|25

21.2K 1.2K 165
                                    

"Ya evde yedi tane erkek var hadi bir tanesi Fırat abim dışarıda onu saymıyorum altı tane erkek var perdeyi yine ben asıyorum!" Sinirle yerimde tepindikten sonra kıllarını bile kıpırdatmadıklarını görünce oflayarak camın önüne gidip koltuğun üstüne çıktım ardından kolluğa basarak biraz daha yükseldikten iki saniye sonra perdeyle çebelleşmeye başlamıştım.

"İleride biz olmayacağız ya bakalım tek başına halledebiliyor musun bir şeyleri diye test yapalım dedik." diyen Caner abimden sonra kafamdan perdeyi indirip yüzlerine baktım.

"Ben de bunu yedim." dedikten sonra gözlerimi devirdiğimde artık perde asmak için boyumun yetmediğini kanıtlayıp kendimi yere attım.

"Lan!" Kıvanç ve Akın hızla yanıma koştuklarında kendimi biraz yüksekten attığımı fark edince acıyla inledim. "Bu kızda şuursuzluk var. Pamuğun kafasına vurmayın demedim mi ben?!"

"Valla vurmadım." diye bağırıp ellerini kaldıran abilerime baktım. Dürüst insanlardı vesselam. Bütün kafalar bir anda ellerini kaldırmayan Enes abime döndüğünde küçümser bir bakış attı. "Vurabileceğimi nasıl düşünürsünüz ulan angutlar?"

Her birinden 'haklısın.' nidaları dökülürken gözlerimi devirdim. Acıyan dizimi ovalayarak kalktığımda Kıvanç abim iyi olduğumdan emin olup kolunun altına çekti beni. Diğer kolunun altına da Akın'ı almıştı. "Şimdi dökülün bakalım." dediğinde şaşkınlıkla yüzüne baktım. "Ne?!"

Ali abim kollarını göğsünde birleştirdi. "Saklıyorsun Pamuuuk." Ardından Cenk abim gözlerini kısarak Akın'a baktı. "Ve Akın da biliyor değil mi?"

"NE?!" Akınla aynı anda bağırdığımızda Kıvanç abim uzun olduğu için ellerini ikimizin de başının üstüne koyup saçlarımızı karıştırmıştı ve hemen ardından afallamamızdan istifade edip önünde durduğumuz koltuğa oturtmuştu

"Şimdi bana bakın çömezler. İkiz mikiz dinlemem birinizi anyaya birinizi konyaya gönderirim, derhal ne boklar yiyorsanız anlatın." Önümüze dikilen Caner abime dilimi yutmuş gibi baktım.

"Abi valla-" diye ağzımı açmıştım ki Kıvanç abim avucuyla ağzımı kapattı. "Bu başlangıç cümlesi pek uygun olmadı daha çok 'bahanem var' cümle başlangıcı o. Çok yanlış Pamukcuğum." dediğinde üzgün yavru köpek bakışları atıyordum.

"Ama abi-" diye başlayan Akının kafasına Ali abim pat diye vurduğunda acıyla inleyerek susmak zorunda kaldı. Başımı sallayıp ağzımı kapatan Kıvanç abimin elinden kurtuldum. "E ama açıklama yaptırmayıp yalap şap susturursanız nasıl savunucaz biz kendimizi be!"

"Aha çirkefleşti." Cenk abim ellerini ovuşturarak dizlerinin üstüne çöktü. "İki dakikaya şakımaya başlarsın sen he Pamuk hanım." gülerek yüzüme baktığında istemsizce ben de gülmüştüm.

"Ohooo! Cıvıdınız siz ha! Nasıl abisiniz lan siz? Az ağırlığınızı koyun. Hemen bi gevşemeler!" diye çıkışan Ali abime şaşkınca baktım. Ali abim benim yüzüme baktıkdan bir süre sonra Cenk'in yanına gelip omzunu sıktı. "Valla ben olsam ben de yağlanmış kapı gibi gevşerdim." hızla iki yanağımı birden sıkmaya başladı. "Şu sıfata bak ya! Oyuncak ayı resmen."

"Ayup oluyu abü." Yüzümü mıncırırken zorlukla konuştuğum için garip çıkan sesime hepsi birden gülmeye başladığında kaşlarımı çattım. "Çog kötusünuz!"

"Aynen balım ya." diyerek saçlarımı karıştıran Kıvanç abim ile iyice çileden çıkıcaktım ki öksürük sesi ile hepimiz durup sese dönmüştük.

