Heart Broke

252 18 7
                                    

*YA CHANYEOL O KADAR MÜKEMMELSİN Kİ..

Baekhyun kendini Kyungsoo'nun evine bıraktığında bakışları hala boştu. Ağlamamıştı, çünkü bunu yapamayacak kadar yorgundu.

Kyungsoo, Baekhyun'un sessizliğini bozmasını bekledi. Sormak istememişti, nasılsa Baekhyun kendini hazır hissettiğinde anlatacaktı.

"Aldatıldım." Kırgınlık, pişmanlık ve nefret içeren sesi odada yankı yapmıştı.

Kyungsoo şaşkınlığını gizlemeden sordu. "Nasıl? Emin misin?"

Baekhyun başını Kyungsoo'nun dizlerine koyduğunda, Kyungsoo'nun elleri otomatik olarak saçlarını okşamaya başlamıştı.

"Bir kız. Her zaman çörek aldığım yerde beraber oturuyorlardı. Birbirlerine içten bir şekilde gülümsüyorlardı. Chanyeol ve o kız çok yakındı." Baekhyun sanki çok normalmiş gibi anlatırken, Kyungsoo onun neden bu kadar sakin olduğunu merak etmişti.

"Neden çok normalmiş gibi anlatıyorsun? Canın acımıyor mu?"

Baekhyun ufak bir gülümseme ile cevap verdi Kyungsoo'ya. "Acıyor. Çok acıyor. Ama güvenim o kadar sarsıldı ki onun enkazının etkisindeyim hâlâ. Şuan ağlamam lazım değil mi? Bunu yapamıyorum." Kyungsoo tam cevap vereceği esnada kapı çalmıştı.

"Hemen geleceğim." Kyungsoo Baekhyun'un başının altına bir yastık koydu ve kapıya ilerledi.

"Baekhyun burada mı?" Gelen Chanyeol'du. Nefes nefese kalmıştı ve terliydi.

"Neden yaptın bunu?" Kyungsoo önüne geçerek onun içeri girmesine engel oldu.

"Her şey yanlış anlaşılma. Açıklamama izin verin."

Kyungsoo başını sallayıp içeri geçmesine izin verdi. "Baekhyun her şeyi anlatacağım." Baekhyun'un yanına geldiğinde, hemen onun yanına oturdu ve ellerini elleri arasına aldı.

"Yanlış anlaşılmaya sebep olduğum için özür dilerim. Her şeyi anlatacağım."

Baekhyun buz gibi olan sesi ile "Anlat." Demiş ve ellerini, onun ellerinden ayırmıştı.

"O kızı sadece bir kez gördüm. Bundan 4 ay önceydi galiba. Sen ve Jungkuk çok yakındınız bu yüzden biraz içmeye gitmiştim. O gece o kız da oradaydı ve biz birlikte olmuşuz. Yemin ederim hiçbir şey hatırlamıyorum. Dün gece beni aradı ve buluşmak istediğini söyledi. Son kez olduğunu söyledi bu yüzden gittim. Orada ona yakında evleneceğimi ve çocuğu aldırması gerektiğini söyledim. O çoktan 3 aylık olmuş. Baekhyun ben özür dilerim."

Baekhyun başını salladı ve göz teması kurdu. "Hamile değil mi?" Chanyeol pişmanlıkla onu onaylarken bakışlarını kaçırmış ve küçük çocuklar gibi elleriyle oynamaya başlamıştı.

Baekhyun hâlâ sakindi. Hiçbir tepki vermiyor, olayı kavramaya çalışıyordu. "Bundan sonra ki hayatında bol şans." Baekhyun elinde ki yüzüğü, uzun adamın ellerine bırakırken sıcaklığını son kez hissetmişti. Ayağa kalktı ve birkaç adım attı. Onu durduran Chanyeol'un çaresiz çıkan sesi olmuştu.

"Baekhyun, dur. Gitme yalvarırım." Chanyeol umutsuzluk ile seslendi. "Seni çok seviyorum. Bir hatam yüzünden beni bırakma, lütfen."

"Chanyeol, ben bir çocuğun babasız olarak yaşamasına müsade edemem. Bu senin için bir fırsat huh? Git ve kendine bir aile kur, bensiz."

"Baekhyun."

"Amerika'ya geri döneceğim. Göz önünde olmazsam, daha az acı çekersin, bu senin için daha kolay olur. Kendine iyi bak Chanyeol." Baekhyun sevdiği adam için kendini feda etmişti. Başka bir açıklaması olamazdı bu durumun.

O paramparçayken bile onu düşünüyordu.

"Baekhyun, yalvarırım böyle yapma." Chanyeol'un gözünden yaşlar akmaya başlarken Baekhyun hâlâ boş bakıyordu.

Bu olay onu öyle bir etkilemişti ki, öyle bir yormuştu ki ağlayamıyordu bile.

Baekhyun bulundukları yere en uzak olan banyoya kendini attığında, soğuk suyu açmış ve ensesini ve bileklerini ıslatarak rahatlamayı ummuştu.

Ama öyle olmadı;

İçinde o andan beri devam eden bir sıkıntı vardı. Kalbinin üzerinde bir karamsarlık ve her şey için geçerli olan "bilmiyorum" kavramı vardı. Hiçbir şey bilmiyordu, hiçbir şeyden emin değildi. Duyguları birbirine girmiş, nefret ve sevgi kavramı bir savaş içindeydi.

Yaklaşık 20 dakika sonunda banyodan çıkarken, Chanyeol'un çoktan gitmiş olduğunu umuyordu. Öyle de olmuştu. Chanyeol evi, kalp kırıklıkları ile terk etmişti.

Salonda ki eski yerini aldığında, Kyungsoo da hemen yanına gelmişti.

"Ne yapacaksın? Cidden Amerika'ya geri mi döneceksin?" Baekhyun belli belirsiz başını salladı ve onu onayladı.

"Jackson ile birlikte kalabilirim. Ya da eski evime gidebilirim. Burada daha fazla kalmak istemiyorum." Kyungsoo çaresizlik içinde kıvranan arkadaşına sıkıca sarıldı.

"Her ne karar verirsen ver, senin yanında olacağız. Seni Amerika'ya bizzat ben yollayacağım ama bana söz ver Baekhyun. Amerika'dan dönüşün mükemmel olacak. Her şeyi aşmış ve güçlü bir Baekhyun olarak."

"Söz veriyorum." Fısıltı halinde konuşmuş ve Kyungsoo'nun ona sarılı olan kollarını okşamak ile yetinmişti.


Bir Günde 2 bölüm~ yorumyorumyorumyorumyorumlütfen *-*


A Phone Beside Me (ChanBaek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin