*Disappointment*

305 16 3
                                    

Y/N:*Medyada ki fotoğrafa her baktığımda, "ah ulan" diyorum. "Ben bu mükemmel adamı hangi büyük sevabım karşılığında tanıdım? Hayatım boyunca tanıdığıma, sevdiğime pişman olmayacağım tek insansın Park Chanyeol.*

----
Chanyeol arabayı durdurdu ve emniyet kemerini çözen Baekhyun'a baktı.

''Annemler, tam şuanda masada yemek yemeye başladılar.'' Baekhyun saatine bakarak konuştu.

''İçeri gel de yemek yiyelim Chanyeol.'' Chanyeol gülümseyerek Baekhyun'un saçlarını karıştırdı. ''Yemek yiyeli 3 saat bile olmadı Baekkie. Kilo alacaksın.'' Baekhyun saçları üzerinde ki elleri yavaşça  itti. Ardından hemen saçlarını düzeltirken konuştu. ''Kilolu insanlar çok minnoş bence. Hem biraz kilo alsana sen! Mıncıramıyorum bile!'' Chanyeol arabayı kilitleyip anahtarı cebine attı. Büyük elleri Baekhyun'un ellerini kavrarken gülümsedi ve başını salladı. ''Senin için kilo alacağım Baekkie.'' 

Chanyeol ve Baekhyun'da yemek yiyen ailesine katıldığında ortam renklenmişti. 

Bay park kaşığını bıraktı ve suyundan bir yudum aldıktan sonra konuşmaya başladı. ''Düğün tarihiniz hakkında ne düşünüyorsunuz? Biliyorsunuz şirket işleri şuan iyi gidiyor ama bir yükseliş lazım.'' Chanyeol ve Baekhyun'da onu onaylarken Chanyeol ağzını bir peçete yardımı ile silip konuşmaya başladı.

''Bu konuyu henüz konuşmadık efendim.''

''Eyy! Bana artık Baba demelisin Chanyeol.'' Chanyeol ufak bir gülümseme sundu ve onayladı. ''Peki Baba.'' 

Baekhyun yanında ki Chanyeol ile birlikte odasına çıktı. Odaya girdiklerinde ardından kapıyı kapattı ve çoktan yatağın üzerinde oturmuş olan Chanyeol'un karşısına bağdaş kurarak oturdu.

''Ne düşünüyorsun? Ne zaman ve nerede olmalı?'' Chanyeol kucağına bir yastık aldı ve Baekhyun'a sordu.

''Sade olsun istiyorum bu yüzden sakin bir mekan olabilir. Zamana sen karar ver.'' 

''Şuan Ocak ayındayız ve soğuk olduğu için pek içime sinmiyor doğrusu. Ama Şubatın sonuna doğru güneşli bir gün olabilir ne dersin?'' Baekhyun başını aşağı yukarı salladı ve onayladı.

''O zaman aşağı yukarı her şey yerli yerine oturdu. Bu işler beni çok sıkıyor.'' Baekhyun yatağın başlığına gövdesini yasladı ve o da Chanyeol gibi kucağına bir yastık aldı. 

Ortamda ki sessizliği Chanyeol'un telefon zil sesi bozmuştu. "Bir saniye." Dedi ayağa kalkıp odadan çıkarken. Telefonu çıkarıp cevaplarken kim olduğuna dikkat etmemişti.

"Alo." Dedi. Sesi boştu. Kiminle konuştuğu konusunda bile emin değildi.

"Chanyeol, sevgilim. Bizi neden yalnız bırakıyorsun şu günlerde." Chanyeol gelen kadın sesi ile yüzünü buruşturdu ve telefonu kendinden uzaklaştırıp gelen aramanın adına baktı. 'Hae Soo' yazısını gördüğünde Baekhyun'un odasının önünden biraz daha uzaklaştı.

"Ne oldu Hae Soo? Sana bir daha beni arama dememiş miydim?" Chanyeol sesini kısarak konuştu.

"Chanyeol, sevgilim. Yarın seninle konuşmam gereken bir şeyler var. Benimle buluşmak zorundasın." Chanyeol'un bir eli saçına gitti ve hışımla dağıttı kahverengi tutamları. "Son kez Hae Soo. Son kez. Mesaj olarak mekanı atarsın."
"Tamam sevgilim." Chanyeol telefonu kapatır kapatmaz Baekhyun'un odasına girdi. Ufak adam kucağında ki yastık ile, Chanyeol'u beklerken uyuya kalmıştı anlaşılan. Chanyeol ufak bir gülümseme ile odadan sessizce ayrıldı.

Ertesi gün sabahın erken saatlerinde insanların genelde kahvaltı yapmak için kullandığı bir yerin önünde Chanyeol arabasını durdurdu. Hızlı adımlarını mekana yönlendirdi ve kapıya ulaştı. Kıvrak hareketleri ile içeri girerken, gözleri o kızı aramıştı.

A Phone Beside Me (ChanBaek)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang