Hisler ve Gerçekler Bölüm 67

1K 36 8
                                    


Selam arkadaşlar,:)

yeni yıla girmeden yeni bölümü atayım dedim..paylaştığım müzikle birlikte okuyabilirsiniz..:) 

şimdiden hepinize, mutlu, huzurlu ve sevgi dolu bir yıl dilerim.. ve yıl bitmeden söylemek istediklerinize onları sevdiğinizi söyleyin.. Zira okuyucu, kelimelerin ruhu olduğu doğrudur ve ancak söylenildiğinde kalbe dokunur..

iyi yıllar..:)

**********

Kül olmuş ateş yanar, buz tutan su akar mıydı? Oluyordu işte Olmuştu. Üç gündür Alper neredeyse hiç tartışmamıştı Kaan ile. Kendisini tekrar yalnız bırakmasından korkar gibi peşinde dolanmaya başlamıştı. Neydi bunun adı? Doktorlar ne diyordu? Stockholm sendromu. Eren de öyle söylemişti. Şimdi katiline duygusal olarak bağlanmış mıydı yani? Derin bir nefes alarak koltuğa oturduğunda başını sağa çevirdi. Uyuya kalmıştı Kaan. Derin düşünceler arasında bir dakika boyunca onu izledi.

        Öyle ki, ona ne vakit yaklaştığını dahi fark edememişti. Dizlerini koltuğun üzerine kırıp, bir elini koltuğun başına, diğer elini de dizlerinin hizasına koymuş onu izlemeye koyulmuştu.

       Neden yapıyordu tüm bunları? Oyundu bu onun için. Kazanmıştı işte. Öyleyse neden hala devam ediyordu?  Neden kendine güzel bir kadın bulup yoluna onunla devam etmiyordu. Kadınların onu seveceğine emindi. Güzel bir yüzü vardı. Bakışları, dudakları güzeldi. Gözlerini kapadı. Kokusu güzeldi. Tekrar açtığında Kaan'ın kendisini izlediğini fark etti. Aniden irkildiğinde doğrulmaya çalıştı.  Ayağa kalkacakken  zincirlerini tutup çekti Kaan, kaşlarını çatarak ona baktı Alp.

"Kaan!" Dedi öfkeyle.

"Beni mi izliyordun sen?" Diye sorarken gülümsedi diğeri.

"Öyle bir şey yok." Derken panikledi Alper. "Yü, yüzünde kirpik kalmış ben onu..." sözünü tamamlayamadan tekrar zincirlerini çekti ve onu kendine yaklaştırdı Kaan.
"Neresinde kalmış?" Diye fısıldayıp yüzüne üflediğinde gözlerini kıstı Alper. Ona bakarken yutkundu. Parmaklarını yavaşça kaldırıp gözünün altına dokunurken biraz daha yaklaştı ve dudaklarını kulağına getirdi.
"Sanırım, o da seni terk etti." Diyerek uzaklaştı. Kaan onu izlerken gözlerini kıstı.
"Edemeyecek birini tanıyorum." Dedi.
"Bir çift kanat versen eminim o da terk ederdi."
Usulca ayağa kalkarken diğeri, bir adım geri attı Alper. Ona yaklaşarak tam omuz hizasında durdu ve yüzüne bakmadan konuştu Kaan:
"Haklısın" Dedi. "Bende bu yüzden kanatlarını kestim. Artık bana muhtaç. İstese de gidemez." Başını ona çevirirken göz kırptı ve mutfağa yöneldi. Öylece bekledi Alper. Gözlerini kısarken ters ters Kaan'ın arkasından baktı. O tezgahta oyalanırken bekledi ve bir dakika içinde yanına gelerek  yaslandı. Kollarını birbir içine geçirip kibirli kibirli bakmaya başladı.

"Ne yiyeceğiz?"
"Yemek mi yiyeceksin?" Derken tek kaşını kaldırdı Kaan "Hemde benimle öyle mi?
"Ne yapalım. Şartlar onu gerektiriyor. Daha iyisini bulana dek işimi göreceksin."

         Tencereye suyu koyarken mırıldandı Kaan:

"İşin ucundan sende tutsan daha çabuk biterdi."

"Hizmetçi değilim ben. Ayrıca beni kaçırdıysan bakmayı da bileceksin." 

O vakit yüzüne eğildi Kaan: "Bende uşak havası mı var?" Dedi ve doğrulurken tek kaşını kaldırdı. " Ama bazen mecbur kalıyor insan."
"Mecburiyeti başına kendin açtın. Kimseyi suçlamaya hakkın yok." Derken sepetten bir elma alarak ısırdı.
"Yemek yemediğin zamanları özledim." Dedi hayıflanarak  Kaan: "Sahi ne değişti?"
"Açlıktan ölürsem, sen kazanmış olursun. Bir kere daha kazanmana izin vermem." Diyerek bir ısırık daha alacakken Alp, hızla elmayı elinden alıp kendi ısırdı Kaan.
"Elindekileri kaptırmaman gerektiğini öğretmediler mi sana?" Değip göz kırptı. "Yoksa aç kalırsın." Derken yürüyüp koltuğa oturduğu sırada arkasından pis pis baktı Alper. Hızla gelip arkasında durdu ve ellerini koltuğun başlarına dayarken gözlerini devirdi.

Ölümcül Saplantı (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin