İkinci Hal Bölüm 48

2K 66 51
                                    

Ne haber millet? Ben geldim..:D Oldukça güzel bir bölüm oldu. Paylaştığım videoyu dinleyerek okuyabilirsiniz.. keyifli okumalar diler, ikinci halle 48. bölümü iftiharla sunarım..:P

Daha önce hiç merak etmemiş yada sormamıştım. Önemli değildi. Önemli olan başka şeylerdi benim için. Elle tutulabilen, daha somut. Hayatta kalmakla ölmek arasında hiç bu kadar karmaşa yaşamamıştım. Hangisi doğru diye sormamıştım bile. Ancak, hayat size çizgilerin üzerinde bir kader sunduğunda bazen ikisi arasında bir seçim yapmak yerine, ikisini de kabul edebiliyordunuz.

Tıpkı benim gibi.

Sıcak su vücudundan süzülürken gözlerini yavaşça araladı Alper. Orada öylece durmuş beklerken, ne kadar süre geçirdiğini bilmiyordu. Ama vücudundan yavaşça süzülen bu soğuk sıvı kendisine ait değildi. Biliyordu. Gözlerini kaparken dişlerini sıktı ve başını soğuk duvara dayadı.

Nefes alışları hızlandığında aklına tuhaf şeylerin hücum ettiğini fark etti.  Öyle ki, bedenini tekrar o garip ateş bastığında elleriyle kollarını tutarak sakinleşmeye çalıştı. Lanet olsun. Kendi vücuduna hükmedemez duruma gelmişti. Bu yetmezmiş gibi, Kaan'ın oyunları da onu içinden çıkamayacağı bir labirente hapsetmeye başlamıştı. Günden güne kaybolduğu, değiştiği, korktuğu bir oyunun içinde sıkışmış gibiydi. Bu akıl oyunlarını bırakması gerekiyordu. Dur demeliydi yoksa kişiliği sonunda bir çöp yığınına dönecekti.

********************

Koltuğa oturmuş, bir ayağını dizinin üzerine atıp iki kolunu da başlığa yaslayarak başını geriye atmış gözlerini kapamıştı Kaan. Düşünüyor muydu yoksa bir karara mı varmak üzereydi belli değildi. Yapacağı şeyleri Alper'in davranışları belirleyecekti.

Bir ses duyduğunda başını kaldırdı. Alper tam karşısında ki kapıdan kalçalarını kaplayan örme salaş beyaz bir kazak ve altında dizleri yırtık bir kotla çıkmıştı. Kapının ardından dumanlar çıkıyordu. Alper'in ıslak saçlarına, dudaklarının pembeliğine ve parmaklarına bakılacak olunursa uzunca bir duş aldığı söylenebilirdi.

Kapının hemen yanında ki duvarda tv açıktı ama Kaan'ın gözleri Alper deydi. Kendisini uzun uzun izlerken Alper rahatsız olacak ki gözlerini kaçırıp derin bir nefes aldı ve bir elini alnına koydu. Kaşlarını çattı ve çıplak ayaklarıyla yavaşça yürüyerek bacaklarını iki yana açıp Kaan'ın tam kucağına oturdu. Bu durum onu oldukça şaşırtmıştı. Şaşkınlığı bir an sürdü ve ellerini Alper'in kalçalarına koydu. Ama Alper hala onun yüzüne bakmıyordu. Kaan yüzünü Alper'in göğsüne yaklaştırırken ondan çevreye yayılan çilek kokusunu kokladı.

"Nefret ederim." Dedi  hızla nefes alıp verirken. Kaan yüzüne baktı ama o hala ona bakmıyordu. "Çilekten ve kokusundan nefret ederim."

"Biliyorum." Dediğinde Kaan, yüzüne baktı Alper.

"O halde neden aptal görünümlü, çilek kokulu bir şampuan ve duş jeli banyoda mevcut." Derken tek kaşını kaldırdığında, gülümsedi Kaan.

"Senin banyon üst katta."

"Fark eder mi?" Derken tekrar çatık kaşlarıyla başını çevirdi. "Beni burada tutuyorsan ihtiyaçlarımı da karşıla."

"Bunu söylemek için mi kucağıma oturdun?"

Ses gelmedi Alper den. Bir dakika sonra bakışlarını Kaan'a çevirdi.

Ölümcül Saplantı (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin