This Is Just The Beginning PART-1

655 47 5
                                    

Gelen kurşun Chanyeol'un kaburgasının alt tarafını sıyırmıştı. Kurşun sadece sıyırdığı için zehirlenme gibi bir durum yoktu ama kan kaybından ölmesi gibi bir olasılık da vardı. Baekhyun etrafta ki insanların yardımlarıyla Chanyeol'u hastaneye yetiştirmişti.

Baekhyun dirseklerini dizlerine yaslamış, elleri ise başının iki yanındaydı. Gelen ayak sesleriyle başını kaldırdı. Koridor boş olduğu için en ufak tıkırtı rahatlıkla duyuluyordu. Ona yaklaşan İki aileye baktı. hepsi çökmüş durumdaydı. Olayları hızla anlattı. Arada sesinin titremesine engel olamamıştı. Baekhyun eski pozisyonunu alıp içeri giren ve hala çıkmayan doktoru beklemeye devam etti. Bu sırada Bayan Byun Bayan Park'ı sakinleştirmeye çalışıyordu. Bay Park Boş, Hastane koridorunda bir o yana bir bu yana söylene söylene dolaşıyordu. Bay Byun ise olayı kavramaya çalışıyordu. Bunu onlara kim yapmıştı? Neden yapmıştı? Amacı neydi?

Uzun bir bekleyişin ardından doktor odadan çıktı. Herkes ayaklanmıştı ve tüm dikkatler doktor'un üzerindeydi. ''Şimdilik bir şey söylemem cidden zor. Kurşun sadece sıyırmış olmasına rağmen durum biraz ciddi. Bugün yoğum bakımda kontrollere devam edilecek. Yaraya mikrop bulaşmaması önemli. Duruma göre yarın odaya çıkabilir. Bir kaç güne taburcu olabilir.'' Doktor boş koridorda tok sesler çıkararak gözden kaybolmuştu.

Bayan Park daha şiddetli ağlamaya başlamıştı. Bay Park ise sinirden delirmek üzereydi. Bay Park, ''Ben biraz hava alacağım. Geç kalmam. Lütfen daha fazla ağlama hayatım, oğlumuz iyi. Doktorlar daha iyi olması için onu yoğun bakımda tutuyorlar.'' Dedi. Bayan Park eşine yavaşça başını salladı. Onu rahatlatmasını cidden iyi biliyordu. Bayan Park'ın şiddetli ağlaması yerini çoktan ufak hıçkırıklara bırakmıştı.

Bay Park hastaneden çıkınca direkt arabasına yöneldi. Oğlunu vuran o piçi bulmalıydı. Arabasının motorunu çalıştırırken bir yandan telefonuna bir numara tuşluyordu. ''Alo? Efendim bir sorun mu var?'' Karşıda ki ses gelen aramayla şaşırmış gibiydi. ''Evet bir sorun var! Oğlum vuruldu. Ve siz onu vuranı polislerden önce bulmazsanız sonunu ben bile kestiremiyorum! Kıçınızı kaldırın ve işe koyulun! Derhal!''  Bay Park eve uğrayıp üzerini değiştirdi. Eşi için de bir kaç parça kıyafet alıp tekrar hastaneye dönmek için yola çıktı. Arabadan inip poşetleri aldı. Çalan telefonuyla tüm poşetleri tek eline alıp telefona cevap verdi. ''Efendim, Oğlunuzu vuran kişiyi bulduk.'' Bay Park hızlı adımlarını durdurdu ve, ''Kimmiş çabuk söyle!'' Diye adeta kükredi ''Efendim, oğlunuzu sıyıran kurşun, parkta çimlerin arasından çıktı!'' ''Nasıl bulduğunuzu değil, kimin vurduğunu sordum! ÇABUK SÖYLE!'' Bay Park'ın ani çıkışıyla, etrafta bir kaç hasta ona bakmıştı ama sonra önlerine dönüp uğraştıkları işe devam etmişti. ''Efendim o kurşun..... 'a ait!'' Bay Park şokla elindeki poşetleri yere düşürmüştü.

---

Hava almak için dışarı çıkan Bay Park'ın arkasından Baekhyun'da çıkmıştı. Fakat uzun adama yetişememişti. Bıkkınlıkla nefes verdi. Dün neden böyle bir şey olmuştu. Hala aklı almıyordu. Onun birkaç arkadaşı vardı sadece. Onlar dışında hiçbir aksiyonu yoktu. Ama hayatına henüz girmiş olan bu çocuk resmen heyecan kokuyordu. Baekhyun'un hayatının aksine, hareketli bir yaşantısı vardı belkide. 'Onu orada uzun süre tutmasaydım bunlar başımıza gelmeyecekti.' Baekhyun hastalar ile dolu olan bahçeye baktı. Ailesiyle vakit geçirenler, Kitap okuyanlar ve sadece oturanlara baktı.

Bir banka geçti. Başını gökyüzüne çevirdi. Tüm geceyi uykusuz ve hastanede geçirmişti. ''Tanrım bunlar benim yüzümden oldu cidden?'' Önüne düşen saçlarını sinirle arkaya attı.  ''Belki de gökyüzü yerine benimle sohbet edebilirsin huh?'' Yanına oturan adama baktı. Oldukça yakışıklı ve şık giyinimli idi. Ondan 3-4 yaş büyük olduğu bariz ortada olan bir şeydi. ''Ohh Merhaba, sadece huh? sizi tanıyor muyum? Açıklama yapmak zorunda değilim değil mi?'' Genç adam gülümsedi. ''Evet açıklama yapmak zorunda değilsin. Ama yabancı biri ile konuşmak veya dertleşmek sence de iyi olmaz mı? Çok dertli görünüyordun. Anlatmak istersin diye düşünmüştüm.'' ''Aslında hoşlanmaya başladığım biri şuan içeride yoğun bakımda.'' Genç adam anlıyorum dercesine başını salladı. ''Umarım durumu ciddi değildir.'' dedi. Yapmacık gülümsemesi suratındaydı. ''Hiç yoktan yaşıyor değil mi? İyileşince seni sevecek ve mutlu olacaksınız. Benim sevdiğim insanın benden haberi dahi yok, ve çoktan başka birine aşık olmuş.'' Baekhyun üzgünce adama baktı. ''Sizin adınıza üzgünüm. Hiç mi şansınızı denemediniz peki? Belki o da sizi sevebilirdi.'' Adam kalbinin ağrısını daha fazla saklayamadı. Yavaşça ayağa kalktı. ''O zaman ben gid-'' ''Nereye gidiyorsun, Orospu Çocuğu!'' Genç adam yüzüne inen yumrukla yere yığıldı. Baekhyun ise çığlık atarak yere düşen adama bakıyordu. Ona vuran adama bakacak cesareti kendinde bulamamıştı o an.

Diğer Part'ı en kısa sürede yayımlayacağım ~

Lütfen yorum yapın ^.^

A Phone Beside Me (ChanBaek)Where stories live. Discover now