|34

16.6K 1.2K 288
                                    

"Görkem burada ne işin var?" Derken hızlı adımlarla ilerleyip önünde durdum.

"Nereye gittiğini bilmiyorum. Gelmek istedim sadece." deyip omuzlarını silktikden sonra ellerini kotunun cebine soktu.

Bakışlarımı kaçırdım. "Bitirdik bu oyunu."

"Ben oyun oynamıyordum."

"Abilerimin arkadaşısın Görkem. Bunu onlara yapamam. Hepsi seni seviyor, sana güveniyorlar. Bunu bozmaya hakkım yok." derken inatla yüzüne bakmıyordum.

"Sana ilk mesaj attığımda o kız olduğunu bilmiyordum." dediğinde bakışlarımı ona çevirdim. "O cumartesi günü size geldiğimde sen uyuyordun. Lavaboyu bulmak için kapıları açıyordum. Bir anda seni gördüm."

Konuşmak zor geliyormuş gibi derin bir nefes aldı. "İdrak edemedim. Gerçekten senin evinde olduğumu, uyurken ki o masum ifadeni görebildiğimi kavrayamadım."

"O yetimhadene ki kız olduğunu baş ucunda duran 'benim boyadığım' yeşil taşlar sayesinde anladım. İlk aşık olduğum ile ikinci aşık olduğum kişinin aynı kişi olması ve yine karşılık bulamamasının ne kadar acı verdiğini bilemezsin."

Gözlerini kaçırıp ellerini dağınık saçlarının arasından geçirerek daha da dağılmasını sağladı. "Bir oyun ile başladı." dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Aybars bir kızdan bahsetti. Kimseyi görmeyen. Aybars piçini bile görmeyen bir kız. O sarışın lavuğu bile görmüyordun Sarı'm. İlgimi çektin. Herkesi peşinde koşturan Aybars ilk kez karşılık bulamamıştı. Bana bir teklif yaptı."

"Ne teklifi?" derken beynimin durduğunu hissediyordum.

"Eğer beni görürsen Aybars annemin fotoğraflarını vericekti." şaşkınca gözlerimi kırpıştırdığımda zorlukla gülümsemeye çalıştı. Başarılı değildi. "Aybars'ı milyonlarca kez dövdüm o fotoğrafları vermesi için ama fayda etmedi."

"Kabul mu ettin?" dedim yutkunurken. Kabul ettiği için kızmazdım. Annesini kaybeden bir çocuk için fotoğraflar paha biçilemezdi.

"Etmedim." dedi. "Ucunda annem de olsa bir kıza oyun oynamamı annem istemezdi."

Kalbi güzeldi.

Gözlerimin dolduğunu hissederken bakışlarımı kaçırdım. "Neden mesaj attın peki?"

"İlgimi çektin." Birkaç adım atıp aramızda ki mesafeyi azalttı. "Yetimhanede ki o cıvıl cıvıl kız olacağını düşünmüyordum. Çok farklıydın. Kavga ediyordun, insanların yüzüne bile bakmıyordun."

"Hala öyleyim." diye direkttiğimde yarım bir şekilde gülümsedi.

"Abilerinin yanında öyle değilsin. Hayatını onlara adadığını görebiliyorum. Kavgalarının sebebinin Akın'ı ezmeye çalıştıkları için olduğubu biliyorum. Yine cıvıl cıvıl o küçük kızsın."

Beni tanımasından nefret ettim. Küçükken onu görmediğim için kendimden nefret ettim. Ona şans veremediğim için, onu bu kadar kırdığım için nefret ettim.

"Yapma." dediğinde anlamayarak bakışlarımı ona çevirdim. İşaret parmağını iki kaşımın ortasına bastırdı. "Her ne düşünüyorsan sil o düşünceyi." Biraz olsun gülümseyerek parmağını bastırdığı yeri hafifçe okşadı. "Yüzünde ki ifadeyi düzelt. Çirkin ördek yavrusuna benziyorsun."

Kaşlarımı çatarak elini ittim. "Sensin çirkin!"

Gülerek elini geri çekip cebine soktu. "Sanmıyorum ama neyse." diye geçiştirdikten sonra gülüşünü sildi.

Pamuk Ama Prenses Değil (#Wattys2020)Where stories live. Discover now