|49

454 56 17
                                    

"Akın? Uyudun mu orangutan?" Kapısını yavaşça tıklattığımda içeri gelmemi söylemişti.

"Çok geç kaldın ya aptal!" Gözlerini obuşturarak yatakda oturur konuma geldiğinde hızla kapıyı kapatıp yatağına atladım. "Çüş!"

"Bi sus!" derin bir nefes alıp sırt üstü uzanarak tavana bakmaya başladım.

"Ne oldu?" Yavaşça yorganın altından çıkıp yanıma benim gibi uzanarak tavana baktı. "Gözlerin kan çanağı olmuş ağlamaktan Pamuk. Neyin var?"

"Ben Görkem'i seviyorum Akın." diye mırıldandım sol gözümden istemsiz bir firari göz yaşı saçlarıma doğru ilerledi.

"E zaten? O kadar belli ki birbirinizi sevdiğiniz aksini kimse düşünmüyordur." derken hafifçe gülmüştü.

"Ne demek o? Nasıl? Kim düşünüyor?" Diye sıralarken panikle ona dönmüştüm.

"Yani direkt bir muhabbetim yok ama Kıvanç abim zaten farkında. Enes abim hafif hafif şüpheleniyor birkaç kez Görkem okulda hep yanınızda mı diye falan sormuştu. Biraz imalıydı. Hmm sonra Ali abim kesinlikle şüpheleniyor sürekli bakışları ikiniz arasında oluyor kaşlarını çatarak bakıyor uzun uzun tabi siz fark etmiyorsunuz çoğunu. Cenk abim de yakın olduğunuzu düşünüyor sanırım ama o biraz daha arkadaş gibi olduğunuzu düşünüyor sanırım. Fırat abimi bilmiyorum o çok kapalı kutu ama şüphelense direkt söyler gibi biliyorsa sormaya bile tenezzül etmez." dediğinde daha da panik olmuştum.

Gizli falan değildik. Hepsi farkındaydı.

"Peki sen Akın? Ne diyorsun?" diye mırıldanırken omuzlarım çökmüştü. Sessizce akan gözyaşlarım yanağımdan aşağı süzülürken Akın gülümseyerek baktı bana.

"İlk başta çok korktum." Yavaşça gelip karnıma yattığında sırt üstü yatmaya devam edip saçlarıyla oynadım. Bu onu hep rahatlatırdı. "Bizden, benden uzaklaşacaksın diye çok korktum. Sonra... Senin de bir insan olduğunu bize bağlı kalmak zorunda olmadığını hatırladım."

"Ben hep sizinle olacağım Akın-"

"Sus biraz..." diyerek derin bir nefes aldı. "Olma Pamuk. Seni gerçekten seviyorum benim hayatımı kurtardın yeni bir hayat verdin. Hepsine bir şeyler kattın sen. Ama senin de sevmeye sevilmeye ihtiyacın var." hızla yerinden kalkıp bana üstten üstten baktı.

"Ben seni ilk kez bu kadar canlı gördüm. Bütün duygularını doya doya yaşadığını gördüm. Senin canın yansa ağlamazdın bile! Duygularını göstermezdin, umursamazdın! Şimdi şu haline bak o kadar çok bastırdın ki duygularını artık tutamıyorsun. Ağlamayan kız ağlar oldu. Umursamayan kız umursar oldu. Sanki bir parçan eksikti ve onunla beraber ışığın geldi parlamaya başladın. Ne kadar tekdüze olduğunu hatırla. Kimse umrunda değildi. Hayatına asla birilerini almadın. Hiç arkadaşın olmadı. Hiç sevmedin. Her doğum günü çekilen fotoğraflarımıza denk geldim geçen gün. Her yıl yavaş yavaş ışığını kaybetmişşin. Her yıl her bir abinden bir parça alıp onların sevdiği insan olmuşsun. Her yıl daha da bize benzedin Pamuk."

Yatağa oturup sırtını yatak başlığına yaslarken derin bir nefes verdi. "O fotoğrafları görünce seni kaybetmekten daha çok korktum. Çünkü zaten kaybediyorduk seni. Sen olmuyordun artık. Sen yavaş yavaş çürüyordun zaten Pamuk. Bizim sevdiğimiz insan olabilmek için uğraştın sadece. Biz seni her şeyinle zaten seviyoruz ama bunu fark etmek beni çok yıktı. Seni çürüten insanlar olduk çünkü."

"Saçmalama Akı-"

"Sus. Görkem seni seviyor. Sana her baktığında içinin titreyişi beş kilometre öteden bile görünüyor. Sen de onu seviyorsun. Ne yaparsan yap ne kadar gizlemeye çalışırsan çalış. Sen ona bakarken eriyorsun kızım anlasana!"

Pamuk Ama Prenses Değil (#Wattys2020)Where stories live. Discover now