80.

5.2K 197 83
                                    

Yazardan(kısa kesit)

Küçük kızın Yaralı Bileklerine vurulan, kalın ipler. Geçmiş kadar uzun ve kalındı.
Keskin ve acı vericiydi ilmek,ilmek işlenen yaralar acıyla bütünleşerek tamamlanmaya devam eden bir hayattı.. lakin, hayat demeye belki bin şahit isterdi.

Geçmişte Kabuk bağlamış yaraları ısrasla,soyuyordu
Efra Karatekin'nin geleceği.
Böylesine aç gözlü böylesine, doyumsuz bir kaderdi belkide.
Kimsesizliğin hüküm sürdüğü bir ruh ısırarla zedeneliyordu.
Her geçen gün hayat oyunlarını ayaklar altına sermekten çekinmiyordu böylesine yüzsüz bir hayatın kurbanıydı.
Hayat herkese bembeyaz sayfalar üzerinde ışıltılı bir hediye veriyorken herkes kendi kaderini belirleyebilip mutluluğu tatmanın zevkine verıyorken.
Efraya verilen,hayat. Kapkaranlık bir kuyu gibiydi..zifiri karanlıkta titrek adımlarla yürümek gibiydi Daha doğarken lekeler damga vurmuştu her bir tarafına laneti gölgelsi gibiydi. Daha çocukken dizleri yaralarla dolup taşmıştı hiç bir zaman normal biri olmayı başaramamıştı hayat bunu ondan istememişti.

Hayatın ondan istediği göz yaşlarıydı.

Buna rağmen annesiz babasız kimsessiz güçlü bir kız olmayı başarmıştı.

Omzuna yüklediği yüklerle ilerledi kendini her an zorladı kolay olmayan ne varsa yapmıştı belkide.
Daha çocukken sorumluluk almış öylede devam etmişti.
Hayran duyulması gereken bir kadın iken düştüğü durum onu alçak bir zemine çakmıştı. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın kalkamıyordu bu zeminden her defasında daha da sert çarpıyordu soğuk mermer zemine.
Derin bir Okyanusun ortasında kalmış biri gibi, çalabılıyordu.
Tek derdi bu çukurdan çıkıp nefes alabilmekti.

Ama her defasında daha da oksijensiz kalıyordu can boğazına dayanmış durumdaydı.

Zayıf düşen kadın bugün gözlerini başka telaşa açmıştı.
Gözleri korku ile kendine gelmeye çalışırken zihni göreceklerinden çekiniyordu kestiremiyordu olanları.
Kendine gelen iri kahveleri olabildiğince etrafı izlerken arabanın arka koltuğunda olduğunu idrak edebilmişti.
Gözleri gibi zihni de kendini gibi yavaş,yavaş kendine gelirken acıyan uyuşmuş bedeniyle kıpırdamaya çalışıyordu.

"Uyanıyor"diyen ses Canı bildiği canını katleden kardeşi,leylaydı.
Duyduğu tanıdık ses kulaklarını bile hüzne boğarken, hâlâ anlamaya çalışıyordu.

"Geldik zaten"dedi kızlara nazaran oldukça büyük tok sessli utku.

Leyla'nın gözleri arabayı rahatça süren utkuya kaydığında zihninde planladıkları korkunç senaryolar dönüyordü.

Ablasına bunu yapmaktan memnun muydu?yoksa bunu tetikleyen psikolojisi miydi? herşey altüst olmuşken onu kurban seçmek onun için daha mı kolaydı karmaşık olayları çözmenin bir yöntemiydi belki de.

Suçlanacak biri demek kolaylaşan iş demekti nede olsa.

Leyla'nın derin derin nefes alışverişleri arabada sıcak hava yaymasına sebep olurken efra kendine gelebilmişti bedenini hafifçe doğrultuğunda ağzından çıkan ufak iniltilerle gözleri kısık bir şekilde araba koltuğuna sırtını yaslayıp yorgunlukla gözlerini açtı.

MafyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin