefesi kesiliyordu? Ona bakarken böylesine basan ateşte neyin nesiydi? Hayır bu doğru olamazdı. Nefes almaya çalıştıkça dudaklarını ısırdı ve avucunu alnına dayayıp sıkıca gözlerini kapadı. Bu tuhaf titremeden kurtulmalıydı. Biran için ağzına tuzlu demir gibi garip bir tat geldi. Biran sonra fark etti. Dudaklarını kanatmıştı. "Harika" O anda oturduğu yerden hızla kalktı ve aynı anda çantasını alarak tuvalete yöneldi. Eğer saklanırsa belki gittiğini zannedebilirdi. Evet saklanmalıydı. Bu gece onunla konuşmak falan istemiyordu. Hayır onu istemiyordu. Koridorda yürürken biran için durdu. Bu ayak sesleri de neydi böyle? Eren durunca seslerde kesildi. Arkasına bakmadı  ama gözlerini  açıp kapadı. Ve hızla bir iki adım daha attı fakat aynı ayak seslerini tekrar duydu. Neydi bu?

Ölümcül Saplantı (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin