|31

20K 1.3K 587
                                    

"Kutsal cumartesiii!" çığlık çığlığa mutfaktaki Cenk abimin sırtına atladığımda buna alışkın olduğundan dengesini koruyup işine devam etti. Bir yavru koalanın annesine sarılması gibi bacaklarımı beline kenetleyip boynuna sarılıp gözlerimi kapattım. Rahattı.

"Bu ne böyle ya? Cenk yemek yapmasa hiçbir vasfı yok bu kadar sevme şunu götü kalkıyor." Ali abim kollarını göğsünde birleştirip suratını astığında Cenk bu haline gülüp dil çıkarmıştı.

Caner abim gözünü ovalayarak mutfağa girdiğinde ilk Ali abimin somurtuk yüzünü görünce kaşlarını çattı ardından bizi görünce o da somurtmaya başladı.

"Ya Pamuk, Ali'ye sarılsan yemin ederim gocunmam çünkü Ali'nin çok kası var hani bariz belli ama şu sıfatsıza da sarılma söyle. Bak ben ayıcık gibiyim bana da sarıl." gülerek bacaklarımı çözeceğim sırada Cenk abim elindeki yiyecekleri bırakıp hızla bacaklarımı tutmuştu.

"Yok öyle bir dünya! Sen de dur durduğun yerde Pamuk kırarım bacaklarını." Sahte bir kızgınlıkla sitem edip Ali ve Canerden uzaklaşmaya başladı.

"Bak bak nasıl da kaçırıyor! Bırak lan sarıyı!"

Sarıyı.

Cenk abim ben sırtında onlardan kaçarken aklım bir anda Görkem'e gitmişti. En son öyle şeyler yazmıştı ki mideme kramplar girdirdiği için cevap verememiştim. Kullandığı kelimeler nasıl da içime işliyordu, anlamıyordum.

Koltuk altlarımdan tutulduğumda bir anda kendimi havada bulmuştum. Ali abim beni Cenk'in kene gibi yapıştığım sırtından koparmış şimdi de kendi kaçırıyordu.

"Napıyorsunuz siz ya?! Neyim ben para mı? Alan kaçıyor maşallah." diye çığırdım debelenirken.

Caner abim bacaklarımdan ve belimden tutup kendi kucağına aldı. "Hayır kıskanılan küçük kız kardeşsin."

"Lan! Oğlum sabah sabah delirdiniz mi siz? Bu ortalığın hali ne?" Enes abim uyku mahrurluğunu atmış savaş alanına dönen salona bakıyordu. "Yemin ederim akıllanmazsınız."

Caner abim dudaklarını sarkıtıp beni yere indirdi. Kolarını boynuma doladığında şaşkınca ona baktım. "Ama o çok tatlı." Bir ayıcığa sarılır gibi sarılıyordu.

Enes abim kolumdan tutup kendine çektiğinde Caner somurtup kollarını göğsünde birleştirdi. Enes bana biraz bakıp saçlarımı karıştırdı. "Evet kusmak isteyeceğim kadar tatlı."

"Seviyor musunuz sövüyor musunuz belli değil." diye mırıldandım ellerimle saçlarımı hizaya getirmeye çalışırken.

"Size de günaydın dengesiz ev halkı." Kıvanç esneyip gerindiğinde ben de esnemiştim ve bir süre sonra diğer abilerim de.

"Abi başka yerde esnesene ya!"

"Bu şahıs sabah sabah niye asabi?" yanıma gelip beni kolunun altına aldığında bir şey demedim.

"Günaydın concon. Bu şahıs biraz hırpalandı." Cenk abim kısaca açıkladığında Kıvanç benden kolunu ayırmadan yanağımı sıktı.

"Görkem gelicekmiş niye söylemediniz?" Elinde telefonuyla salona giren Akın'a baktım. "Ne?" kaşlarım istemsizce çatılıyordu.

"Bu evdeki son haftasonumuz ya, eğleniriz dedim. Kötü mü oldu?" Enes abim ensesini kaşıdığında derin bir nefes verdim. Suçlu hissetmesini istemiyordum.

"Sorun yok. Ne olabilir ki?" Ali tek kaşını kaldırarak bana baktığında gözlerimi kırpıştırdım. "Tabi sorun yok."diye mırıldandım zoraki bir şekilde.

Pamuk Ama Prenses Değil (#Wattys2020)Where stories live. Discover now