Poison

152 16 1
                                    

''Peki siz nasıl tanıştınız?'' Bu sabah beni arayan yardımcı çocuklardan biri Jackson ben ve Sam'i işaret etmişti. ''Jackson ve Baekhyun üniversiteden arkadaşlar. Sonra Baekhyun 1 veya 2 yıl önce burada garsonluk yapmıştı öylelikle tanıştık.'' Sam soruyu bizim yerimize cevapladı. Karşılık olarak ise ilk olarak bir hm lama ardından ise, ''Demek şirket varisi olsan da garsonluk yapıyormuşsun.'' cevabını almıştı. Gülümsedim. 

Şirket varisi olmak hiçbir şeye çözüm olmuyordu.

Yorgun olduğunu söyleyip kalkanlar olmuştu. Şuan toplamda 8 kişi kadardık. Ve az kaldığımız için Sam o çok değerli şaraplarından bize ikram etmişti. 

Gelen telefon sesi ile başımı sola çevirdim. Diğerleri umursamamış ve sohbete devam ediyorlardı. Ama tanıdık telefon sesi beni, ona bakmaya zorlamıştı. Chanyeol onu arayanı gördükten sonra yüzünü buruşturdu ve başını kaldırdı. Gözleri direk beni bulduğunda bakışlarımı ondan kaçırdım ve sohbete geri döndüm.

''Ne var?'' Kalın sesi diğerlerinin dikkatini çekmese de benim oldukça ilgimi çekiyordu. ''Şuan yemekteyiz, bir sorun mu var?'' Sohbeti dinliyor gibi gözüksem de tüm kulağım Chanyeol'deydi. ''Evet Baekhyun da burada.'' Adımın geçmesi ile bakışlarımı tekrar ona çevirdim. Hala bana bakıyordu. Bu sefer bakışlarımı çekmedim ve o konuşmasını bitirene kadar ona baktım. Telefonu kapatıp masaya bıraktığında bakışlarımı sonunda ondan ayırdım ve önümdeki kadehteki kırmızı şaraptan koca bir yudum aldım.

''Baekhyun'un sesinin efsane olduğunu biliyor muydunuz? Cuma geceleri burada canlı müzik yapmak için bir grup geliyor. Bazen grubun solisti Baekhyun olurdu ve o gün tam anlamıyla para kırardım.'' Dediği son şey yüzünden omzuna vurdum. ''Arkadaşının üzerinden para kazanmaya utanmıyor musun?'' Hayır anlamında başını salladı ve kocaman olan gamzesi ortaya çıkana kadar gülümsedi. ''Tesadüfe bak bir gitar buldum ve bende çok güzel gitar çalarım.'' Jackson yanımıza geldiğinde elinde bir gitar vardı. ''Sadece bir şarkı söyleyeceğim sonrada eve gideceğiz. Söz verirseniz söylerim?'' Beni onaylaması için Jackson'a baktım. Bugün cidden çok yorulmuştum. ''Olmuş bil.'' Göz kırpmaya çalışmasını izlemek oldukça komikti. ''Hangi şarkı?'' Jackson biraz düşündü ve elini şıklatıp telefonundaki gitar nota ss ini önüne koydu. ''Arada bir mırıldandığın bir şarkı vardı. Really I didn't know. Onu söyle.'' Derin bir nefes aldım ve gönülsüzce başımı salladım. Biran önce söylemek ve eve gitmek istiyordum.

Jackson çalmaya başladığında, içimi büyük bir heyecan bürüdü. Chanyeol şarkı söylediğimi ilk defa duyacaktı.

Bunca zaman sevdiğim insanı kaybettim / geu torok saranghadeon geu saram irheobeorigo

Yanan kalbim hıçkırarak ağlıyor / taoreuneun nae maeumman heuneukkyeo une 

Bunca zaman güvendiğim insan, sırt çevirdi / geutorok mideo watdeon  geu saram dora seol juriya

Eskiden bilmezdim / yejeoneneun mollasseonne

Gerçekten bilmiyordum / Jinjeong nan mollanne

Biri benim için sesleniyor / Nuguinga bureo juneun hwiparam sori 

Beni bulacak mı? Bana gelecek mi? / Haengyeona chajajulkka, geu nimi aniolkka 

Kalbim nafile onu bekliyor / Gidarineun maeum heomuhaera

''Artık gidebilir miyiz?'' yorgun bir şekilde mırıldandım. ''Vay be, sesini daha önce onlarca kez duysam da ilk kez duymuş gibi etkileniyorum.'' Diğerleri de beni övmeye devam ederken ufak bir teşekkür mırıldandım ve dışarı çıktım. Bu yaptığım fazla kabaca bir hareketti ama biraz daha içeride kalırsam cidden uyuyakalacaktım. 

A Phone Beside Me (ChanBaek)Where stories live. Discover now