18. Bölüm: Sır

74 2 2
                                    

18. Sır

🎼 Sertab Erener - Gel Barışalım Artık

Bunca yıl içinde biriktirdiği, kalbini ağırlaştıran, onu bir çıkmaza sürükleyen bu yükü benimle paylaşmak için derin bir nefes verdi Funda teyze. Birkaç dakika içinde, Karsel'den saklanan en büyük sırrı öğrenecektim. Her şeyi duymaya hazırdım.

"Nereden başlayacağımı bilmiyorum..." dedi tereddüt ederek. "Bunları ilk defa birine anlatacağım. Karsel'in annesi, Ferda ve ben birbirlerine hiç benzemeyen ikiz kardeşleriz. Ben ondan sadece birkaç dakika büyüğüm.

Selim bir aile dostumuzun çocuğuydu. Sarı saçları, mavi gözleri vardı. Çocukluğumuz birlikte geçmiş, üçümüz birlikte büyümüştük. Selim ezelden beri Ferda'ya aşıktı. Fakat bir türlü hislerine karşılık bulamıyordu. Az koşmadı peşinde kardeşimin. Babam çok otoriter bir adamdı. Hepimiz ondan korkardık ama Ferda özgürlüğüne düşkündü. Babamın tüm itirazlarına rağmen üniversiteyi kazandı ve Ankara'ya gitti. Ben ise İstanbul'da ailemizle kaldım.

Üniversitenin son sınıfındaki ilkbahardı. Ferda bir gün beni aradı, "Çok kötüyüm, ne olur gel Funda," diye yalvardı. Ne yapacağımı bilememiştim, ben de çaresizce Selim'den yardım istedim. Selim'in arabasıyla Ankara'ya gittik. Ferda hastanede baygın bir hâlde yatıyordu. Doktorla konuştuğumuzda, neredeyse düşük yapacağını ama bebeği kurtardıklarını, ikisinin de durumunun iyi olduğunu söyledi.

Aldırmak için çok geç kalmıştı Ferda. Hamile olduğunu duyunca küçük bir şok geçirmiştim. Ferda bizimle hiç konuşmuyor, bebeğin babasının kim olduğunu anlatmıyordu. Sevdiği kadını böyle gördüğü için Selim'in hâli perişandı. Böyle bir durumu ailemize açıklayamazdık.

Birkaç gün sonra, baş başa kaldığımız bir anda Ferda bana her şeyi anlattı. İlk kez birini sevmişti. O adama güvenmişti. Ankara'ya sırf onu sevdiği için, peşinden gelmiş. Aynı bölümde okuyorlarmış, adam onu çok sevdiğine inandırmış, sonra bir gün ortadan kaybolmuş. Ferda hamile olduğunu söylemek için her yerde onu aramış, evine bile gitmiş ama şehirden taşındığını öğrenmiş. Adam tek bir mektup, adres bile bırakmadan kayıplara karışmış. Adını bir daha anmayacağına yemin etmişti Ferda, kim olduğunu benden bile sakladı.

Selim, büyük bir fedakârlık yaptı. Ferda'ya karnındaki bebeği kendi çocuğu olarak kabul edeceğini söyleyip evlenme teklif etti. Ferda başta itiraz etse de başka bir çaresi yoktu. İstanbul'a döndüğümüzde, iki aile de evlenecekleri haberini sevinçle karşıladı.

Zamanla Selim'in iyi kalbine ve ona olan sevgisine âşık oldu Ferda. Sonra Karsel dünyaya geldi. Birbirlerine bağlı güzel bir aile olmuşlardı. Selim, Karsel'i öz evladı gibi büyüttü. Bu gerçeği sonsuza dek Karsel'den saklamaya karar verdiler."

Funda teyze elindeki mendille, geçmişiyle yüzleşirken akıttığı gözyaşlarını sildi. Ortamızdaki sehpada duran bardağa su doldurup içmesi için uzattım. Onu soluksuz bir şekilde dinliyordum. Suyu yudumladıktan sonra anlatmaya devam etti;

"Yıllar geçti... Denizer Holding'in kuruluş yıl dönümünü kutlamak için Ferda ve Selim evlerinde küçük bir davet düzenlemişlerdi. O gece bir adam yanaştı masamıza. Adının Vural olduğunu söyleyerek, önce benim sonra Ferda'nın elini öptü. Selim şirketin yeni ortağı Vural Kaplan'ı insanlara tanıttı. Uzun boylu, kumral saçlı, ela gözlü bir adamdı Vural. Çevresindeki tüm kadınları etkisi altına alan biriydi.

Ferda bütün gece, beti benzi atmış, buz kesmiş bir suratla dolaştı. Kimseye belli etmemeye çalışsa da kardeşimi iyi tanıyordum. Ferda başı ağrıdığını söyleyip davet bitmeden odasına çıktı. Bende peşinden gittim. "Bu gece neyin var kuzum?" diye sordum.

Bir Gün Üç SonbaharWhere stories live. Discover now