Fırat abim gözlerini kısmış her birimizin üzerinde bakışlarını gezdiriyordu. "Ne haltlar karıştırıyorsunuz? Bu evin hali ne?" sorularını sakin soruşu yüzünden hepimiz gerilirken Caner abim yutkunduktan hemen sonra gülümsedi.

"Hani Pamuk büyüyünce biz olmayabiliriz ya yanında, onu alıştırıyor-" diye başladığı cümleye Fırat abim "Kes!" diyerek susturmuştu.

"Bunu nasıl düşünürsünüz?" küçümser bir bakış attı. "Siz kardeşsiniz, kan bağınız olsun ya da olmasın. Abilerisiniz. Onu yalnız bırakmayı nasıl aklınızdan geçirebilirsiniz?" Gözlerim dolduğunda Fırat abimin gerçekten sinirlendiğini fark etmiştim. "Sakın. Sakın bir daha duymayayım."

Yerimden hızla kalkıp Fırat abime koştum ve beline sarıldım. "Sen de benim abimsin. Sen de beni yalnız bırakamazsın." dediğimde şaşırsada siniri biraz geçmiş ve o da sarılmıştı.

"Şuan duygusal bir topum." Cenk abimin sesiyle hepimiz gülerken Fırat abim fark ettirmemeye çalışarak göz yaşını sildi.

"Ne için geldiğimi unutturdunuz bana!" diye çıkıstığında Fırat abim, tıpış tıpış Akın'ın yanına geçtim. "Bugün bir tanışma yemeği var. Şirketin yeni ortağı ile tanışacağımız için hepimiz orada olmak zorundayız."

Akın benden gözlerini kaçırdığında kaşlarımı çattıp Fırat abime odaklandım. "Evet normalde içimizden gitmek isteyen giderdi ama karşı tarafta ailesi ile gelicek."

"Ortaklar yedi tane erkek ve bir tane kızdan oluşan bir aile beklemiyorlardır kesin." deyip güldüğünde Fırat abim kafasını sallayarak onu onaylamıştı. "Karşı tarafın da çocuğu var merak etme."

"Bir mi? iki mi?" Caner abimin sorduğu soruya Fırat abim gözlerini devirip "Üç." diye cevap verdi.

Ali abim kaslarını göstermek için kollarını kastı. "İyiymiş ya kaynaşırız."

Kıvanç abim gözlerini devirip Ali'nin koluna vurdu. "Şu kaslarını yerine sok."

Ali abim "Kıskanma." diyerek Kıvanç'a sataştığında Kıvanç kollarını sıyırıp sinsice Aliye doğru ilerlemeye başladı. Enes abim "Hooop, yok öyle bir dünya. Anladık kaslısınız bi durun." diyerek ikisini de durdurdu.

"Rahat bir şeyler giyin." diyerek arkasını dönen Fırat abim bir süre sonra durup "Sorusu olan varsa sormasın." dedikten sonra gitmişti.

"Ama ben soru sorucaktım." Üzgün bakışlar atan caner abime 'Ne sorucaktın?' der gibi bir hareket yaptığımda gülümsedi. "Çocuklarının cinsiyetlerini."

Gözlerimi devirdiğimde aklıma gelen şey ile seri adımlarla odama yürümeye başladım. "E oldu o zaman ben giyineyim."

"Kaçıyor mu Pamuk?" diye soran Kıvanç abime karşılık Enes abim konuştu. "Valla kaçıyor."

Kenarda duran Akınla göz göze geldiğimde hızla kolundan tutup odaya çekiştirdim. Şaşırsada karşı koymadı. Odaya girdikten hemen sonra kapıyı arkamdan kapatıp kitlediğimde gözlerininirileştirerek bana baktı.

"Dökül bakalım Akın efendi." yutkunduktan sonra gözlerini kaçırdığında üzülerek yanına gidip oturdum. "Neler oluyor Akınellom? Neden benden bir şey saklıyorsun?"

"Ben," derin bir nefes alıp gözlerime baktı. "Yaptığım çok yanlış, yapmamalıydım. Bunun için senden özür dilerim." dediğinde kaşlarım çatıldı. "Ben telefonunu karıştırdım."

Şokla gözlerimi irileştirdiğimde dahası varmış gibi inatla gözlerime bakmaya devam etti. "Ve her şeyi öğrendim."

X♡

Pamuk Ama Prenses Değil (#Wattys2020)Onde histórias criam vida. Descubra agora